Merhabalar sevgili okurlarım keyifli okumalar :)
Bölümü yazar yazmaz paylaşıyorum. Yıldızları görelim :)
Kendal işten geldiğinde Derya'nın keyifsiz olduğunu fark ettiğinde mevlüt'ün tatsız geçtiğini anlamıştı.
Kemal'de İstanbul'dan gelmişti. Andrea ve Rafaella artık Urfa'dan gittikleri için keyfi yerinde gözüküyordu. Sultan Hanım Kemal'in gelişine sevinirken tüm çocuklarını tek tek sormuştu. Hepsinin iyi oluşu ile ana yüreği rahat etmişti.
Kendal ise Derya ile baş başa kalacağı anı kolluyordu.
Kendal Derya'yı mutfakta yalnız yakaladığında bu durumu fırsata çevirmişti. Derya'nın arkasından sarılırken saçlarını tek omzunda toplayarak dudaklarını karısının boynuna mühürlemişti.
"Delalim," İçinden kopup gelen bir sesle konuşuyordu. Deryanın karnında avcunu gezdirirken avucunun içinde hissettiği hareketlilikle Derya'ya soracağı tüm şeyleri unutmuştu.
Şaşkınlık içerisinde "O neydi?" dedi. Derya'nın keyfi yerine gelirken "Tekme attı" diyerek çeşmeyi kapatıp sırtını iyice Kendal'ın göğsüne yasladı.
Kendal'ın şaşkın ifadesi gülümsemeye dönüşürken kalbi sevinç içerisinde atmaya başlamıştı. Derya Kendal'ın elinin üzerine elini koyarak "Tam burada sen sabah işe gittikten sonra ilk tekmesini attı bu ikinci tekmesi" diye anlattı.
Kendal durmaksızın Derya'nın göbeğinde elini gezdirirken yüreği kıpır kıpırdı.
"Aylardır sen onu içinde hissediyorsun delalim ama ben onunla ilk kez iletişime geçmiş gibiyim bu Allah'ın mucizesi Rabbime şükürler olsun"
Kendal'ın gözleri sulandığında Derya'da aynı şekilde tepki vermişti. Sabırla bekledikleri her şeyi şimdi yaşıyorlardı. Mutluluklarının adı Kahraman'dı. O, annesinin karnında büyüdükçe Derya ve Kendal'ın da mutlulukları büyüyordu.
Kendal Derya'yı daha sıkı sarıp sarmalarken çaydanlıkta ki kaynayan su fokurdamaya başladığı için taşmaya başlamıştı. Suların ocağa sıçradıkça çıkardığı sesler ile Derya Kendal'dan telaşla ayrıldı. Kendal hemen Derya'nın kendini yakmaması için mani olurken ocağı kapatarak çayı demledi. Ocağı temizleyerek çaydanlığı yerleştirip altını tekrardan açtı.
Derya ile göz göze geldiklerinde kahkahalarla gülmeye başladılar. Kendal'ın Deryaya sokulmasıyla gülüşünden öpmesi bir oldu. Deryanın yanakları pembeleşirken gülüşmeleri devam ediyordu.
Neşelerine gam değmezken içeriye Kemal girdi. Tek kaşı havada "Neşeniz bol olsun" dedi. Derya Kendal ile arasına mesafe koyarken Kendal'ın somurtmasına gülmemek için dudaklarını dişledi.
"Niye geldin?"
Kendal Kemal'e terslenirken Kemal çoktan temiz bardak çıkarak sürahiden su doldurmaya başlamıştı.
Suyu ağabeyine kaldırıp göstererek tek dikişte içti.
"Çok susamışım," dedi. Dudaklarının kıvrımlarında eğlenen ifadesi elbette Kendal'ın gözünden kaçmadı.
Kendal'ın telefonu çalmaya başladığında Kemal pek fazla azar işitemeden mutfaktan bu sayede sıvışmıştı.
Derya çay bardaklarını dolaptan çıkarırken Kendal, "Efendim Behram," diyerek telefonunu cevapladı. Behram'ın adını duymasıyla Derya'da dikkat kesilmişti.
Kendal'ın kaşları çatılırken "Neden?" diye sordu. Derya'nın karnı meraktan kasılmıştı.
"Deryaya sormam gerek bir dakika bekle"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...