Keyifli Okumalar :)
Kendal karısının yanında biran olsun ayrılmazken Derya'nın elini de bırakmıyordu. Karısı... Canı... Yoldaşı her zaman yanında olduğunu hissetsin istiyordu. Kendal günün birinde bir kadına bu kadar müptela olacağını hayal dahi edemezken şimdi o hayal edemediğini yaşıyordu ve bundan biran olsun pişmanlığı yoktu. Bir kayıp daha vermiş olsalar dahi Kendal karısı içinde ayakta duracaktı. Her zaman karısının dağı, gücü, sığınağı olacaktı.
Kapı usulca aralandığında Kendal kimin geldiğine dönüp bakmamıştı. Yanına yaklaşan ayak seslerinin işitse de umursamadı.
"A... Ağam,"
Titrek çıkan sesin sahibine döndüğünde yatağın yanı başında duran gözleri yaşlı iki kadına döndü.
Deryanın ablaları Oya ve Suna karşısında duruyordu. Kendal, annem haber etmiş olmalı diye düşünürken Suna'nın şiş karnına gözü takılınca bunun iyi mi kötü mü bir fikir olduğundan emin olamamıştı.
Oya gözünden oluk oluk akan yaşları silerek kendini bir nebze toparlamaya çalıştı. Derya evin küçüğü olarak her zaman evin neşesi ve en kırılganı olmuştu. Şimdi biricik kardeşini böyle görmek yüreğini dağlamıştı. Üstelik bebeğinin de kaybettiği gerçeği vardı ki... Bir anne olarak Deryanın acısını kendi acısı olarak görüyordu.
"Ağam biz Deryanın başında dururuz siz eve gidip biraz dinlenin,"
Kendal Ağa iki günde çökmüştü resmen gencecik adam karısını kaybetme korkusuyla kırk yıl yaşlanmış gibiydi.
"Bir yere gitmeyeceğim, Derya uyanırsa yanında olmalıyım,"
Karısının elini tutan eli biraz daha sıklaşırken içeriye girmekte olan Doktor Erkin konuşmayı duymuştu.
"Hanımlar haklı Kendal Bey biraz dinlenmeniz lazım, Derya Hanım akşama kadar uyanmayacaktır uyandığında sizi böyle mi görmesini istiyorsunuz? Sizde biliyorsunuz ki bu süreçte gücünü sizden kalacak bu halde ona destek olabileceğinizi sanmıyorum."
Kendal, Doktor Erkin'e öfkeli bir bakış atıp, sertçe; "Gitmeyeceğim," dedi.
Doktor Erkin, onaylamaz bir bakış atarken Kendal'a Oya genç adamı ikna edebileceği tek yolu kullandı.
"Kadir Ağa konağa gelmenizi bekler ağam,"
Kendal'ın kaşları çatılmıştı. Babası neden karısını bırakıp konağa gelmesini bekliyordu ki? Herkes el birliği olmuş insanı kasvete boğan hastane odasında karısını bırakmasını bekliyordu. Derya'nın en çok Kendal'a ihtiyacı vardı göremiyorlar mıydı?
Kendal, elleri arasında ki karısının soğuk eline şefkatli bir öpücük kondurarak Oya ve Sunaya döndü.
"Bir saate dönmüş olurum. Başından ayrılmayın," dedi.
"Biz burada oluruz ağam siz hiç merak etmeyin,"
Derya, Oya ve Suna'nın canıydı, kanıydı nasıl olurda böyle bir zamanda yalnız bırakırlardı. Küçük kardeşleri iyileşene kadar yaşadıkları şehirlere dönmeyi düşünmüyorlardı. Oya kayınvalidesi hayatta olmadığı için oğlu ve kızını görümcesine emanet edip gelmişti. Suna ise eşinin hiçbir akrabası bulunmadığı için kızını yanında getirmiş konağa bırakmıştı.
Doktor Erkin, Suna'nın hamile olduğunu fark edince; "Çok fazla ayakta kalmayın," diyerek uyarısını yapıp, Kendal'ın ardından odadan çıkmıştı.
****
Kendal, konağa geldiğinde sanki bir el boğazını sıkıyordu. Kısa bir duş alıp sonrada tekrardan hastaneye geri dönecekti. Mutfaktan çıkan Sultan Hanım, Kendal'ın geldiğini görünce yanına hızlı hızlı yaklaşarak; "Oğul sana bir şeyler hazırlatayım, boğazından birkaç lokma geçsin," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...