14. Çiftlik II

2.3K 103 0
                                    

Keyifli Okamalar :)

Begeni ve yorumlarınızı bekliyorum :)

Güneş ışıkları tüm odayı aydınlatıyordu. Derya güne kasıklarında ki şiddetli ağrıyla yüzünü buruşturarak gözlerini kırpıştırıp araladı. Yeşillikleri gözlerini açar açmaz kocasının yüzünü bulmuştu. Tüm gece Kendal'ın kollarında uyumuş olduğunu kavramak zor değildi. Üzerinde ki ince geceliğe rağmen terden saçları yüzüne yapışmıştı. Deryanın gözleri dehşetle irileşirken aklı dün geceye gitti. Kendal'ın kendisini kucaklayarak yukarı kadar taşıdığını hatırlıyordu ama devamı yoktu. Dudaklarını birbirine bastırıp, dişlerken üzerini Kendal'ın değiştirmiş olduğu gerçeğiyle yüzleşti. Kocası belki üzerini değiştirmesi için Nuray'ı çağırmış olabilirdi bu düşünceyi aklına geldiği gibi geri sildi. Onlar evliydi! Üstelik bir karı kocanın yaşaya bileceği her şeyi yaşamışlardı. Bu durumda Kendal'ın Nuray'ı çağırma için hiçbir sebebi yoktu. Kocasının yüzünü incelerken onunda terlemiş olduğunu gördü. Alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Tenleri bu kadar yakın, ısıları birbirine karışmışken ter su içinde kalmak kaçınılmazdı. Üstelik hava da bu kadar sıcakken nefes almak bile zaman zaman zorlaşıyordu.

Kasıklarında ki ağrı kendini hatırlatırken, Derya tekrardan yüzünü buruşturarak kocasının göğsüne yüzünü gömdü. Gözlerini sımsıkı yumarak bir süre ağrının geçmesini bekledi. Kasıklarında ilk geceden sonra bir sızı oluşmuştu tamam ama o sızı nasıl olurda şimdi böyle bir ağrıya dönüşebilmişti? Derya aklına gelen ihtimalle panikle kocasının kollarında doğrulmak istese de Kendal daha sıkı sararak izin vermemiş karısının boynuna yüzünü gömmüştü. Kısık sesle; "Rahat dur biraz daha uyuyalım" diyerek Deryayı kendisine bastırmıştı.

Derya gittikçe ne yapacağını şaşırırken, aklına gelen ilk kurtuluş yöntemini söyledi. Kocasının kulağına; "Lavaboya gitmem gerek," diyerek fısıldamıştı.

Kendal'ın kolları gevşerken karısı kollarının arasından ayrılmadan; "Hemen gel," dedi.

Derya acele etmesi gerektiği için odanın içinde bulanan kapıya doğru ilerledi. Banyo olmalıydı. Yanılmamış olmak Deryayı çok sevindirirken emin olmak için gerekli işini gördüğünde daha çok paniklemişti. İhtiyacı olan şeyin yanında olmaması daha da çok zor durumda kalmasına sebep oluyordu. Saçlarını geriye doğru atarak yüzüne soğuk su çarparak, kuruladı.

"Deryaaaa," Kendal'ın seslenmesiyle elinde ki havluyu düşürürken, yerden alarak; "Geliyorum," dedi. Havluyu yerine astıktan sonra banyodan çıkmıştı.

Kendal yatakta oturarak, kendisinin banyodan çıkmasını beklediğini gördüğünde ne söylemesini gerektiğini bilemiyordu. Kendal'ın kısık gözleri karısını baştan aşağıya taramıştı. "Bir sorun mu var?" dedi. Genç kadının uzun süre banyoda durması Kendalın merak etmesine sebep olmuştu.

Deryanın elleri önünde birleşirken utancından kocasının yüzüne bakamıyordu. Biran önce odadan çıkması ve Nuray'ı bulması gerekiyordu. "Bir sorun yok," kasıklarında ki ağrı yine kendini yoklarken; "Ben su içip geleceğim," der demez odadan çıkmıştı. Merdivenleri hızla inerken aşağıdan gelen tıkırtılar yüzünü güldürmüştü. Mutfağa geldiğinde Nuray'ın elinde bıçakla salatalıkları doğruyordu.

"Nuray,"

Genç kadın elinde ki bıçağı korkuyla düşürürken elini damağına götürmüştü.

Derya hemen bir bardak su doldurarak genç kadının oturmasını sağlamış suyu eline tutuşturmuştu. Nuray suyunu içerken, yerinden çıkacakmış gibi olan kalbi yavaş yavaş kendine geliyordu.

Deryada hemen yan sandalyeye oturarak; "Özür dilerim amacım seni korkutmak değildi," dedi. Nuray, Kendal Ağanın karısını çok sevmişti. Ne kadar da düşünceliydi böyle daha önce evinde çalışandan özür dileyen başka bir hanım ağa daha görmemişti. Kocaman gülümseyip genç kadının içini rahatlattı.

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin