19. Kabus

1.6K 90 2
                                    

Bu bölüm biraz geçiş bölümü olaylar olaylar olacak diyorum ve kaçıyorum ;)

Keyifli okumalar :)

Derya ter su içinde kalmıştı. Alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Kendi gecekonduların da küçük odasında çığlıklar için de yatıyordu. Karnı hiç olmadığı kadar büyüktü. Odada kendisi dışında ablaları Oya, Suna  Asuman ve Serap yengesinin dışında yüzünü görmediği ancak sesini duyduğu bir kadın bacaklarının üzerinde örtülü olan çarşafın altından, ısrarla ıkınmasını haykırıyordu.

Her bir ağızdan farklı bir ses çıkarken, ne söyleneli algılayamıyor sesler kulaklarında uğultuyla doluyordu. Gözleri yaşla dolarken, herkesi bulanık görmeye başlamıştı.

Sesi gittikçe güçsüzleşirken, boğazı çığlık atmaktan acımaya başlayıp, kupkuru kalmıştı.

"Pes etme,"

"Biraz daha dayan,"

Kimin konuştuğunu anlayamasa da direnecek gücü kalmamıştı. Gözleri yavaş yavaş kayarken, odanın içini kaplayan bir bebeğe ait çığlık sesiyle yüreği hafiflemişti. Kendi bebeği sağ salim doğmuş muydu?

Odanın kapısı gürültüyle açılıp sertçe duvara çarptığın da yüreği yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı.

Babası buradaydı? Ölmemişti işte hiç inanmamıştı ki zaten...

Kandan görünmeyen bebeği babası kolları arasına almıştı. Herkes odanın bir köşesine dağılmış kimse bebeğe bakmıyordu. Gözyaşları arasında bebeğini çok net göremese de neden böyle korkmuş bir şekilde davranıldığına anlam veremiyordu.

Babası ile göz göze geldiğinde nefes alamadığını hissetti. Babasının böyle bir bakışını daha önce görmemişti. Merhametli babası acımasızca bakıyordu.

"Bebeği unut bu bebek sana ait değil," diyerek çıkıp gittiğinde odadan ardından çığlık çığlığa kalmıştı. Bebeği... Bebeği... Gidiyordu! Kocası, Kendal neredeydi?

****

Kendal sayıklayıp duran karısını uyandırmak için omuzlarından sarmaya başlamıştı.

"Derya... Derya uyan!"

Kendal, ter su içinde kalan karısını uyandırmak için büyük bir uğraş vermiş sonunda Derya sıçrayarak uyanmıştı.

Hızlı hızlı nefes alıp verirken gözünden hala yaşlar akıyor, ağlamaya devam ediyordu. Kendal'ın günden güne eriyip giden karısı için elinden bir şey gelmedikçe kahrediyordu.

"Geçti, kabustu!"

Kendal, Deryayı yatıştırmak için kolları arasına alarak sımsıkı sarıldı. Deryada kollarını kocasının boynuna dolayarak, yüzünü kocasının boyun girintisine gömdü.

Kendal, yavaş yavaş saçlarını okşarken karısının sakinleşmesini sabırla bekledi. Bu kabusların biran önce son bulmasını istiyordu.

İç çekişi devam ederken, terden sırımsıklam olan karısını Kendal, kucaklayarak ayağa kalktı. Birlikte banyoya girdiklerinde küvetin taşına oturarak, musluğu açtı.

Küvetin içi su ile dolarken, Kendal karısını kendinden çok uzaklaştırmayarak üzerini çıkardı. Kendi üzerini de çıkardıktan sonra küvetin içine girdiler.

Ilık su Deryayı ürpermesine sebep olurken, Kendal'a biraz daha sokulmuştu.

Kendal, karısını hassas bir bebekmiş gibi narince yıkamıştı. Eli, Deryanın göbeğinin üzerin de dururken; "Bebeğimiz iyi," dedi.

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin