12. Hanım Ağa

2.7K 113 6
                                    

Keyifli Okumalar:) Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum :)

Derya sabah gözlerini büyük bir huzurla aralamıştı. Kendal'ın kollarında sıcaklığının kuytusunda çok huzurlu bir şekilde uyumuş, dinlenmişti. Çok korkmasına rağmen Kendal o kadar hassas davranmıştı ki Derya kendini küçük bir bebek gibi hissetmişti.

Derya, kocasının göğsünden başını çekerek bir süre kocasının huzurlu izleyen yüzünü inceledi. Yüz hatları gevşemişti, saçları dağılmış hala derin bir şekilde uyuyordu.

Dün konağa geldikten sonra heyecanı bir an olsun azalmamıştı. Geceyi düşünmekten, heyecandan ağzına tek lokma koyamamıştı. Kaynanası bunu fark ettiği için odalarına bir şeyler göndermiş olmalıydı. Düğün başladıktan sonra masalarına gelen adam, Deryayı ürkütmüştü. Bir kez bakanın bir daha bakmak istemeyeceği kara gözleri vardı. Adam, Kendal ile konuşmuş, içten bir şekilde tebrik edip Deryaya çok güzel bir hediye vermişti. Çok pahalı belli olan yakut taşından bir set hediye etmişti. Düğünün en güzel kısmı kesinlikle kocası ile oynadığı harmandalıydı. Kocasının kendisine güven veren gözleri olmasa Derya biliyordu ki cesaret edip, kollarını açarak Kendal'a ayak uyduramazdı. Düğünün sonunda kaynanasıyla artık Kendal ve kendisinin olan odaya giderken ayakları birbirine dolanmıştı. Kolundan tutup, destek veren kaynanası olmasa da Derya emindi ki o adımları atarken yere kapaklanırdı. Kaynanasının söyleyip gittikleriyle ise iyice beti benzi atmıştı. Bir süre Kendal gelene kadar son halini de ilk defa gördüğü odaya hayran kalmıştı. Banyo kapının yanında ahşap dolap yer alıyordu ve kapağın bir tanesinde boy aynası bulunuyordu. Yatağın sağ tarafında iki berjer yer alıyordu ve Derya alışveriş sırasında dokusuna bayılmıştı.

 Yatağın sağ tarafında iki berjer yer alıyordu ve Derya alışveriş sırasında dokusuna bayılmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İkisinin ortasında viskos masanın yerleştirilmesini istemişti. Onların yanında da makyaj masası yer alıyordu. Kendal'ın adım seslerini duyduğunda nasılda kalbi küt küt atmaya başlamıştı öyle... Kocası kendisini öpeceğinde Derya bayılacağını düşünmüştü. Sabahtan beri bir şey yemediği için isyan eden midesi ise son dakika golünü atmıştı. Kocasının o muhteşem gülüşü Deryanın hala kulaklarında çınlıyordu. Çok utanmıştı. Aynı şeyin tekrar yaşanmaması için kocası banyodayken çok az bir şeyler atıştırmıştı. Sonrası ise rüya gibiydi. Bu kadar güzel olabileceğini, Kendalın kendisini bu kadar değerli hissettire bileceğini Derya hiç tahmin etmemişti. Duşlarını birlikte almışlardı. Kendal karısının kolları arasından uzaklaşmasına izin vermemişti. Çarşafları da değiştirdikten sonra sarmaş dolaş uyumuşlardı.

Kocasının yüzüne dokunmak için kalkan eli saate gözleri irileştiğinde paniklemiş gözleri kocaman açılmıştı. Saat on olmuştu. Konaktakiler çoktan uyanmış kahvaltılarını yapmış olmalılardı. Derya konaktakilerin ilk günden tembel bir gelin olduğunu düşünmelerini istemiyordu.

"Kendal, Kendal çabuk uyan," kocasını sarsarak uyandırmıştı.

Kendal bir haftanın açısını çıkartırcasına oldukça derin uyumuştu ve bir anda sarsılarak uyandırılınca neye uğradığını şaşırmıştı.

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin