Şehir değişikliği yapacağım ailemin yanında olacağım bir süre bölüm atamayacağım(2 veya 3 hafta arası olabilir bu süre.) Bölümü kontrol edemedim yanlışlarım için affola.
Keyifli Okumalar :)
Yıldıza Basmayı Unutmayınız!
İyi haber bir hafta sonra gelmişti. Behram ve Pejna bulunmuştu. Urfa kazan gibi kaynarken bu haber ilaç gibi gelmişti.
Kıralı Konağı büyük bir kalabalıkla kaynıyordu. Tüm aşiret onlar gelmeden toplanmıştı. Refik Dağlıhan avluda voltalar atarken Behram'ın babası Cezmi Ağa sessizliğe kapılmış avluda oturuyordu. Kadir Ağa gelen tüm ağaları terasta toplarken sabırla tespihini çekiyordu.
Kadınlar büyük solanda toplanmıştı. Yeter Hanım kadar en az Avjin'de kötü görünüyordu. Derya tüm misafirler ile ilgilenirken Avjin fazlasıyla çekingen uzak bir köşede oturuyordu. Uzun bir aradan sonra bu konağa ayak basmak hem de böyle bir sebepten dolayı gerginliğini arttırmıştı.
Derya Avjin'e tepside ki son kalan çay bardağını uzattığında teselli olabilmesi açısından tebessüm etti. Avjin buruk bir ifadeyle çayı tepsiden aldı.
"Teşekkür ederim"
"Rica ederim"
Derya içinde hissettiği hüzün ve endişeyle tepsiyi elinden bırakarak boş olan Asuman ve Hesna'nın arasına oturdu. Herkes gibi Kendal'ın Behram ve Pejna'yı alıp gelmesini bekliyordu.
Refik Ağanın avluyu arşınladığı adım sesleri tüm konakta yankılanıyordu. Sultan Hanım sürekli Yeter'e teselli veriyor bir gözünü ise Avjin'in üzerinden çekmiyordu.
Nihayet konağın iri tokmağı gürültüyle kapıya vurulduğunda nefesler tutulmuştu. Aysar'ın eşi Rasim kapıyı açmak için koştururken Refik Ağa'nın adımları durmuş, Cezmi Ağa oturduğu sedirden ayağa kalkmış terasta ki ağalar ise taş tırabzanın önüne dizilirken solonda ki kadınlar pencere önüne birikmişlerdi.
Rasim kapıyı yavaşça araladı. Kendal dik duruşu ile konağın kapısından içeri girdi. Öyle sarsılmaz duruyordu ki terastan aşağıya bakan Botan dişlerini gıcırdattı.
Kendal'ı peşi sıra Behram ve Pejna takip ederken Refik Ağa kızını tartmış sağ salim oluşuyla sevinmiş tam tersi olarak da büyük bir öfke ile Behram'a ilerleyerek tokadı basmıştı.
Behram'ın yüzü yana düşerken Refik Ağa "Olmaz olsun senin gibi yeğen" dedi. Avjin'in ve Yeter Hanım'ın yaşları birbirine karıştı.
"Ne dersen kabulüm dayı pişman değilim"
Refik Ağa'nın eli ikinci kez havaya kalktığında atacağı tokadı durduran Kendal oldu.
"Dayı sakin olasın sana verdiğim sözü tuttum ikisini de getirdim sende bana verdiğin sözü tutasın"
Refik Ağa bağrı sancıya sancıya elini indirdi. Aşiret toplantısında Pejna'nın yararına bir karar çıkabilmesi için geldiklerinde Behram'a dokunmayacağına dair Kendal'a söz vermişti.
Derya konağın merdivenlerinden inerek Pejna'ya yaklaştı. Pejna bedenen iyi görünüyor olsa da bakışlarındaki boş vermişlik ruhu çekilince ortaya çıkmış gibiydi. Derya Pejna'nın çilesini içinde hissederek ona sarıldı. "Benimle gel" dedi.
Kendal Deryaya minnetle bakarken Deryanın dudakları güç vermek istercesine hafifçe tebessüm etti. Derya Pejna'yı alıp solana çıkarken Cezmi Ağa Behram'a öldürecekmiş gibi bakıp yüzüne tükürmemek için kendini zor tutarak toplantının yapılacağı terasa çıkmış Refik Ağa Behram ve Kendal arkadan gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...