Keyifli Okumalar :)
"Delalim geç kalacağız uyanman gerek"
Derya zorlasa da gözlerini açamıyordu. Öyle dolu dolu bir geceydi ki sabaha kadar yaşadıklarıyla her hücresi yorgun ve bitaptı.
"Seni çok yordum değil mi?"
Derya gözü kapalı yastıkta başını salladı. Dudaklarını kıpırtacak hali dahi yoktu.
Kendal gür bir kahkaha attığında o gülüşü kaçırmamak için gözlerini güç bela kısık bir şekilde araladı.
O dudaklar sabaha kadar öyle mahrem şeyler yaşatmıştı ki kendisine Derya dünya üzerinde böyle bir duygunun olabileceğine duysa inanmazdı ama yaşaması bizzat inanmasını sağlıyordu.
"Uçağımıza üç saat kaldı delalim kalkıp kahvaltı yapmazsan seni kucakladığım gibi götürmek zorunda kalırım ve ben pek seni çıplak götürme taraftarı değilim o yüzden seni giydirmem de gerekecek"
Derya çıplak olduğunu dahi çoktan unutmuştu. Bir eli örtüye giderken kaymış olan örtüyü çenesinin altına kadar çekti.
"Seviştikten sonra ki o bedenine yayılan kızıllığa bayılıyorum ömrüm boyunca seyrede bilirim"
Derya gözlerini sonuna kadar açmayı sonunda başarabilmişti. Sabaha doğru en son duş almışlar Kendal giyinmesine izin vermeyerek çıplak bir şekilde yatağa girmişlerdi.
Kendal uyanınca karısının yeşilin en açık tonu olan gözlerine içinde kabaran aşkla baktı. Kırk yıl düşünse böylesine bir kadının ALLAH'ın ona lütfedeceği aklına gelmezdi. Derya'nın yanağını okşadı.
"İyi ki benimsin seni seviyorum"
Kendal'ın içinde çok yakından tanıdığı o duygu perçinleşti. Kaybetme korkusu! Bu korku bir yılan gibi zehrini içine akıtıyordu.
Deryanın gözleri sulanırken çıplaklığını umursamadan Kendal'ın boynuna kollarını doladı.
"Çok şükür sende iyi ki benim kocamsın"
Onunda içine bir hüzün çöreklenmişti. İki hafta ayrı kalacakları fikrine ikisi de alışmış değildi.
"Sen böyle çıplak bana sarılırsan İzmir'e olan bütün uçakları kaçırırız ama"
Kendal kısılan gözleriyle Derya'nın belini okşamaya başladığından Derya'nın bedeni ürpermişti. Eğer İzmir'e bugün gitmezlerse Asuman onu ilk gördüğünde mutlaka keserdi.
Yutkunarak "Uslu dur" dedi. Hızla kocasının kollarından sıyrılarak geç kalmamak için kendini banyoya attı. Kendal biraz daha odada durursa Derya'nın peşinden gideceğini bildiği için aşağı da beklemeye karar vererek kapının yanında dün hazırlanmış valizleri alarak odadan çıktı. Derya banyoda ihtiyaçlarını giderir gidermez odaya geçerek üzerini hemen giyinerek yatağı topladı. Nurcan ablanın da hala neden aşağı inmediği için merak ettiğine emindi. Odada hiçbir dağınıklık kalmadığından emin olunca aşağı indi. Mutfaktan gelen seslerle direk olarak oraya geçerken Nurcan Hanım yanında bitmişti.
"Derya kızım neyin var hasta mısın bu kadar geç sen aşağı inmezdin ben gelmeden önce kalkmış olurdun"
Derya kızararak gözlerini kaçırdı.
"İyiyim Nurcan abla merak etme hasta değilim"
Nurcan Hanım şüpheyle Deryayı süzerek ikilinin kaçamak bakışlarını fark edince hınzırca gülümsedi. Kendal ve Deryanın çok iyi uyuyamamış halleri elbette Nurcan Hanım'ın gözünden kaçmamıştı. İçinden duasını mırıldandı. ALLAH'ım sen ağızlarının tadını bozma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...