10. Düğün I

2.3K 114 3
                                    


Keyifli Okumalar :)

Derya yorgunlukla yatağına kendisini attı. Kah gülmüş, kah ağlamış dolu dolu eğlenceli bir kına gecesi olmuştu. Evleri küçük olsa da bahçesi geniş olduğu için Derya, kızlar arasında bahçede yapmak istemişti. Yarın dolabının kulpunda asılı olan gelinliğini giyecekti. Bu evde ki son gecesiydi. Göz pınarları yaşla dolmuştu. Bu evi, babasını, yatağını, yastığına bile çok özleyecekti. Yastığına biraz daha gömüldü çok yorgundu...

Bir hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Asuman ve ablalarının varlığı Deryaya büyük bir destek olmuştu. Kendalı hastaneden çıktıktan sonra -babasıyla birlikte kendisinin eve bırakmasının ardından- bir daha görmemişti.

Oda kendisi gibi merak ve heyecan dolu muydu? Ne hissediyordu? Bu evliliği kabullenirken ne düşünmüştü? Sevdiğini sanmıyordu. Aralarında sevgi bağı oluşacak kadar yakınlaşmamışlardı. Peki. Kendal, kendisini sever miydi?

Derya bu evliliği çoktan kabullenmiş, alışmıştı. Ömrünü geçireceği adamı sevmek istiyordu. Kendal'ın da kendisini sevmesini istiyordu. İnsan karısını sevmeliydi. Mutlu ve sıcak bir yuva Kendal ve Deryayı bulur muydu?

Asuman mutfaktan suyunu içip, gelmiş yatağa zıplamıştı.

"Kızım seni de iki dakika yalnız bırakmaya gelmiyor hemen yeşilliklerin sulanmış," Deryanın yüzünü kapatan saçlarını eliyle geriye doğru savurdu.

"Neşelen bebeğim yarın çok eğleneceksin," Asumanın imasıyla Derya utançla kızarmıştı. Yüzünü yatığına bastırarak inledi. Asuman bunu yapmaktan delicesine keyif alıyordu ki... Neşeli kahkahasını eliyle ağzını kapatarak bastırmaya çalışsa da çokta başarılı olamıyordu.

"Gülme Asu!" Derya sinirlenmeye başladığının sinyallerini veriyordu. Ne zaman kızmaya başlasa genç kızın adını kısaltır Asu diyerek hitap ederdi.

"Tamam bebeğim, hadi uyuyalım malum yarın çok yorulacaksın," yastığıyla genç kızın üzerine çullanarak yatağa devirmişti. İtinayla genç kızın kafasına kafasına yumuşak yastığı indiriyordu. Tabi bir taraftan da söyleniyordu.

"Seni de göreceğiz hanımefendi. Bugün Said'i karşısında ki hallerini hatırlatırım,"

Kına başlamadan önce Said gelmiş, bahçe kapısını Asuman açmıştı. Karşısında sevdiği adamı bir kez daha görünce genç kızın dili tutulmuştu. Said bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını öğrenmek için gelmişti. Asuman ise genç adama özlemle bakmaktan iki lafı bir araya getirememiş kekeleyip durmuştu. İmdadına Suna abla yetişirken, Asuman kaçıp, içeriye girmişti. Tam bir rezillikti! Ve eğer Said'i bir kez daha görürse yüzüne bakabileceğinden emin değildi.

Asuman iç çekerek kafasına inmek için kalkan yastığı kapıp, başının altına koydu.

"Benim kekeme ve aptal bir kız olduğumu düşünmüş olmalı," Derya, Asumanın gözlerinin bulutlanmasıyla yanına sokularak, sarıldı.

"Senin çok güzel ve heyecanlı bir kız olduğunu düşünmüştür bence,"

"Keşke öyle olsa," Asuman tüm kalbiyle bunu istemişti.

Kapı açılmış içeriye Oya ve Suna girmişti.

"Şunlara bak Suna bizsiz koyun koyuna yatıyorlar," En büyükleri olan Oya iki elini beline koymuş, kaşlarını çatmıştı. Oya balık etli, sevecen ağır başlı bir kadındı. Saçlarını uzatmayı sevmez hep kısa tutardı. Kahverengi gözlerinde evin en büyüğü olmanın sorumluluğunu taşıdığı her daim belli olurdu.

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin