Keyifli Okumalar :)
Derya'nın aralıksız susmayan telefonlarının sebebi Asumandı. Öyle telaşlı ve heyecanlıydı ki bunu da sık sık arayarak Deryaya belli ediyordu.
Urfa'ya dönme planları üzerine Said'in Asuman'ı istemeye gelecek olmasıyla Asuman Deryayı yanına İzmir'e çağırmıştı. Bunun üzerine isteme dönüşü Urfa'ya hep birlikte dönmeye karar vermişlerdi.
Kendal'ı işe gönderen Derya Asuman'ı bıraktığı eşyalarını valize doldurmaya başlamıştı. Yarın Kendal Derya'yı İzmir'e bırakmaya götürecek ardından Urfa'ya dönecek istemenin olacağı gün konaktakiler ile beraber gelecek isteme faslı bittikten sonra evlerine Deryayı da alarak hep beraber döneceklerdi.
Henüz yeni kavuşmuş gibi iki aşığı iki haftanın özlemi çoktan sarmıştı. Derya dayısını yengesini kendisine ihtiyacı olan biricik kuzeni Asuman'ı çok seviyor olsa da Kendal'ı da yanında istiyordu. İlk defa ayrı kalacaklardı. Evlendiklerinden beri ayrı geçirdikleri tek bir günleri bile olmamıştı ve iki hafta Derya'nın gözünde büyüdükçe büyüyordu.
Asuman'ın bütün eşyalarını toplamayı bitirdiğinde kalan var mı diye kontrol ettikten sonra olmadığını anlayınca valizi kapatarak fermuarını çekti. Çok bir eşyası olmayan kuzeninin valizinin giderken götürmek için kapının kenarına bıraktı. Şimdi sıra kendi valizindeydi. Kendal ile odalarına girerek orta boy valizi çıkardı. Bu oda tamamen kendilerine ait olduğu için Kendal işe giderken bütün eşyalarını toplamasına gerek olmadığını daha İstanbul'a çok gelip gidecekleri için birazını burada bırakmasını söylemişti.
Derya kocasının dediğini yaparak sadece iki haftalık yetecek kadar kıyafet alarak birkaç özel eşyasını da valize yerleştirerek valizini kapatmıştı. Kendal içinse sadece küçük valiz hazırlamıştı. Bir gece İzmir'de kalacak sonra hemen Urfa'ya dönecekti. Kendal ve Derya yarın İzmir'e giderken şirketin boş kalmaması için Kurtuluşta yarın İstanbul'a dönecekti.
Kendi valizlerini de kapının önüne bırakan Derya iki buçuk aydır vakit geçirdiği odaya göz attı. Yatağa gözü takıldığında yanakları kızardı. İstanbul gerçekten de onlara çok iyi gelmişti. Burayı bırakıp gitmek içinde biraz kırgınlık oluştursa da Urfa burnunda tütüyordu. Memleketi yeri yurdu orasıydı. Doğduğu topraklar aynı zamanda kocasıyla hayatının da birleştiği topraklardı. Derya İstanbul'da ne kadar çok kalırsa kalsın hiçbir zaman buraya ait hissedemeyeceğini biliyordu.
Odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başladı. Valiz hazırlamak çok vaktini almasa da Nurcan ablanın ne yaptığını merak ediyordu.
Salonda gözükmeyen kadınla mutfağa ilerledi. Hamur yoğuran Nurcan Hanımla Derya büyük bir şaşkınlık yaşadı.
"Ne yapıyorsun Nurcan abla?"
"Gözleme yapacağım size gitmeden yedirmesem olmaz"
"Zahmet etmene gerek yoktu Nurcan abla yorulacaksın"
Nurcan Hanım kaşlarını çatarak Deryaya baktı.
"Yorulmam ben zaten çok alışmıştım size nereden çıktı bu aniden dönme fikri hiç anlamadım"
Nurcan Hanım gidecekleri için üzüldüğünü belli ederken Derya anlayışla gülümsedi.
"Bizim evimiz orada hem bak Kurtuluşta yarın dönüyor ev boş kalmayacak"
Nurcan Hanım ellerinde ki hamuru temizlerken ters ters Deryaya baktı.
"Ay napiyim ben onu sen bana arkadaş oluyordun canım sıkılmıyordu şimdi kim benimle çay kahve içecek tatlı tatlı sohbet edecek"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...