8x14 Çılgın General

3.9K 312 15
                                    

"Lanet olsun!" Lore Tırak içinden küfür etti ve hemen iki kolunu kaldırdı, ellerini yumruk şekline soktu.  O anda Kurt Köpekler hareketsiz kaldı, gözlerini bile kırpmakta zorlanıyorlardı. 

Çığlığı duyunca o yöne gelmeye yeltenen askerler bile hareketsiz kalmıştı.  "Kendinizi toparlayın, hemen buradan gitmeliyiz!"  Lore Tırak tedirgin bir şekilde konuşmuştu. Aynı zamanda kolu şiddetli bir şekilde titremeye başlamıştı, "Lanet olsun, bu teknikte hala ustalaşmadım!" Lore Tırak'ın şu anda tek dileği oradan kurtulmaktı. Aksi taktirde sonlarının geleceğinin farkındaydı.

Indria, Tiah ve Shu Cerad bir kaç metre savrulmuş olmalarına rağmen pek yaralanmamıştılar. Sadece yüzlerinde hafif çizikler vardı. Hemen Lore Tırak'ın yanında belirdiler, "Bana tutunun!"  Tereddütsüz bir şekilde  Lore Tırak'a tutundular. Lore Tırak derin bir nefes aldı ve her hangi bir aura salmadan ileri atıldı. "Enerji kullanamam, idare edin. Enerji kullanırsam, auramun geride bıraktığı izleri takip ederek bizi bulabilirler." Lore Tırak arkasına bile bakmadan sürekli ileriye zıplıyordu. Şu anda tek yaptığı şey fiziksel gücüne güvenmekti. Saniyeler içerisinde binlerce metre uzaklaşmıştı. Daha sonra bir arazide durdu ve etrafı kolaçan etti.

Hemen ardından ayağıyla toprakta yuvarlak bir çizgi oluşturdu ve o bölgedeki toprak hızlıca aşağıya doğru çökerek bir çukur oluşturdu. "Atlayalım!" Lore Tırak, Indria, Tiah ve Shu Cerad aynı anda atladı.

Bir kaç saniyenin ardından çukurun dibine vardılar ama çukurun dibi olduğundan çok daha genişti. Lore Tırak ayağını yere vurdu, yukarıda ki yuvarlak kapandı aynı zamanda çukurun dibini aydınlatan bir ışık kaynağı kalmadı. 

Shu Cerad sol elini salladı ve avucunda çukurun dibini aydınlatan mor bir alev yandı. "Onu hemen söndür, algılayabilirler." Lore Tırak kısık bir ses tonuyla konuştu. Sesinin bile duyulmamasına dikkat ediyordu. Nefes verdi ve konuşmaya devam etti, "Bu çukuru daha önce böyle bir şey olabileceğini düşündüğümüz için yapmıştık. Şimdi geriye tek bir seçenek kalıyor ancak bu seçenek biraz uzun sürecek. Bu andan itibaren çukurdan bir tünel kazarak ilerlememiz gerekiyor. Tünel kazmak benim için kolay bir şey ancak buradaki asıl konu tünelin ne kadar uzun olacağı. Basit bir matematik hesaplamasıyla bile bu tüneli aralıksız kazarsam bir hafta içinde yeterli uzunluğa erişecek." Lore Tırak sadece onların duyabileceği bir sesle konuştu.

"Lider, Toprak elementine sahip güçlü bir uzman bu bölgenin etrafına adım atarsa burayı fark etmez mi?" Tiah aklına gelen ilk soruyu sordu. 

Lore Tırak sorulardan bıktığı için hafif öfkeli ses tonuyla, "Çukurun etrafı formasyonlarla kaplı olduğu için böyle bir şey mümkün değil. Bu formasyonun tek kötü yanı bizimde dışarıyı algılayamayacağımız. Bu yüzden ses çıkarmayın yoksa sesiniz dışarıya gidebilir, formasyonlar sesleri engelleyemiyor."

Tiah öfkeli sesi duyduktan sonra artık hızlı nefes almaya bile cesaret edemedi.  Lore Tırak ayağa kalktı ve ellerini duvarlardan birisine yasladı.  Daha sonra ellerini geri çekti ve avucunu açarak sert bir şekilde duvara vurdu. Vurduğu yerde toprak geri çekildi ve üç metre uzunluğa iki metre genişliğe sahip bir yol oluştu. Lore Tırak yolun sonuna gitti ve avucuyla tekrar toprağa vurdu ve tekrar önündeki yol iki metre uzadı. Lore Tırak kafasını döndü, "Ne bekliyorsunuz? Gelsenize, böyle tünel kazarak ilerleyeceğiz." dedi.

Onun konuşmasının ardından Indria, Tiah ve Shu Cerad hızlıca ayağa kalktı ve Lore Tırakı takip etmeye başladı.

*

Şu an hızlıca sınıra takviye yapılıyordu ve sınırdaki askerlerde bir çok yöne dağılıyordu. Büyük bir çadırın içinde üstünde harita olan büyük bir masa vardı. Bu masanın etrafında görkemli zırhlar içerisinde olan üç tane orta yaşlı adam öfkeli bir şekilde tartışıyordu.

IndriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin