Öğretmen Wen 1x2 [Güncellendi]

17.9K 1K 88
                                    

Yaklaşık on dakika sonra at arabası büyük bir köşkün önünde durdu. Bu köşk Breyn ailesinin ana köşküydü. Ve bu köşk gibi onlarcası ülkenin dört bir yanında Breyn ailesini temsil etmek için vardı. Her köşkte en az üç yüz elli adam olduğu söyleniyordu.

Bu köşklere eşit sayıda adam dağıtılmıştı. Evin çevresindeki bağlarda yetiştirdikleri üzümlerle yaptıkları şaraplarla ailenin gelirinin bir kısmını sağlıyorlardı. Ama en büyük gelir kimyagerlerin ürettiği eroinlerden geliyordu. Bu adamların yararlı işlerle uzaktan yakından alakası yoktu.

Araba durur durmaz korumalardan biri hızlıca Indria'nın zincirini söktü ve köşkün arka tarafına doğru çekmeye başladı.

Arka tarafta tahtadan yapılmış bir kapı vardı. Kapıyı açtıktan sonra Indria'yı itekleyip içeri soktu. Elindeki zinciri duvarda ki demirlerde birine bağlayıp dışarı çıktı.

Adam gidince doğrulan Indria etrafına baktığında kendiyle aynı durumda olan yedi çocuk daha gördü. Akran (yaşıt) gibi görünüyorlardı. Üç kız ve dört erkek.

İskelet misali zayıf bir vücudu olan beyaz tenli erkek çocuk ağlıyordu. Siyah saçları ve mavi gözleri vardı.

Diğeri ise iskelet çocuğun tam tersiydi. Normal bir köleye göre oldukça dolgun bir yüzü, esmer teni, kahverengi gözleri vardı. Ama boyu kısaydı. Bu onu daha da tombul gösteriyordu.

Üçüncü çocuk ise en uzun olanlarıydı. Kızıl saçlarıyla uyum sağlayan mavi gözleri vardı. Yüzünde ilk oğlana farkla bir korku yoktu.

En sonuncu erkek çocuğu ise siyahiydi. Bir köle olduğunu belli edercesine zayıftı. Aynı zamanda ilk iki oğlandan uzundu. Uyuyakalmıştı.

İlk kız kumraldı. Ela gözleri vardı. Ellerini ayaklarına koymuş, ileriye dik dik bakıyordu. Sanki biraz daha baksa duvarları eritebileceğine emindi. Bir kıza göre iyi bir boyu vardı.

Yanında ki kız esmerdi. Diğerlerine göre kısaydı. Kafasını tavana dikmiş, gökyüzüne bakarcasına bakıyordu

Ve en son kız evin duvarına yaslanmış, zümrüt yeşili gözleriyle kapıya bakıyordu. Ortamda ki en uzun ikinci kişiydi. Ve sapsarı saçları vardı.

Indria'da evin bir köşesine gidip oturdu.

.............

Yaklaşık altı saatin sonunda kapı tekrar açıldı. İçeriye dört koruma girdi. Kölelerin zincirlerinde tutup saray yavrusu köşke götürdüler. İki katlı köşkün ilk katında otuz oda bulunuyordu. Köleleri odalardan birine soktular. Bu odada otuzdan fazla kutu ve at arabaları vardı.

"İşiniz bu kutuları at arabalarına doldurmak. Hepsi düzgün dursun. Kaytarmaya ya da kaçmaya çalışırsanız ölürsünüz."

Koruma gür bir sesle konuştuktan sonra diğerleriyle birlikte pozisyon aldı. Bu konuşmanın ardından tüm çocuklar el mahkum yaklaşık beş kilo olan kutuları taşımaya başladılar. Özellikle kızlar çok zorlanıyorlardı. Bir süre sonra iyice yorulan kızlar biraz dinlenmeye çalışsa da acımasız bir koruma onları kırbaçlamaya başladı.

"Dinlenmek yok!"

Kırbacın acısıyla zorla ayağa kalkan kızlar kutuları tekrar taşımaya başladılar. Öte yandan erkeklerin çoğu rahattı. İskelet çocuk görünüşüne rağmen çok rahat bir şekilde kutuları taşıyordu. Kızıl saçlı çocuk ile siyahı çocuksa kutuları ağırlığı yokmuşçasına taşıyorlardı. Tombul çocuksa zorlanıyordu. Indria'da küçükken bu tarz şeylere alıştığı için rahattı.

Yaklaşık bir saatin sonunda kutuları taşımışlardı. Sıradaki işi beklerken korumalar zincirlerini çekip onları başka bir odaya götürdü.

Aslında buraya oda demek yanlış olurdu. Burası bir eğitim sahasıydı.

"Şanslısınız. Bir köle olsanız bile Breyn ailesi size güçlenme fırsatı tanıyor. Eğer 10. seviye Başlangıç alemine girerseniz size teknikler verilecek. Daha sonra ise bir sıva gireceksiniz. Sınavı geçtiğiniz taktirde düşük seviye bir koruma olacaksınız."

Korumanın gür sesleriyle söylediklerinden sonra küçük kölelerin yüzlerine azda olsa bir mutluluk yerleşmişti. Buna Indria'da dahildi. Bu sözlerin ardından gür seslide dahil dört koruma dışarı çıktı. Kalan son koruma ise kapının önünde pozisyon aldı.

Yaklaşık beş dakika sonra içeriye beyaz tenli, turuncu saçlı, uzun boylu, yakışıklı bir genç girdi. On dokuz, yirmi yaşlarındaydı. Belinde bir kılıç vardı.

Sahanın ortasına doğru geldi ve oturdu. Çocukları süzdükten sonra sevecen bir yüzle sordu.

"Benim adım Wen. Sizin eğitmeninizim. Adlarınız ne?"

Siyah saçlı iskeletimsi çocuk öne çıkarak kendini tanıttı.

"Benim adım Filip."

Bunun ardından diğerleri de kendilerini tanıtmaya başladılar.

Şişman ve kumral saçlı olan erkek öne çıktı,

"Benim Adım Tavlan."

Ardından kızıl saçlı asil bir yürüyüşle öne çıktı,

"Benim Adım Aaron."

Kızıl şaçlıdan sonra siyahi olan çocuk öne çıktı,

"Benim Adım Dema.

Sonra Indria öne çıktı,

"Benim Adım Indria."

Erkeklerden sonra kızlar kendini ya bir başladılar.

Kumral saçlı, ela gözlü kız başladı kendini tanıtmaya.

"Benim Adım Tiah."

Ondan sonra kumral saçlı kahverengi gözlü kız öne çıktı,

"Benim Adım Joe."

En son olarak sarı saçlı yemyeşil gözlü kız öne çıktı,

"Benim Adım Emilia."

Eğitmen kafasını salladı.

"Güzel isimleriniz var çocuklar. Şimdi size nasıl güç depolayacağınızı öğreteceğim. Öncelikle benimle aynı pozisyonda oturun. Ve iyi dinleyin. Bu pozisyona meditasyon pozisyonu denir. Şimdi gözlerinizi kapatın ve mavi bir enerji hayal edin. Sonra da onun dantianınıza çekildiğini hayal edin. Bu arada dantian insanların içindeki enerjinin depolandığı yerdir. Ayrıca hasar görebilir. Eğer dantianınız bir kez kırılırsa gelişiminiz yok olur ve asla gelişim yolunda ilerleyemezsiniz. Ve dantian bir kez kırıldığı zaman asla onarılamaz. Şimdi sorusu olan?

Filip elini kaldırdı.

"Efendi Wen, gelişim yolunda ilerlememizin bize ne katkısı olacaktır acaba?"

Wen hemen cevapladı.

"Öncelikle Filip, bana efendi demene gerek yok. Bende bir zamanlar sizin gibi köleydim. Sınavı geçtiğim zamanda koruma olmak yerine eğitmen oldum. Şimdi soruna gelirsek Filip, güç kendi seviyesi alemlerle belirleniyor. Bu alemlerde ilerledikçe ruhani ve cismani gücünüz artıyor. Örneğin, başlangıç aleminin birinci seviyesinde olan biri için kırk kiloyu kaldırmak zor bir işken o kişi ikinci seviye başlangıç alemine geçtiği taktirde rahat bir şekilde yetmiş kilogramlık bir ağırlık taşıyabilir. Ve başlangıç aleminin sonuna geldiğinde ise beş yüz altmış kiloyu hiç zorlanmadan taşıyabilir, öğrendiğiniz teknikleri depoladığınız enerjiyle kullanabilir hatta karşınızda ki kişiden daha yüksek bir seviyedeyseniz tekniğe gerek kalmadan enerjinizle bile kolayca öldürebilirsiniz. Bu dünya güçlünün kazandığı bir dünya olduğu için yaşamak için güçlenmelisiniz."

Eğitmen Wen bu sözlerden sonra sustu.

IndriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin