11. Düğün II

2.6K 115 2
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR :)

Asuman ve ablaları mışıl mışıl uyurken Derya heyecandan pek uyuyamamış ara ara daldığı uykulardan da pek bir şey anlamamıştı. Ne ara sabah oldu fark edememişti. Demek ki evlenmek böyle bir şeydi. İnsanın içi heyecanla doluyor, kabına sığmıyor taşıyordu. Sanırım gökyüzünde süzülüyordu. Zira etrafında olup bitenler başını döndürüyordu.

İki üç lokma zor zahmet yiyebilmiş, kahvaltı sofrası hemen toparlanmıştı. Kuaför için oğlan evinden biri gelip, onları götürecekti.

Dışarıdan korna sesinin duyulmasıyla Asuman gelinliği kucaklamıştı. Gelenin Said olmaması için içinden dualar ediyordu.

"Hadi bekletmeyelim, çıkalım biran önce," hep birlikte kapıya yönelmişler teker teker çıkmışlardı.

Onlar tek bir araba beklerken, evin önünde iki araba duruyordu. Kızların evden çıkmalarıyla Kurtuluş ve Said arabalardan inmişti. Said, Asumanın elinde ki gelinliği almak için ağır ağır yaklaştı. Her bir adımda Asuman'ın kalbi hızlanıyordu. Said burnunun dibinde durup, gelinliği almak için uzandığında zorlukla yutkundu. Bir gün bu adamın yanında normal tepkiler verebilecek miydi? Hiç emin değildi. Said gelinliği alıp bagaja koyarken, Kurtuluşta diğer eşyaları alarak kendi arabasına yerleştirmişti.

Bagajın kapağını kapatırken, "Tamamdır hadi gidelim," dedi.

Derya ve Suna Kurtuluşun arabasına binerken, Asuman ve Oya Said'in bulunduğu arabaya binmişlerdi.

Asuman'ın arabanın kapısını açarken, elleri titremişti. Said'i görür görmez yine ve yine tepkilerini kontrol edemiyordu. Yol boyunca ara ara dikiz aynasına bakarak sevdiği adamı inceledi. Kirli sakalı ona çok yakışıyordu. Kaşları çatıktı ve gözlerinde sebebini tahmin edemediği öfkeli pırıltılar dolaşıyordu. Önceki görüşlerinin aksine bu sefer üzerinde spor kıyafetler vardı. Siyah bir pantolon beyaz düz bir tşört giymişti. Uzamış olan saçları alnına dökülüyordu ve bu ona inanılmaz bir hava katıyordu. Esmer tenine tezat yemyeşil gözleri insanın gözünü alıyordu.

Bacağında hissettiği cimcikle yerinde hoplamış, kafasını tavana vurmuştu. Neyse ki çok şükür çığlık atmamıştı. ALLAHım! Ağlamak istiyordu bu kaçıncı rezillikti? O an hızını alamayan Said sertçe tümsekten geçtiği için Oyada öne doğru savrulmuş, ön koltuğa tutunmuştu ve Said işin aslını anlayamamıştı.

Asumanın Oyanın çatılmış kaşlarından durumu anlaması gecikmemişti. Yüzü yakalanmanın verdiği mahcuplukla kızarırken Said de dikiz aynasından arkaya doğru bakıyordu.

"Bir şeyiniz var mı?" Asuman, Said'in gözlerinde biran endişe gördüğünü sansa da o kadar ani bir geçişti ki... Öyle olmasını istediği için yanıldığını düşündü.

Kafası acımıştı ama sorun yoktu. Kısaca; "İyiyiz," dedi.

Asuman başını cama doğru hemen çevirmişti. Allahtan saçları uzundu da yüzünü kapatıyordu.

***

Kurtuluş arabayı dikkatli bir şekilde kullanıyor bir yandan da ilk kez gördüğü ağabeyinin evleneceği kızı inceliyordu. Yaşının kaç olduğunu tam kestiremese de yirmilerin başında olduğu çok belliydi. Kemalle yaşıt olmalıydı. Biraz sohbet edebilirlerdi.

"Jinbira*, beni tanıyor musun?"

Derya dikiz aynasından kendisine bakan genç adama hayır manasında başını sağ sola salladı.

Kurtuluş'un dudakları kıvrıldı. Burada olmadığı için kendini tanımaması normaldi. Genç kızın çekindiğinin farkındaydı.

"Kendal Ağa'nın kardeşiyim. Kurtuluş KIRALI."

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin