Keyifli okumalar bir gün içinde yazdığım yirmi sayfalık bir bölüm oldu beğenilerinizi bekliyorum hatalarım varsa affola :)
Kendal'ın Urfa'ya gidişinin ardından büyük bir boşluğa düşen Derya özlemini bastırmak için Asuman'ın hem okulu hem stajı olduğundan tüm hazırlıklara Serap yengesi ile koşturdu.
Buldukları boş zamanlarda Asuman ile de çıkarak lise yıllarında sıkça gittikleri kafeye giderek kahve de içmişlerdi. Derya okuduğu liseye de giderek hocalarını ziyaret etti. Derya'nın sürpriz ziyareti hocalarını hem şaşırtırken hem de sevindirmişti.
İstanbul'dan gelen Esra'nın davetini kabul ederek evine gitmişler güzel bir vakit dahi geçirmişlerdi. Yine de tüm bunlar Kendal'ın boşluğunu doldurmuyordu. İstemeye bir hafta kalmıştı. Zaman azaldıkça İsmail dayısının homurdanmaları çoğalmaya başlamıştı. Derya bazen Asuman'ı kırmamak için söylemese de dayısının gelecek misafirleri sırf Kendal'ın hatırı için kabul ettiğini düşünüyordu.
Said babasının ilk evliliğinden Ümran'ın oğluydu ve Said'in babası Kadir Ağa'nın sağ kolu olan Rasim Ümran'ı gizlice boşayarak Aysar ile evlenmişti herkesçe bilenen bu gerçek İsmail dayı tarafından hoşça karşılanmamıştı. İnsanları tanımadan önyargılı oluşu dayısını ilk kez böyle gördüğünden Deryayı endişelendiriyordu.
Stajdan gelen Asuman yorgun bedenini yatağa atarak Deryaya dert yandı.
"Başım çatlıyor çocuklar bugün beni tüketti evleneceğimi duymuşlar kim söylediyse her biri yanıma gelip çocuk yapıp yapmayacağımı sordu düşünebiliyor musun?"
Asuman'ın sitemine gülen Derya onun için getirdiği ilacı ve suyu komedinin üzerine koydu.
"Şikayet etmek sana hiç yakışmıyor"
Tek gözünü açan Asuman ilacı ve suyu görünce doğruldu. Ayaküstü bir şeyler atıştırdığı için annesi öylelikle ilaç atabilmesine izin vermişti.
"Tüm enerjim tükendi neyse ki hafta sonu geldi hiç geçmeyecek sanıyordum ama resmen bir hafta kaldı istemeye"
Derya da en az Asuman kadar heyecanlıydı. Kendalla sık sık telefonda konuşuyor olsalar da sadece sesini duymak artık yetmiyordu.
Asuman Derya'nın yüzük olan parmağını tutarak iç çekti.
"Bir hafta sonra benim de parmağımda sevdiğim adamın yüzüğü olacak inanamıyorum hala"
Derya Asuman'ın mutluluğuna tebessümle baktı. Öyle çok seviniyordu ki Asuman'ın her şeyden ümidini kestiği bir nokta da işler tam tersine sonunda dönebilmişti.
"Yüzü parmağına takınca inanırsın artık"
İkisi de kıkırdarken Serap yengenin sesi duyuldu.
"Kızlar sofra hazır hadi gelin"
Derya ayağa kalkarak beraberinde Asuman'ı da kaldırdı. Hiç kalkmayacakmış gibi yatağın üzerine yerleşmiş olan Asuman halinden oldukça memnundu.
"Biraz yemek sonra da çay?" dedi Asuman Deryaya bakıp teklifte bulunurken tek kaşını kaldırmıştı. Oysa Deryaya Kendalın çay hatun çay dediği anıyı hatırlattığının farkında değildi. İçinde ki özlem kabarınca Deryanın burnunun direği sızlamıştı.
"Olur" dedi Kendalsız içtiği kaçıncı çaydı buda tat vermeyecekti.
Yemek boyunca İsmail dayının Asuman'a sık sık emin olup olmadığını sorması Asuman'ı gererken Deryayı da tedirgin etmişti. Serap yengenin uyarısı ile homurdanarak kızını sıkıştırmayı bırakan İsmail dayı yemek sonrası hava alacağını söyleyerek dışarı çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romantik-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...