97. Film

259 33 11
                                    

Bölüm atamadığım günlerin acısını çıkarıyor gibiyim :)

Yıldıza Basmayı Unutmayalım! :)

Keyifli Okumalar :)

Derya ve Kendal el ele tapu dairesinden içeri girdiklerinde onları beklemekte olan Oya, Resul, Suna ve Yusuf ayağa kalkmıştı. Derya iki ablasına da sıkıca sarılırken "Çok bekletmedik değil mi?" diyerek mahcupça sordu. Bilhassa Oya ablasına daha uzun sarılarak görür görmez ne kadar çok özlediğinin farkına varmıştı.

"Az önce geldik çok beklemedik"

Derya bu duruma sevinirken hızlıca işlemler başlatıldı. Elbette Kendal'ı görmeleriyle umduklarından daha hızlı gerçekleşirken her şey Oya ve Derya imzalarını atarak evi Suna'ya devretmişlerdi.

Yusuf yanında getirdiği parayı iki büyük zarfla Oya ve Derya'ya teslim ederken Derya utanarak zarfı almıştı. Kısık sesle "Enişte acelesi yoktu," dedi. Oya'da Derya'ya destek çıkarak aynısını söylerken Yusuf ikisine de itiraz etti.

"Suna ile zaten bunu uzun zamandır planlıyorduk kendimizi hazır hissedince size konuyu öyle açtık bizi düşündüğünüz için sağ olun hakkınız olan parayı şimdi almanız daha doğru"

Yusuf Oya ve Derya'ya daha fazla itiraz hakkı tanımazken Suna mutlulukla kocasına ışıl ışıl gözleri ile bakıyordu.

Sesinden akan bir sevinçle "Artık bizimde bir evimiz var," dedi. Suna'nın mutluluğu herkese bulaşırken öğle arasının girmiş olması ile "Hep birlikte yemek yiyelim," diyerek teklifte bulundu.

Konaktan çıkarken Kendal'ın da düşünmüş olduğu bir fikirdi. Derya'nın kucağında ki Hakkı'nın parmaklarını okşarken "Burada ben varken başka kimse yemek ısmarlayamaz," diyerek son noktayı koydu.

Yusuf kendisinin ısmarlamasının daha doğru olacağını dile getirse de Kendal'a itiraz etmek pek mümkün değildi.

Suna Derya'nın şişkin göbeği ile daha fazla kucağında Hakkı ile yorulmasına dayanamayarak oğlunu geri alırken hep birlikte tapu dairesinden ayrıldılar. Kendal'ın yolda arayarak geleceğini haber verdiği mekana ulaştıklarında vale kapılarını açarak "Hoş geldiniz Ağa'm" dedi.

"Eyvallah kolay gelsin"

"Sağ olun Ağa'm"

Kendal'la konuşuyor olmanın sevinci gencin yüzüne yansırken Kendal arabayı park etmesi için anahtarı teslim etti.

Derya ablaları ile vakit geçireceği güzel bir yemek yiyecekleri için mutlu olurken tebessümüyle parlayan yüzü Kendal'ı daha da mutlu ediyordu. Restoranın önünde Kendal arabayı durduğunda geldikleri mekanı hemen tanımıştı. Kendal ile evlendikten sonra burada ilk kahvaltılarını yapmışlardı ve o gün Kendal Hazar ile kavga ettiği için kahvaltıları pek iştahlı geçmemişti.

Şimdi ise daha kalabalık bir şekilde güzel bir anı bırakacaklardı.

"Delalim burayı hatırladın mı?"

Derya ışıldayan gözleri ile Kendal'a baktı.

"Hatırladım"

Taş mekanın içine girdiklerinde hiçbir değişiklik yapılmamış olması Deryayı çok mutlu etmişti. Duvarlardaki kilimler ve hasır çantalar aynı yerlerinde asılıydı. İçeride ki sıcak ortam Derya'nın da içini ısıtmıştı.

Resul "Hangi masaya geçelim?" diye sorarken mekanın sahibi Fuat koşarak gelmişti.

"Ağa'm hoş geldiniz,"

Adamın telaşlı ve panik hali Kendal'ı gülümsetti.

"Hoş bulduk Fuat istediğim masa hazır mı?" diye sordu.

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin