Yıldıza Basmayı Unumayınız!
Keyifli Okumalar :)
Hesna kaçar gibi içeri girdiğinde Kemal arkasından ilerleyerek merdivenlerde yakaladı. Hesna'nın kolundan tutarak durdurarak kendisine çevirdi. Hesna'nın gözleri irileşirken "Ne istiyorsun benden?" diye sordu. Yaşadığı heyecan bir yana biri görecek korkusu ile ödü kopuyordu.
"Biz seninle evleneceğiz biliyorsun değil mi? Beni beğenmeme gibi bir lüksün yok kocan olacağım senin,"
"Bunun için mi geldin peşimden saatler önce aklını çelmekle beni suçlayan sendin,"
Hesna kendine hakim olmak istese de Kemal'in atıflarına sinirlenmemek elde edildi. Kemal ise durup yaptığını düşündüğünde hata yaptığının farkına varmıştı.
"Özür dilerim kaba davrandım sende ağzımın payını verdin ama,"
Hesna daha fazla Kemal'in gözlerine bakamazken "Bırak kolumu" dedi.
Kemal'in tutuşu canını yakmıyordu ama temasıyla hızlanan kalbi patlamak üzereydi.
Kemal elini çekerek "Affedersin canını mı yaktım?" diye sordu. Gözleri kısılmış canını yakmadığından emin bir şekilde bakıyordu.
"Hayır,"
Hesna üzerinde pijamaları ile Kemal'e yakalandığı için zaten utanırken kendisini oyalaması ise paniğe sürüklüyordu. Şalına daha fazla sarıldı.
"Ben odaya çıkıyorum peşimden gelme biri görecek her şeyi yanlış anlayacaklar,"
Kemal'in dudakları kıvrıldı. Loş ışığın altında kahverengi gözlerinde haylaz parıltıların parladığını Hesna görebildi.
"Konuşmak için odana gelmemi ister misin?"
Hesna'nın ağzı açık kalırken yüzü hayret, şaşkınlık ve şoku bir arada barındırıyordu. Konuşabildiğinde ise kekelemesine engel olamamıştı.
"Sen...sen" nefesi körüklenirken "Yaban ellerde mi okumak seni böyle edepsizleştirdi?" diye sordu.
Kemal'in eğlenen ifadesi silinirken gözlerinde ki haylaz pırıltılarda kaybolmuştu. Londra artık onun için hatırlamak istemediği anılarla dolu bir yerdi. Kemal'in yüzüne yerleşen ciddi ifade ise Hesna'ya yanlış bir şey söylediğini hissettiriyordu.
"Bu kadar asabi olma şaka yapmıştım."
Hesna yüzünü asarak "Şakaların hiçte komik değil" dedi.
Kemal çenesini kaşıyarak "Biz seninle evlenince nasıl anlaşacağız acaba," diye merak içerisinde sorguladı.
Sürekli evleneceklerini dile dökmesi Hesna'yı heyecanlandırıyordu. Kemal kollarını birleştirerek sorgular bir ifadeyle "Söylesene nasıl tip erkeklerden hoşlanıyorsun sen?" diye sordu. "Şişko erkek mi seviyorsun gerçekten de"
Gittikçe kızarmaya başlayan Hesna "Şişko erkek filan sevmiyorum ben" diye çıkıştı. Sesinin yüksek çıktığını fark ettiğinde biri duyacak endişesi ile alçaltarak "Rahat bırak beni," diyerek arkasını döndü.
Kemal gitmesine izin vermezken kolundan tutarak bir kez daha kendisine çevirdi. "Söyle bana," diyerek diretti.
"Sence benim erkek seçme şöyle olsun böyle olsun deme lüksüm var mı? Bizim kaderimiz bebekken çizilmiş. Benim senden başka birini düşlemem sana da bana da yazık değil mi?"
Kemal dumura uğrarken Hesna Kemal'in boşluğundan faydalanarak ses çıkarmamaya özen göstererek hızlıca merdivenleri çıkıp gözden kaybolmuştu. Hesna Kemal'in içine bir ateş düşürmüştü. Londra da sürmüş olduğu rahat hayatı Hesna duysa belki de kendisinden nefret edecekti. Kemal içine düşen sıkıntıyla yüzünü sıvazladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...