Keyifli Okumalar :)
Hatalarım varsa affola :)
Yorgun bedenlerini yataklarında derin bir uykuda dinlendirirken Kendal ve Derya'nın da aynı anda gecenin bir yarısı telefonları çalmaya başlamıştı. Israrla çalan telefonlar ikisini de korkarak uyandırırken telefonlarına sarılmışlardı. Deryayı büyük ablası Oya Kendal'ı ise bacanağı Resul arıyordu.
Kendal konuşmak için odadan çıkarken Derya'da hemen çalan telefonu cevaplamıştı.
"Alo abla"
Deryanın yüreği kötü bir şey duyacak olmanın korkusu ile pır pır atmaya başlamıştı.
"Derya Suna'nın doğumu başlamış Yusuf bizi aradı size de haber etmemizi istedi"
Derya aniden ayağa kalkarken panikle "Nasıl olur doğuma iki hafta var daha" dedi.
Daha sabah konuşmuştu ablası ile sesi de çok iyi geliyordu sancısı olduğundan filan da bahsetmemişti.
"12'den sonra başlamış sancıları Yusuf ambulans çağırmış Gülsüm'ü komşuya emanet etmiş hastanedeler şu an daha doğuma almamışlar Suna'yı bekletiyorlarmış"
Derya'nın eli kalbine giderken ablasının sağ salim doğum yapabilmesi için içinden dua ediyordu. Bebekleri çok seviyor olsa doğumlar onu çok korkutuyordu. Annesi kendisini doğurduktan sonra vefat ettiği için birinin doğum yapacağını duyduğu an kalbi kasılıyor ağrımaya başlıyordu. Ablasının ilk doğumu değildi tecrübeliydi ama bu Deryanın içine su serpmiyordu.
"Tamam abla sen ne yapacaksın gelebilecek misin?" diye sordu. Oya ablasının da sonuçta iki çocuğu vardı. Üstelik arabaları da yoktu bu saatte Adana'ya gidecek arabayı da bulamazlardı.
"Bende hem haber vermek için hem de onun için aradım. Çocukları görümceme bırakacağım Necip anasınıfına gidiyor biliyorsun okulu aksamasın Adana'ya geçerken Antep'ten beni alsanız olur mu?"
"Olur abla olur tabi ki Kendal ile konuşurum çıkarız şimdi bizde yola ablamın ihtiyacı olan bir şey var mıdır ki yanımızda götürsek"
"Onun doğum çantasını ben iki ay önce gittiğimde beraber hazırladık ben yine de ekstradan bebek için alışveriş yapmıştım onları ayarladım"
Derya utandığını hissetti. Oya ablasının da Suna ablasının da durumları çok iyi değildi ikisinin de eşi fabrikada askeri ücretle çalışıyordu. Derya kendi derdinden bunu akıl edememiş yeğenine yapması gereken teyzeliği yapamamış hiçbir şey almamıştı. Sadece oyuncak örmüştü onlarla da oynayabilmesi için epey zaman gerekiyordu.
"Tamam abla ben yola çıkınca sana haber veririm" Sesi biraz kısık çıktı. Doğuma iki hafta var diye altında almamıştı şimdi eli boş mu gidecekti.
"Tamam ablacım bekliyorum görüşürüz dikkatli gelin"
Derya telefonu kapatınca Kendal'da içeri girmişti.
"Oya ile mi konuştun?" dedi. Deryanın Oya ablası ile Kendal aynı yaştalardı.
"Evet Suna ablamın doğumu başlamış Kendal sabahı beklemesek şimdi yola çıksak olur mu?"
Kendal Deryanın yanına yaklaşarak ellerini yüzüne koyup alnından öptü.
"Olur tabi delalim hazırlanalım da çıkalım bir an önce beni arayan Resul'dü işten izin alamayacağı için Oya'yı da almamızı istedi"
"Ablamda söyledi aynısını bana alırız değil mi?"
"Soru mu şimdi delalim zaten Adana'ya giderken Antep'ten geçeceğiz yolumuz ne uzayacak ne kısalacak elbette alırız"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...