18. Çığlık çığlığa

1.7K 85 0
                                    

Keyifli Okumalar :) Pazartesi günü KurtBereli hikayemin ilk bölümünü atıyorum hepiciğinizi beklerim :) Pek sevğili ablamın hikayesi 4 Çeyreği mutlaka okumanızı tavsiye ederim :)

Kendal haberi alır almaz toplantıyı yarım bırakarak, arabaya atladığı gibi son sürat hastaneye gelmişti. Gelene kadar karısına bir şey olacak düşüncesi genç adamı yiyip bitirmişti. Ani frenle yolun ortasında durarak, arabadan fırladı. Hastanenin sansörlü kapısından koşarak içeriye girdi.

Yolda Rıfatı arayarak karısının kaçıncı katta olduğunu öğrenmişti. Danışmanı geçerek merdivenlere doğru ilerledi. Koşarak çıktığı merdivenlerde dördüncü kata gelmesi kısa sürmüştü. Koridorda Rıfat'ı görünce doğruca yanına ilerledi.

"Durumu nasıl?"

"Bilmiyorum Ağam testler yapıldı. Doktor içerde henüz bir şey söylemediler,"

Karısının babasına ne kadar düşkün olduğunu bilen Kendal karısının bu acıyla nasıl baş edeceğini bilmiyordu. İçeride ki doktorun çıkmasıyla Kendal doktorun dibinde bitmişti.

"Doktor karımın neyi var?"

"Bebeği merak etmiyorsunuz galiba,"

"Ne?"

Doktor, henüz haberi olmayan taze babanın yüzünde ki şaşkınlığı keyifle izledi.

"Karınız hamile baba olacaksınız,"

Böyle bir günde böyle güzel bir haber... Bir üzüntü bir sevinç...

"Karımı görebilir miyim?"

"Elbette, size bir hemşire yönlendireceğim karınızı bir kadın doğum uzmanımızın görmesinde fayda var,"

"Tamam doktor,"

Kendal kapıyı elleri titreyerek aralamıştı. Baba oluyordu ama buna doyasıya sevinemiyordu bile.

Derya yatağın içinde odanın duvarına gözlerini dikmiş bomboş bakıyordu. Karısının bu hali Kendal'ın yüreğine ateş düşürmüştü. Karısı her şeyden vazgeçmiş gibi gözüküyordu. Rahminde yaşam bulmuş canın Deryayı ayakta tutmasını temenni ediyordu. Yatağın yanında ki koltuğa oturarak karısının buz gibi olan ellerini avuçlarına içine aldı.

"Bir bebeğimiz olacak," dedi. Derya gözlerini kırpmadan bakmaya devam ediyordu. Gözlerinde ki kaybolmuşluğun belirtileri Kendal'ı yakıp geçti. Yüzü solgunlaşmış yatağın içinde bedeni iyice küçülmüştü.

"Geçecek birlikte atlatacağız,"

Kendal, karısına biraz daha yaklaşarak şakağından öptü.

"Seni iyileştireceğim," diyerek fısıldadı. Şimdiden karısının her daim ışıl ışıl parlayan gözlerini utandıkça al al olan yanaklarını ve o masum gülüşünü özlemişti.

Zor günler bekliyordu ikisini de Kendal bu süre içerisinde sabırlı olmalı ve karısına destek olmalıydı.

"Konuş benimle, tek bir şey söyle,"

Derya acısını içinde tek başına yaşıyordu. Kaybolmuştu... Artık babası yoktu. Nasıl alışırdı? O eve evlerine babasının olmadığını bilerek nasıl ayak basardı? Yanında kocası şefkatle saçlarını okşuyordu. Kocasının bu hareketi bile babasını hatırlatıyordu. Her yerdeydi. En çokta kalbinde... ALLAH bu acıya katlana bilmesi için mi bir bebek göndermişti ona? Böyle mi öğrenecekti bir bebeği olacağını?

Konuşmasını istiyordu kocası bu koca acının üstüne ne söylenirdi ki? Ne söylese yeterli gelirdi? Eli karnını üzerine giderken bebeğini hissetmek istedi. En iyi şifa bebeğiydi.

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin