Ruh(2) 5x12

8.2K 688 61
                                    

Indria zihninde şuan etrafına bakınıyordu puslu ve yağmurlu bir ormandaydı, Indria dikkatli baksa aslında Dış dünyadaki vücudunun bulunduğu yerle aynı yerde olduğunu fark edebilirdi.

Indria her hangi bir ruh göremiyordu önünde ama arkasını döndüğünde iki tane kendisinden olduğunu gördü!

Sol taraftaki kendisi kırmızı bir aura yayıyordu etrafa ve buna bakan bir kişi tek bakışta auranın öfkeyle ve nefretle dolduğunu anlayabilirdi.

Sağdaki kendisi ise sade bir aura yayıyordu hiçbir duygu içermeyen bir auraydı. O aura için her şey anlamsızdı.

İki ruhunda Indria'nın aksine farklı göz renkleri vardı kırmızı aura salanın kırmızı gözleri varken duygusuz bir şekilde aura salan ise mavi gözlüydü.

Indria ikisinin üzerinde göz gezdirdi ve sakin bir şekilde,"Siz ikiniz benim ruhumsunuz lakin sadece bir ruh değil siz ikiniz benim duygularımı oluşturuyorsunuz.." Diye konuştu.

Anlamsız aura salan ruh ifadesiz bir şekilde Indria'ya baktı ve,"Biz senin ruhun olduğun gibi biz seniz, sen ise bizsin yani biz duygularını oluşturmuyoruz. Çünkü biz seniz ama bu kadar erken karşılaşmayı beklemiyorduk." Diye konuştu.

Indria kendi ruhunun dedikleri şeyler karşısında ifadesi bozulmamıştı ama bir ruhun gerçekten konuşabilmesini de beklemiyordu.

Onun aklında zihniyle telepati gibi bir şey olmasıydı ama karşısındaki ruh normal insan gibi konuşmuştu.

Indria'nın gözleri kırmızı aura salan ruhuna kaydı ama o ruhu Indria'ya önemsiz bir şeymiş gibi bakıyordu. Bu da Indria'nın şaşırmasına neden olmuştu kendi ruhunun gözünde önemsizdi.

Şaşırması çok normaldi, Indria ikisine baktı ve,"Ruh gücümü arttırmak istiyorum." Diye konuştu Indria.

Hem kırmızı aura salan hemde duygusuz ruhu aynı anda cevap vermişti,"Yetersizsin." soğuk bir sesle söylemişti ikisi de.

Indria ikisine de keskin bir şekilde bakmıştı ama bu onları pek etkilememişti. Hatta kırmızı aurayı salan ruhunu kızdırmıştı ve sinirli bir şekilde, "DEFOL!" diye bağırıp elini salladı.

Indria'nın görüşü tamamen siyahlaşmıştı ve gözlerini açtı. Şu an dış dünyaya geri dönmüştü. Indria dış dünyaya geri döndüğü an zihninde konuşmaya başladı, "Usta aslında benim 2 tane Ru-" Indria sözünü tamamlamadan Ustası konuştu, "Evet vücudundan çıkan auradan bunu fark ettim gerçekten çift ruha sahipsin. Şimdi neden bazen iyi kalpli bazen ise kötü kalpli olduğunu açıklıyor. Yerinde olsam çift ruh değilde çift kişilik olarak görürdüm onları çünkü onlar gerçek kişiliğin. Ama daha da önemli bir şey var. Senin asla unutmaman gereken bir şey. ASLA ve ASLA başkasına çift ruhlu olduğunu söylemeyeceksin. Çünkü çift ruhlu insanların ruh güçleri tek ruhlu insanlardan 2 kat daha güçlü ve daha yoğun oluyor. Bu da bir çok güçlü kişilerin ve topluluklarının dikkatini çekeceğin anlamına geliyor. Evrende bile çift ruhlu insanlar inanılmaz nadir. En yüksek konumdaki kişiler bile çift ruhlu insanlara önem veriyor. Yani değerinin farkında olman lazım ve dikkatli olmalısın." Genç Adam sakin ama ciddi bir şekilde konuşmuştu. Indria tüm sözleri aklına kazımıştı ve kesinlikle dediklerini yapacaktı.

Indria ruh gücünü kontrol etti sadece basit bir konuşmayla bile ruh gücünün arttığını fark etti ve bu biraz onu sevindirmişti. Hemen ruh gücünü yaydı bir aydır herhangi birisiyle savaşmamıştı ve antrenman amaçlı güçlü bir rakiple dövüşmek istiyordu.

Indria'nın ruh gücüne Ruh alemi 10. Seviyesinde olan garip bir timsah yakalanmıştı. Indria hemen o timsahın bulunduğu konuma doğru ilerledi.

Vardığında Timsahın kırmızı dikenli bir deriye sahip olduğunu gördü ve yaklaşık on beş metreye yakın boyu vardı. Beş metreye yakın genişlikteydi. Kuyruğu ise sekiz metreydi. Indria timsahın sadece görünüşünden çok güçlü olduğunu anlamıştı. Timsah şuan Indria'yı fark etmemişti ve gözlerini kapatıp güneşleniyor gibiydi.

Indria hemen kılıcını çıkardı ve aurasını serbest bıraktı. Timsah, Indria'nın aurasını algıladığı an onun yönüne baktı ve kuyruğunu oraya doğru sallamıştı.

Indria ona doğru gelen kuyruğa baktı ve kılıcını kuyruğa bakacak şekilde çevirdi. Indria'nın amacı kuyruğu kılıcıyla durdurmaktı.

Ona doğru gelen hızlı kuyruk kılıçla çarpıştı ve kuyruğun gücü Indria'nın geri itilmesine neden olmuştu. Indria kendi kendine,"Derisi çok sert." Diye mırıldandı.

Onu geriye iten kuyruk durmamıştı ve Indria'ya gelmeye devam ediyordu Indria kılıcını sertçe tuttu ve enerjisiyle kapladı kılıcını.

Enerjisinin %25 i ile kaplamıştı ve ona doğru gelen kuyruğa vurdu kılıcını. Kuyrukla kılıcın çarpışmasından dolayı rüzgarda patlamalar oluşmuştu ve diğer hayvanları korkmuştu.

Indria'nın kılıcı ve timsahın kuyruğu şuan eşit güçteydi Indria elinin titrediğini hissetti ve bu da kılıcı düzgün tutmasını zorlaştırıyordu.

Indria eline garip bir şekilde baktı neden titriyordu ki? Indria çok deneyimsiz olduğu için bilmiyordu lakin eşit güçteki 2 şey çarpışınca birbirlerine baskı yapmaya başlıyorlardı. En iyi örneği ise Indria'nın kılıcı kuyruğa eşitti ve kuyrukla kılıcı çarpıştı diye kılıç kuyruğun basıncı karşısında biraz güçsüzlük gösterdi. Bu da Indria'nın kollarına etki etti. Herhangi bir acı vermemiş olsa da titretmeye yetmişti.

Indria şuan savaşa girdiğine pişman olmuştu çünkü Timsahın kuyruğu bu kadar güçlüyken kendisinin ne kadar güçlü olduğunu düşünemiyordu bile.

Ama asla geri adım atmayacaktı çünkü ona göre savaştan kaçmak dünyadaki en utanç verici şeydi. Indria'da bu utançla yaşamak istemiyordu. Elini daha da sıktı ve enerjisinin yarısını kılıca verdi.

Kuyruğa doğru saldırmaya başlamıştı. Kuyruğa hızlı ve güçlü bir şekilde art arda saldırı yapıyordu. Bu kuyruğa fazla zarar vermiyor olsa da Timsaha acı çektiriyordu ve bu da sinirlenmesine neden olmuştu. Bir anda timsah döndü ve yüzünü Indria'ya çevirdi ellerinden birisini kaldırdı ve Indria'ya doğru indirmeye başladı.

Indria bu ani olayın karşısında biraz savunmasız kalmıştı ama hemen kendini toparlamıştı. Indria nedense dejavu yaşadığını hissetti çünkü kaplanda da aynı şeyler olmuştu. Ama şuan karşısındaki timsah kaplandan çok daha güçlüydü.

Indria kılıcını kılıfına koydu ve elini yukarıya doğru kaldırdı silahsız bir şekilde onun eline karşı kendi elini kullanıyordu.

Indria bir anda aurasının yarısını elinde topladı ve elini yumruk yaptı Timsahın pençesine karşı savunmayacaktı kendini aksine ona karşılık verecekti!

IndriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin