Merhabalar :)
Yeni bölümle geldim bir sonra ki bölümde Kendal ve Derya ile Kıbrıs'a gidiyoruz :)
Profilimde ki yeni hikayemde beni yalnız bırakmayınız.
Keyifli Okumalar :)
Yıldıza basmayı unutmayınız! :)
Derya aynada kendisine bakıp duran kuzeninden gözlerini alamıyordu öyle güzel olmuştu ki giydiği kırmızı bindallı içerisinde onun mutluluktan bu kadar çok ışıldadığının farkındaydı.
Kına kadınlar arasında olacaktı. İzmir'in sıcaklığını da düşünülünce terası olan bir düğün salonu tutulmuştu. Aynı zamanda salonun kır bahçesi de bulunuyordu. Kadınlar yukarıda eğlenirken erkeklerde orada kendi aralarında vakit geçireceklerdi.
"Derya Said beni böyle beğenir değil mi?"
"O kadar çok ışıldıyorsun ki gözleri kamaşacak bence"
Erkekleri hiçbiri kınaya dahil olmayacak olsa da Said laf dinlemeyerek Asuman'ı görmek için yukarı çıkacağını söylemişti. Asuman tüm hazırlığını salonun gelin için ayrılan bölümünde gerçekleştirdiği için Said'in Asuman'ı görme imkanı henüz olmamıştı.
Kapı tıklatılıp ardından Said içeri girdiğinde Derya oturduğu yerden kalkarak birbirlerinden gözlerini alamayan çifti yalnız bırakmak için "Ben çıkayım" dedi. Said Asuman'a doğru ilerlerken Derya ikisinin de kendisini duyup duyamadığından emin olamadı. Odadan çıkarken ise Kendal ile burun buruna gelmişti.
"Kendal senin ne işin var burada?"
"Said'in peşine düştüm Derya'm İki gündür Asumanlasın hasret bıraktın kendini"
Deryanın yanakları al al olurken "Sadece gündüzleri yanında yoktum Kendal" diyerek altını çizdi.
"Gündüzlerin ne kadar uzun olduğunu unuttun galiba delalim temmuz ayındayız"
Derya ne dese boş olacağının farkına vararak çaktırmamaya çalışsa da kocasını süzdü. Damattan farkı yoktu çok yakışıklı görünüyordu. Derya her defasında kocasına içi giderek bakmaktan geri duramıyordu.
"Derya'm çok güzel olmuşsun"
Derya beyaz bir elbise giymişti İzmir'e gelir gelmez ablaları ve Asuman ile alışverişe çıkmışlar kına ve düğün için kıyafetlerini almışlardı. Kına kadınlar arasında olacağı için Asuman ve ablaları bu elbiseyi almasında çok ısrarcı olmuşlardı. Derya ısrarlarına kayıtsız kalamayarak elbiseyi almıştı. Kendal'la İstanbul da gittikleri yemekten sonra giydiği en açık elbiseydi.
"Yine yanakların kızardı anam seni böyle görmesin yoksa burada olduğumu anlar"
Kendal yarım bir şekilde gülümseyince Derya'nın Sultan Hanıma yakalanma ihtimali ile yanakları daha çok kızarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...