Yıldıza Basmayı Unutmayınız!
Keyifli Okumalar :)
Kendal kardeşlerinin arasından sıyrılarak Derya'nın yanına geldi. Kemal, Kenan, Karan ve Korhan tek tek çıkarak kapıyı kapattılar. Kendal dizleri üzerine çökerken Derya'nın karnının üzerinde tuttuğu ellerini tutarak ellerinin üstüne öpücüğünü kondurdu.
"Delalim artık eve götüreceğim seni,"
"Kendal peki sen, sen burada mı kalacaksın?"
Kendal derin bir nefes alarak kahveleriyle Derya'nın yeşilliklerinin derininde nefeslendi.
"Kurtuluş'un başında ben kalacağım delalim anam ve babamda çok yıprandı Kurtuluş normal odaya alındı artık zamanla kendini toparlayacak bizimde bir an önce toparlanmamız gerekiyor ki daha güçlü ayağa kalkabilelim"
Derya dudağını dişleyerek başını salladı. Biran olsun Kendal ile ayrı kalmak istemese de hastanede kalabalık yapmanın bir anlamı da kalmamıştı. Üstelik bebeğini de düşündüğünde bunu kabullenmekte zorlanmamıştı.
Kendal'ın elini parmaklarına kenetlemesiyle ayağa kalktı. Başını Kendal'ın koluna yaslarken gözleri kapandı. Biraz önce yaşadığı baş dönmesi ve mide bulantısı ayağa kalkar kalkmaz kendisini yine belli etmişti.
Kendal Derya'nın yüzünü kapatan saçlarını geri çekerek telaşla "Delalim iyi misin?" diye sordu.
Derya hafifçe başını kaldırdı.
"İyiyim Kendal doktor böyle şeyler olabileceğini söyledi"
Kendal parmaklarını çözdü ve anında Derya'nın beline kollarını sararken gövdesine bastırdı. Başının üzerine öpücüğünü kondururken derin derin kokusunu içine çekti.
"Sen benim sol yanımsın Derya'm ve ben sol yanımın hep iyi olmasını istiyorum söyle bana delalim senin için ne yapabilirim?"
Deryanın gözleri buğulandı ve yaşları akmak için sabırsızlandı.
"Yanlış bir şey yapma Kendal eğer benim ve bebeğimizin iyi olmasını istiyorsan yanlış bir karar alma,"
Derya öyle ürküyordu ki bu meseleden çözüme kavuşmasından çok daha çok büyümesinden endişe ediyordu.
Kendal Deryanın yüzünü avuçları arasına alırken akmış olan yaşları kuruladı.
"Olmayacak delalim yanlış bir şey asla olmayacak,"
Derya gözlerini kapatıp açtı.
Kendal güvendiği dağı inandığı yoluydu. Ona bulutları getiren adamdı ve o adam yanlışı da doğruyu da asla karıştırmazdı. Deryayı yatıştırmak isterken ikilemde asılı kalsa dahi.
****
İstanbul'a gelmiş olmalarına rağmen haftalardır uğramadıkları eve geldiklerinde Nurcan Hanım aileyi gözü yaşlı karşılamıştı. Duyar duymaz hastaneye koşup gelmiş Kıralı ailesi kadar kahrolmuş ve tüm aile için günlerdir yemek yaparak hastaneye taşımıştı.
Bedenler yorgun, yüzler ise solgundu. Acı ruha işlemişti. Sessizlik ailenin en çok paylaştığı eylem olmuştu. Kendal, Kadir Ağa'yı Sultan Hanım'ı ve Derya'yı eve bırakarak duşunu alıp hastaneye geri dönmüştü. Derya, Kendal'ın gidişini camdan endişe ile izlemişti. Evlerinin bahçesi kalabalıktı Deryanın tanımadığı bir sürü takım elbiseli adam bahçe de konumlanmıştı. Kendal'ın hiçbir tedbiri elden bırakmaması Deryayı rahatlatmak yerine sürekli tehlikede olduklarını hissetmesine sebep oluyordu. Camdan bakmak ve yabancı adamları görmek endişesini katladığı için camın önünden ayrılarak odadan çıktı. Antrenin sonundaki merdiven basamaklarını sessizce indi. Son basamakta gözleri solanda oturan kendi dünyalarındaki çektikleri acıya hapsolmuş iki insana kaydı. Kadir Ağa iki elinin arasında tuttuğu bastonu ile cam kenarındaki berjerde dışarıyı bakarak gözünü uzaklara dikmişti. Sultan Hanım'ın zayıf bedeni daha çok küçülmüştü ve devamlı akan yaşları ile ailesi için sağlık ve esenlik dolu dualarını elinde tespihi ile eksik etmiyordu. Hayatı paylaşan iki koca yürekli insan hayatın bir başka acısını beraber göğüslemişlerdi. Derya merdivenlerin başında salonda iki farklı köşede oturan koca yürekli çok sevdiği kayınvalidesi ve kayınbabasına bakarken ellerini karnına sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...