8x17 Kızıl Ölüm!

4.2K 364 42
                                    

Sertah gözlerini kısarak Gerçeği Gören Gözler'e baktı çünkü beklediğinden çok daha anormal bir tepki vermişti. Sertah bir ruh olduğu için Indria gibi düşük seviye bir güce sahip birisinin tüm anılarını okuyabilirdi. Ancak Indria'yla karşılaştırınca Gerçeği Gören Gözler çok daha güçlüydü ve bu yüzden onun anılarını okuyamıyordu. Aslında okusa da bir şey bilmeyecekti çünkü Gerçeği Gören Gözler'in beyni iki parçaya bölünmüştü. Birisi ustasının anıları diğeri ise kendi anılarıydı. Sertah'ın şu anki gücüyle Gerçeği Gören Gözler'in beyninin diğer parçasını bile göremezdi.

Gerçeği Gören Gözler'in gözlerinden yavaşça yaşlar akmaya başladı, ağlamak dışında vücudu üzüntüyü belli eden bir tepki vermemişti. Ama aurasını kontrol eden birisi onun hüzün ve özlem duygusunu ne kadar ağır yaşadığını görebilirdi.

Sertah yavaş yavaş Gerçeği Gören Gözler'in önüne geldi, boyları neredeyse eşitti. "Genç, ne oldu sana?" Sertah yavaşça ellerini kaldırdı ve onun yüzüne dokunarak sordu.

Gerçeği Gören Gözler o anda tepki verebildi dudaklarını yavaşça araladı, "Asura Ailesi yok olmuş olmasaydı, ustam hala yaşıyor olacaktı." Bu sözler basit bir şekilde onun ağzından çıkmıştı. Ama her kelimesi duygu barındırıyordu, her kelimesi Gerçeği Gören Gözler'in ne kadar üzüldüğünü gösteriyordu, her kelimesi Gerçeği Gören Gözler'in ustasını ne kadar özlediğini gösteriyordu, her hecesi Gerçeği Gören Gözler'in ustasını ne kadar sevdiğini gösteriyordu!

Ancak Gerçeği Gören Gözler'in sözlerinde Sertah için hayatı bir kaç saniye durduracak sözler vardı. Bir kaç saniyenin ardından Sertah'ın sağ kolu ve alt dudağı şiddetle titremeye başladı. Sol elini kaldırdı ve yavaşça Gerçeği Gören Gözler'in ensesine dokundu ve okşamaya başladı, göz kapakları kısılarak titrek bir ses tonuyla konuşmaya başladı, "Ailem hakkında 'yok olmuş olmasaydı' derken ne demek istiyorsun?" Evrenin neredeyse tamamında bilinen bir şey vardı. Birisinin ensesini okşamanın en büyük anlamı onu zayıf görmektir.

Asura Ailesin de büyüyen herkes insanlara saygı duymayı öğrenir. Ancak konu aileleri olunca ne saygı, ne onur, ne gurur tanırlar. Aileleri için her şeyi yapabilecek kara göz insanlardır. 

Gerçeği Gören Gözler o anda ne kadar büyük bir hata yaptığının farkına varmıştı. Indria ise hiç bir şey anlamadan onları izliyordu, Asura Ailesinin ne olduğu hakkında en ufak bir fikir yoktu.

Gerçeği Gören Gözler uzun zamandır yaşamadığı hatta unuttuğu bir duyguyu tekrar yaşıyordu. 

Korku!

Korku, bir canlıya her zaman aynı tepki veren ve bir canlının en büyük kusurlarından birisi.  Bu hissi yaşamayalı çok ama çok uzun zaman geçti, artık beni korkutacak bir şey olmadığını düşünüyordum. Ama gel gör ki sadece bir ruh bile beni korkutabiliyor. Evren de sadece ortalama bir güce sahip olduğumu biliyordum. Ama bir ruhun beni korkutabileceği kadar güçsüz olabileceğimi hiç düşünmedim.  Ne zamandan beri kendim olmaktan çıktım, ne zamandan beri o'nun beni oluşturduğu şeyden farklı düşüncelere sahip oldum, ne zamandan beri kendime ihanet ettim? Bunları başka zaman düşünebilirim, şu anda yapabileceğim tek şey duygularımı bastırmak. Gerçeği Gören Gözler'in aklında bu düşüncelerin geçmesi bir saniyeden kısa sürede geçti.  Ela gözleri sakinliğini geri kazandı ve konuşmaya başladı, "Göksel Asura Ailesi,  dokuz milyon yıl önce bir felaketle karşılaştı."

"Ne felaketi?" Sertah'ın ses tonu değişti. Az önceki ses edasından geriye en ufak bir parça bile kalmamıştı. Gerçeği Gören Gözler ve Indria farkında değildi ama ikisi de bu ses tonunu duyduktan sonra titremeye başlamıştı. Eğer bu ses tonuyla Indria'nın zihninde değilde Indria'nın bulunduğu gezegende konuşsaydı, şüphesiz gezegen de ki tüm canlılar acizliği yüzünden titremeye başlayacaktı.  Sadece bir ruhtu ancak dövüş yolunda yeteri kadar ilerlendiği sürece ruhta güçleniyordu. 

IndriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin