Indria ilginç bir şekilde bu adı çok havalı bulmuştu. Gözleri parlarken yanına Indria'dan iki yaş büyük birisi geldi ve Indria'nın omzuna el attı.
"Küçük kardeş, anlaşılan deneyimsiz ve acemi birisin, o teknik burada kiler arasında en güçsüz olanı, adı çok havalı olmasına rağmen güçlü bir teknik değil."
Bu kişi sarı saçlı ve ela gözlü birisiydi, gülümser bir şekilde, Indria'ya söyledi Indria onun dediklerine karşı kafasını salladı konuşmaya başladı.
"Olsun ben bakmak istiyorum sonuçta teknikler tekniğin gücüne değil, kullanıcısına göre değişir."
Sarı saçlı çocuk cevabını almış gibi kafasını salladı ve konuşmaya başladı,
"Peki öyleyse sen nasıl istiyorsan, ama sana yardımcı olmak istedim."
Sonra çocuk uzaklaşmaya başladı.
Indria sarı saçlı çocuğun iyimserliği yüzünden biraz mutlu hissetmişti, o gittikten sonra kitaba tekrar baktı. Tekniği çok ilginç bulmuştu.
Diğerlerinin yanında 1/7 gibi örnek olarak evreler vardı ama bunda öyle bir şey yoktu. Sadece teknik adı vardı.
Indria bunu garip bulmuştu ama fazla önemsemedi ve kitabı açtı. Kitapta çok eski harfler vardı, birçok harf silinmişti. Indria'nın harfleri anlaması için kafa yorması gerekiyordu.
Onun için kitabı aldı ve eve gitmeye başladı.
Kitabı kayıt ettirmek gibi sorun yoktu çünkü özel bir mühürleme tekniği ile tüm teknikler mühürlenmişti.
Ve o teknik sayesinde kitaplar nereye giderse gitsin yeri ve kime ait olduğu bulunabilirdi.
Bunun için kayıt ettirmek gibi sorun yoktu, Indria kısa bir sürede eve geldi.
Eve girince diğer ikisinin gelmediğini gördü, bunu pek önemsemedi ve kendi odasına girdi. Odasına girdikten sonra, heyecanlı bir şekilde Gerçeği Gören Gözler'i açtı.
Kitaptaki silinen harfleri düzeltip cümle kurmak için 25 dakikalık bir zaman harcamıştı, o sürede Joy gelmişti. Indria odasından çıkmamasına rağmen sesini duymuştu.
"Kimse var mı?"
Indria cevap vermemişti ne yapacağını merak ediyordu. Ama harfleri düşünürken onun geldiğini unutmuştu bile.
25 dakikanın sonunda harfleri tamamlamıştı. En sonunda kitap anlamlı bir şekle girmeye başlamıştı. Kitaptaki yazılanları okumaya başlayınca, Indria'nın içinde tarif edilemez bir his oluşmuştu. Kitapta şunlar yazıyordu.
"Ey İnsan! Bu tekniği kavrayabilecek kadar güçlü ve azimli biri olduğunu düşünüyorsan durma devam et. Ama eğer öyle bir azmin ve gücün yoksa bu tekniğe daha çalışmadan bırakmalısın. Bu teknik kendi efendisini seçer! Eğer seni efendisi olarak layık görmez ise ne kadar çalışırsan çalış, sadece boşa olur!"
Indria kaşlarını çattı çünkü kitabın görünüşüyle kıyaslanınca yazılan şeyler, güçlü bir tekniği çağırttırıyordu.
Ama Indria'nın merak ettiği şey bu teknik güçlü bir teknik olsaydı neden o sarı saçlı çocuk onu uyarırdı ki? Indria'nın kafası şuan soru işaretleriyle doluyken diğer sayfayı çevirdi.
Bu sayfada tekniği nasıl öğrenebileceğin yazıyordu Indria nasıl öğrenileceğini gördüğünde şok olmuştu, çünkü çok basit bir şey gibiydi!
Sadece vücudundaki enerjiyi gözlerin yollayıp göz merceğinde sıkıştırması gerekiyordu ve çok az bir enerji bile yeterliydi bunun için. Ama bu sadece birinci aşamaydı.
İkinci aşamada ise göz merceğinde toplanan enerjiyi göze yayıp göz damarlarının beslenmesi gerekiyordu. Normalde sadece göz merceğinde enerji toplamak uzağı görmene yardımcı olabilirdi.
Ama damarlara enerji vermek riskli bir şeydi! Çünkü insan vücudunun en hassas organı gözdü ve gözün damarlarını enerjiyle beslemek çok riskliydi. Damarın zedelenme ihtimali vardı, böylece gözlerini kaybetmek bile mümkün olabilirdi, Indria bunları düşünürken üçüncü aşamaya baktı.
Üçüncü aşama diğer iki aşamayla kıyaslanınca çok daha zor ve tahlikeliydi! Bu aşamada göz damarlarına verdiğin enerjiyi göz damarlarında gezdirmen gerekiyordu.
Normalde sadece karınca boyutu kadar bir enerjiyi bile göz damarlarına vermek oldukça tehlikeliyken göz damarlarında gezdirmek çok aşırı tehlikeliydi!
Böyle bir tekniği yapabilmek için enerji kontrolünde usta olman gerekiyordu. Yoksa böyle bir tekniği yapmak sadece kendi gözlerini kaybetmene sebep olurdu.
Indria bu teknik ile ne yapabileceğini görmek için diğer sayfayı çevirdiğinde şok oldu. Çünkü bu sayfada yazılar yoktu. Tamamen boş bir sayfaydı.
Daha önce silinmişe benzemiyordu, hiç yazılmamış gibiydi. Indria diğer sayfaları çevirdiğinde daha çok şok oldu. Zorluk seviyesi ve birçok şey kitapta yazmıyordu. Tekniğin öğrenme kısmından sonra diğer sayfalarda aynıydı, daha önce hiç yazılmamış gibiydiler.
Indria bu kitabı yere bıraktı, çünkü bu kitapta zorluk seviyesi olmamasına rağmen, çok zor olduğunu anlamıştı.
Ve bu seviyesiyle böyle bir tekniği çalışabilecek kadar yetenekli olduğunu düşünmüyordu.
Bu tekniğin ikinci aşamasını bile yapmak için en azından ruh aleminin zirvesinde olması gerekiyordu.
Indria bunları düşünürken Flash Adımı'nın nasıl çalışabileceğini görmek için kitabı aldı. Kitabı aldığında nasıl çalışabileceğine baktığında Indria mutlu olmuştu. Çünkü Gerçeği Gören Gözler ile kıyaslanınca çok daha kolaydı.
Beş aşamadan oluşuyordu, ilk aşamada ayaklarına enerji gönderecektin, ikinci aşamada enerjinle deriyle kemiği besleyecektin.Üçüncü aşamada enerjiyi diz kemiklerine yönlendirecektin, dördüncü aşamada enerjiyi ayaklarının altında yoğunlaştıracaktın. Beşinci aşama diğerlerinden daha zordu. Ama diğer teknikle kıyaslanınca daha kolaydı, adım atarken hangi ayağın yukarıda ise oradan enerjiyi çekip diğer ayağa göndermesi gerekiyordu.
Bu teknikte ustalaşmak zaman alacağını düşünüyordu Indria. Ama bu teknik seviye atladıkça gelişiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indria
FantasyHayatım boyunca gerçeği aradım ama neyin gerçeğini? Merhamet dileyen acınası bir çok masum insan öldürdüm hem de gözümü kırpmadan. Sayısız canavarın hayatı benim ellerimde son buldu. Peki elime ne geçti? Koca bir hiç, ancak sonunda o gerçeği bulduğu...