48. Havuçlu Kek

717 43 3
                                    

Şehir dışındayım bu hafta tek bölüm ancak paylaşabileceğim keyifli okumalar :)

Hatalarım varsa affola :)

"Kendal bugün dönecek miyiz?"

"Döneceğiz delalim konağı çok boşladık artık dönmemiz gerekiyor"

Tayın doğumuyla birlikte Derya çiftlikten kopamamıştı ve bir süredir çiftlikte yaşamaya başlamışlardı. Kendal işe çiftlikten gelir gider olmuştu kaldıkları süre uzayınca da Aysar arkalarından bir valiz daha hazırlayıp Rıfat ile göndermişti. Bu süre iki haftayı geçerken mayıs ayına dahi girmişlerdi. Artık gündüzleri hava tamamen çok güzel oluyordu ve çiftliğin uzak bir köşesinde piknik örtüsü üzerinde otururken Derya hazırlamış olduğu sepetin içinden getirdiklerini çıkarıyordu. Kara Kar ve yavruları hemen yakınlarında çimlerin üzerinde geziniyorlardı. Kara ve Kar'ın yavrusuna adını Seyit koymuştu ve erkek olduğu için Karam adını vermişti.

"Haklısın Kendal ama yine gelelim olur mu arayı bu sefer uzatmayalım"

Derya Kendal'a hak veriyor olsa da burada geçirdikleri huzurlu günleri özleyeceğini düşünüyordu. Üstelik Karam'dan ayrılmak ona şimdiden çok zor geliyordu.

"Uzatmayız delalim havalarda ısınıyor sık sık geliriz artık"

Derya tebessüm edince Kendal'ın da gülümsemesi genişlemişti. Derya'nın çıkardığı kapları tek tek açtı. Açılan her kapakla Kendal'ın iştahı kabarmıştı.

"Delalim hangi ara hazırladın sen bunları?"

Derya gidecekleri son günü güzel geçirebilmek için kahvaltıdan sonra tüm hazırlığı yetiştirebilmek için Nuray ile yapmıştı. Veteriner tayı kontrole geldiği için ve Kendal onunla ilgilendiğinden hazırlıkların hiçbirini görmemişti.

"Nuray yardım etti Kendal hepsini ben yapmadım"

Kendal kapların birinden havuçlu kek dilimi alarak yarısını ısırmıştı. Kendal lokmasını keyifle yerken Deryanın gözü kocasındaydı beğenip beğenmeyeceğini merak ediyordu. İlk yapışı değildi ama yine de Kendal'ın beğenmesi onun için çok önemliydi.

Kendal lokmasını bitirdiğinde göz kırparak "Keki sen yapmışsın," dedi. Ağzına atar atmaz keki Derya'nın yaptığını anlamıştı.

"Evet ben yaptım"

İlk dilimde Kendal'ın bunu anlamış olması Deryayı çok sevindirmişti.

"Çok güzel olmuş delalim ellerine sağlık"

Derya termostaki çayları bardaklara doldururken "Afiyet olsun" dedi. Bardağı Kendal'ın önüne bırakırken kocaman gülümsemişti. Gülüşü Kendal'ın içini okşamıştı.

"Çok uzağımdasın sen sanki biraz yamacıma gel"

Derya'nın yanakları ısınırken Kendal'a biraz daha yaklaştı.

"Hala uzağımdasın"

Derya gözlerini büyüterek "Kendal dibindeyim" dedi.

Kendal'ın dudakları kıvrıldı ve o an Derya Kendal'ın kendisini utandıracağını anladı.

"Kucağıma gel ellerimle besleyeceğim seni"

Derya yanılmadığını anlarken yanakları piknik sepetinden çıkardığı elmalar gibi kıpkırmızı kalmıştı.

"Kendal bir görür açık alandayız"

Kendal Deryayı belinden kaptığı gibi kucağına çekerken Deryanın savrulan saçlarında ki kokuyu içene çekti. Gözlerinin içine çektiği kokuyla kapanırken araladığında bakışları çok muzipti.

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin