Keyifli Okumalar :)
Derya Asuman'ın yanından bir an olsun ayrılmamış uykuya dalana kadar yanında kuzenine sarılarak sakinleşmesini beklemişti. Asuman üzerini dahi değiştirmeden ağlaya ağlaya uykuya dalmıştı.
Asuman'ın uyuduğundan emin olan Derya sessizce yanından kalkarak üzgün bir bakış atıp gürültü yapmadan odadan çıktı. Biraz önce kapının şiddetli çarpma sesiyle İsmail dayısının çıkıp gittiğini anlamıştı.
Derya Serap yengesini ve İsmail dayısını ilk kez böyle bir kavganın içinde gördüğü için epey bocalamış durumdaydı. Salona ilerlediğinde Serap yengesini de epey ağlamış olarak burnunu çekip peçeteye silerken buldu.
Derya hızlıca yengesinin yanına ilerledi.
"Yenge iyi misin?" dedi.
Serap yenge gülümseyeme çalışsa da nafile bir çaba olmuştu.
"Beni boş ver kızım Asuman nasıl uyuyabildi mi?"
"Zor oldu ama uyudu yenge"
Serap yenge akan gözyaşlarını bir kez daha sildi.
"Her şey mahvoldu hiçbir şey Asuman'ın istediği gitmedi ne olacak şimdi hiç bilmiyorum İsmail nuh diyor peygamber demiyor onu ilk kez böyle görüyorum"
Derya da bu konuda çok endişeliydi. Yumuşacık kalbi olan dayısının gözü bugün hiçbir şeyi görmemişti.
"Dayımın öfkesi geçince yaptığından pişman olacaktır yenge eminim ben Said ile tanışmaları hoş olmadığı için önyargılı ondan böyle yaptı kesin Said'i daha iyi tanısa oda bulunduğu ithamlardan pişman olacaktır Asuman'a zaten kıyamaz ikisi de birbirini seviyor"
"İnşallah Derya inşallah kızım dediğin gibi olur ben pek ümitli değilim senin kadar yirmi üç yıllık kocamı ilk kez böyle gördüm"
Derya üzgün bir şekilde yengesine baktı. Bundan sonra neler olacağına dair ikisi de merak içerisindelerdi. Asuman'ın uyanınca görüp tekrardan ağlama krizine girmemesi için tüm bohçaları kaldırdılar. Bohçaların söz olmadığı için geri verilmesi gerekse de Said'in annesinin de Sultan Hanımın da bohçaları geri almayacaklarını biliyorlardı.
İşleri bittiğinde İsmail dayı hala gelmemişti Serap yengenin yatacağını söylemesi ile Derya da odasına geçerek Kendal'ı aradı. Gittiğinden beri konuşmamışlardı ve kocasının ne yaptığını merak ediyordu. Kendal telefonu ilk çalışta açmıştı.
"Alo Kendal"
"Şükür delalim aramanı bekleyip durdum biraz daha aramasaydın seni görmek için gelecektim çok merak ettim"
"Ben iyiyim Kendal Asuman'ın yanından ayrılamadım telefonda odadaydı hiç bakamadım o yüzden yeni uyudu sonrada yengemle bohçaları filan topladık ancak odaya geçebildim sizde durumlar nasıl amcanlar ben gelmedim diye bozulmadılar değil mi?"
"Yok delalim olur mu öyle şey anlayışla karşıladılar"
Deryayı böyle bir kötü durumda tek sevindiren şey bu olmuştu.
"Said nasıl? Giderken pek iyi görünmüyordu"
"Urfa'ya geri döndüler Derya'm Said'de durmak istemedi dağıldı tabi sular durulsun babam orta yolu bulacağını söyledi"
Derya'nın tek ümidi buydu. Kadir babasına bu konuda güveniyordu.
"Tamam Kendal'ım yarın görüşürüz öyleyse iyi geceler"
"Sana da iyi geceler Derya'm"
Derya telefonu kapatarak komedinin üzerine geri bıraktı. İçine sinmeyerek tekrardan Asuman'ı kontrol edip geri geldi. Huzursuz bir şekilde uyuyordu Derya'nın içi kuzenini böyle gördükçe cız etti. Her şeyin en kısa zamanda yoluna girmesi için dua ederek odasına geçti. Pijamalarını giyerek yatağa uzandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...