Keyifli Okumalar :) Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur bundan sonra ki bölümde zamanı biraz ileriye alarak devam edeceğiz :)
Derya Kendal'ı karşısında kaşı ve dudağı patlamış bir şekilde görünce ağlamaya başlamıştı. Kendal, Deryanın gözyaşlarına boğulmasıyla silahını atarak karısını sarmalayıp eve girmişlerdi. Kendal defalarca iyi olduğunu söylemesine rağmen Deryanın Kendal'ın kaşında ki ve dudağında ki kanı temizlerken iç çekişleri durmadan devam etmişti. Kendal karısını üzdüğü için kendine lanetler ederken kahvaltı bile yapmadan çiftlikten ayrılmışlardı.
Arabanın içinde sessizce ilerliyorlardı. Şehrin içine girdiklerinde gitmeyi çok sevdiği mekana doğru arabayı sürüyordu. Derya, Kendal'ın canının yanmış olmasına içi gidiyordu.
"Beni babama bırakır mısın?" sesi ağlamış olduğu için kısıktı.
Kocası kendisini konağa bırakıp işe gitmek istediği için Derya konağa gitmek istememişti. Oraya alışması biraz zamanını alacaktı. Babasını okul yıllarında olduğu gibi her gün konuşmalarına rağmen çok özlemişti.
"İlk önce kahvaltı yapalım,"
"Canım bir şey istemiyor,"
"Ama benim istiyor," dedi. Aslında hiç aç olmamasına rağmen sırf Deryanın bir şeyler yemesini istediği için.
Derya kocasının aç olduğunu düşündüğü için kabul etti. Mekandan içeri girdiklerinde onları gören bir adam koşarak yanlarına gelmişti. Adam şaşırmış ve oldukça panik olmuştu. Normalde Kendal önceden arar geleceğini haber eder, istediği her şey gelmeden hazır olurdu.
"Ağam hoş geldiniz,"
"Hoş bulduk Fuat, benim yer boş mu?" dedi.
Yandaki masayı göstererek; "Ağam ayakta kalmayın siz şimdilik buraya oturur hemen boşaltıyorum," dedi.
Kendal başını sallayarak; "Çabuk olun," dedi.
Derya adamın gösterdiği masaya oturmuş, Kendal'da karşısına geçmişti. Kendal, Deryadan gözünü ayırmasa da Derya kocasına bakmıyordu. Ona kızgındı Kendal'ın yüzünü görür görmez o Hazar denen adamla kavga ettiğini anlamıştı.
Mekanın sahibi Fuat, Kendal'ın yanına yaklaşarak; "Ağam masa hazır," dedi.
Kendal ayağa kalkınca Derya da onunla birlikte kalkmıştı.
"Bize kahvaltılık bir şeyler gönder,"
"Peki Ağam,"
Derya, Kendal'ın bir adım arkasında ilerliyordu. Mekanın içerisi taştan; duvarlarda hep kilimler, hasır çantalar asılıydı. Kendal'ın bahsettiği masaya gidene kadar tünellerden geçmişlerdi. Masaya geldiklerinde karşı karşıya oturmuşlardı. İki garson hemen gelerek ellerinde ki tepsilerdeki kahvaltılıkları masaya yerleştirmeye başlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...