Keyifli Okumalar :)
12 Nisan...
Ve işte o gün gelip çatmıştı!
Derya sabahın erken saatinde gözlerini araladığında kabustan uyanmış gibiydi. Yan tarafına döndüğünde Kendal hala uyuyordu. Bu saatte Derya gibi uyanması için sebebi yoktu. Saat birazdan altı olacaktı ve Derya tam o sırada dünyaya gözlerini açacaktı.
Derya bir müddet kocasını izledikten sonra yataktan kalkarak abdestini alıp sabah namazını kıldı. Kalbinin acısıyla Rabbine sığındı. Aradan koskoca yirmi iki yıl geçmişti ve bu sefer yanında babası da yoktu. Derya seccadeye kapanarak hüngür hüngür ağlamaya başladığında Kendal anında uyanarak örtüyü üzerinden atarak karısının yanına gitti. Deryayı seccadeden kaldırıp göğsüne yatırıp sarıldığında karısının haliyle perişan olmuştu.
"Kendal çok acıyor"
Kendal gözlerini sımsıkı kapatarak çenesini Deryanın başına yasladı. Çaresizlik ne kötüydü Kendal karısının acılarını üslenmek istiyordu ama sadece paylaşabiliyordu. Geçecek diyemiyordu büyük bir yalan olurdu. Derya annesinin doğumda ölmüş olmasının acısını ömür boyu yaşayacağını biliyordu. O yüzden sadece "Ben yanındayım" dedi.
"Çok şükür Kendal çok şükür iyi ki yanımdasın"
Kendal Deryaya daha sıkı sarılırken Deryanın ağlaması yavaş yavaş iç çekişlere döndü. Kendal Deryanın kayan baş örtüsünü başından alarak seccadenin üzerine bıraktı.
"Elini yüzünü yıkayalım delalim hadi gel"
Kendal kendisiyle birlikte Deryayı da yerden kaldırdı.
"Seni de uyandırdım özür dilerim"
Saat çok erkendi Derya Kendal'ı uyandırdığı için kendini mahcup hissetmeye başlamıştı.
"O nasıl söz delalim duymamış olayım"
Banyoya geçtiklerinde çift lavabo olduğu için yan yana ellerini ve yüzlerini yıkadılar. Derya havluyu askıdan alarak Kendal'ın yanına geldi. Kendal yüzünde tebessümü ile havluyu Deryanın elinden alarak yüzünü kuruladı. Havluyu geri yerine asıp Deryanın elini tutarak el ele odalarına geçtiler.
Derya hemen yerdeki seccadeyi kaldırarak yerine koydu ve şalıyla tespihini üzerine bıraktı.
Yüzlerini de yıkadıkları için epey uykuları açılmıştı. Deryanın gözü saate kaydı. Saat tam altıyı gösteriyordu dudaklarını birbirine tekrardan ağlamamak için bastırırken Kendal Deryanın yeniden ağlamak üzere olduğunu hissederek hemen yanına gelip kolları arasına aldı.
Akşama henüz çok vardı ve Kendal bütün gün Deryanın yanında olamayacaktı bu durum şimdiden içini kemirmeye başlamıştı.
"Derya'm bırakma kendini"
22 yıl boyunca her 12 Nisan'da Deryanın bu durumla nasıl başa çıktığını Kendal merak etmeye başlamıştı. Deryayı kötü görmeye dayanamıyordu ve bir şeyler yapmak istiyordu.
"Kendal ben mutfağa geçeyim kahvaltı hazırlamaya başlayayım"
"Delalim çok erken kim kalkacak bu saatte erkenden hazırladığına değmez"
Kendal Deryayı biraz daha yanında tutmak istiyordu.
Üç gün önce olanlardan dolayı herkesin gecesi gündüzüne karışmıştı zaten Ümran Hanım kendisini toparlayamamış kızlar ise anne ve babalarına küsmüşlerdi.
"Oda üstüme üstüme geliyor Kendal burada duramayacağım"
Bir el sanki Deryanın boğazını sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...