Keyifli Okumalar :)
Bir umut doğar geceden sabaha Derya'nın da içine öyle bir umut doğmuştu. Her şeyin güzel olacağına dair... Babası ile birlikte erkenden uyanmışlar kahvaltılarını yapmışlardı.
Sabah saatleri olduğu için hava henüz çok ısınmamıştı. Derya bulaşıkları kısa sürede toparladıktan sonra hemencecik kahveleri yapmıştı. Kahveleri dökmemek için dikkatli bir şekilde ön bahçeye çıkarak babasının yanına kurulmuştu.
Yine düşünceler içerisine dalmıştı babası... Neyi düşünüyordu bu kadar, neyi saklıyordu kendisinden eksiden tebessüm dolu yüzü şimdi neden solgun ve bitikti.
"Ellerine sağlık kızım,"
"Afiyet olsun babacım,"
Sessizce içilen kahvelerin ardından Derya babasına koluna girerek başını omzuna yaslamış, bacaklarını da altına doğru kıvırmıştı.
Yaşlı adamın gözleri hüzünle bulutlandı. Derya ne zaman bir derdi olduğunu anlasa her zaman kendisine böyle sokulur varlığıyla teselli vermeye çalışırdı. Bu kadar çok üzüntüsünü dışarıya vurduğu ve bunu kızına yansıttığı için bir kez daha kahrolmuştu.
Yaşlı adamın nasırlı kırışmış eli şefkatle Derya'nın saçlarında gezinmeye başlamıştı.
"Güzel kızım benim bana kızgın değilsin dimi,"
Derya başını hafiften yukarı kaldırarak kocaman gülümsedi babasına inci gibi dişleri parlamıştı. Yüzünün yarısına hafiften güneş vuruyordu. Gözlerinin rengi daha da açılmış su yeşiline dönüşmüştü.
Yaşlı adamın yüreği hafiflemişti. Biricik Deryası ancak huzurlu olduğu zamanlarda gözleri bu rengi alırdı.
"Değilim babacım, sen yanımda olduğun sürece ben sana hiç kızmam."
Biranda yüreği ağırlaşmıştı. Kızının huzuruyla hafifleyen yüreği dudaklarından dökülenlerle yüreği gölgelenmişti. Bırakıp gittiğinde biricik kızı ona çok kızacak, yufka yüreği ona küsecekti.
"Bana kırgın mısın kızım?"
Derya biraz telaşa kapılmıştı. Evet birazcık evlenmesini istediğinde kırılmıştı ama şimdi geçmişti.
"Değilim babacım, sen en iyi babasın"
"Bana ne kız ne kırıl kızım her şey senin iyiliğin için," yaşlı adamın gözleri sulanırken kızının alnına buse kondurarak ayaklandı.
"Ben arka bahçeye çiçeklere bakayım, sende hazırlan kızım birazdan alışverişe çıkmak için gelirler,"
Babası ara bahçeye geçip gözden kaybolunca Derya da kahve fincanlarını tepsiye koyarak eve girmişti. Fincanları da yıkayıp kaldırdığında kapı tıklatılmıştı.
Eyvah! Gelmişler miydi? Oysa Derya daha hazır değildi. Alışverişe öğleden sonra gidilecekti neden erken gelmişlerdi ki... Kapı bir kez daha tıklatıldığında Derya onların olmaması umuduyla kapıyı araladı.
Karşısında daha önce görmediğinden emin olduğu ve tanımadığı kızla kaşları çatılmıştı. İri mavi gözleri öfkeyle parlıyordu. Ona çok yakışan belini saran mürdüm renginde ki elbise kızın güzelliğine güzellik katmıştı. Simsiyah dalgalı saçları beline kadar iniyordu.
"Kimsiniz?"
"Derya sen misin?"
"Evet benimde siz kimsiniz?"
"Çekil şuradan," kız Derya'yı itekleyerek içeri adımlamıştı. Derya şaşkınlıkla gözleri kocaman açılırken, kızın tutumundan fazlasıyla rahatsız olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlara Esir Olduk
Romance-Bu bir Güneydoğu Anadolu hikayesidir. Bir rüzgar eser kıyıdan, sönmez ateşin Bir ağıt kopar yüreklerden, kimse duymaz. Bir gözyaşı akar derinden, kimse silmez Bir çilen vardır çekilecek, kimse ortak olmaz Bir yalnızlık vardır, hiç gitmeyen Birde...