Ustrel Ve Lamia 1x7

12.4K 878 87
                                    

Indria yavaş adımlarla silahların olduğu yere geldi, uzun bir ince kılıç aldı. Bu kılıç Indria'ya çok hafif gelmişti. Indria bu kılıcı sevmişti(Kılıç medyadaki fotoğraf) Erkek esirin önüne geldi.

Ona bakmaya başladı. Indria ne kadar korksa da her zaman insanlardan nefret etmişti. Adaletten nefret etmişti ve her zaman sinirliydi. Eğer burada onu öldürmese insanlardan intikamını alamayacaktı.

Indria annesi ile babasının öldüğü gün bir yemin etmişti.

"İnsanların soyu benim ellerimle son bulacak!"

Diye yemin etmişti belki bu ilk adımı olacaktı yeminine yaklaşmak için. Yada daha adım atmadan ölecekti. Indria tekrar kılıca bakı ve esire tekrar baktı ne şans eseridir ki bu da Indria gibi. Siyah saçlıydı, ama Indria mavi gözlüyken, bu esir siyah gözlüydü Indria'dan biraz daha uzundu.

Indria her zaman insanları öldürme isteğiyle yaşıyordu ama şimdi o istek korkuya bürünmüştü. Indria gözlerini kapattı ve annesiyle babasının ölüm anını hatırladı ve sinirlenmeye başlamıştı. O anı hayal etmeye devam etti ve artık sinirden elleri titremeye başlamıştı.

Gözlerini açtı ve bağırmaya başladı.

"Raaaaaaa"

Diyerek kılıcı esirin göğsüne saplamıştı, Indria bile bir an şaşırmıştı ama yapabilmişti. Kılıcı göğsüne sapladıktan sonra esir kan kusmuştu Indria ise istemsiz bir şekilde mutlu olmuştu ve gülümsemişti. Bunu gören köleler şoka uğramıştı. Birisini öldürdükten sonra gülümsemek mi? Bu kesinlikle psikopatlıktı.

Esir yere düşmüştü. Karnındaki kılıcı çıkardıktan sonra Indria kılıcı attı ve diğer kölelerin yanına geldi.Kölelerin yanına gittikten sonra korumalardan birisi mavi boncuğa benzer bir taşı olan kolyeye dokundu.

Kısa süre içerisinde diğer korumalardan daha güçlü ve daha şık giyinen birisi girdi odaya. Bu kişi kahverengi saçlıydı ve kahverengi gözlüydü ağzında sigara vardı diğer korumalara köleleri götürün diye işaret verdi.

Korumalar köleleri odanın dışına çıkarmıştı o sırada ise kahverengi saçlı adam odanın içinde gülümsüyordu. İlk öldürülen esirin cesedi mavileşmeye başlamıştı sırasıyla öldürülen kişilerin cesedide kahverengi saçlı adam bundan memnun gibiydi.

Korumalar köşkün arkasına götürdüler köleleri tutuldukları eve koyup kapıyı kilitledi.

-----

Aynı o anda ise dünyanın en güçlü İmparatorluğu olarak bilinen Mavi Ejderha İmparatorluğunun zengin başkenti Azul'un çıkış kapısından çıkan bir insan vardı. Bu insan gümüş saçlıydı iki gözü farklı renkteydi birisi kırmızı birisi maviydi belinde kılıç vardı ve yanında herhangi bir at olmadan veya özel bir hayvanı olmadan normal bir şekilde başkentten ayrılmıştı. Bunu gören korumalar bunu ilginç buluyordu lakin kapıdan biraz daha uzaklaştığı an etrafında yıldırımlar oluştu.

Ve sonra yıldırımlar ayaklarında toplandı ve saliseler içinde gözden kaybolmuştu arkasında toz bile bırakmamıştı.

-----

Köleler atıldığı evin bir köşesine yaslanmıştı. Hiçbiri bir şey söylemiyordu uçan sineklerin kanat çırpma sesi gelmesi kadar sessizdi oda.

Ama Emilia bu sessizliği bozmuştu.

"Kaç gündür aynı evdeyiz aynı olayları yaşıyoruz ama neden birbirimiz ile konuşmuyoruz arkadaş olmuyoruz?"

Diye sordu Emilia, Dema bu soru karşısında kafasını kaldırıp Emilia'ya baktı ve konuştu.

"Belki zavallı bir kaç köleden başka olmadığımız içindir. Bu hayattan kurtuluşumuz yok. Senin gibi arkadaş olmayı hayal edenler bu hayatta çok yaşamazlar."

Dema sert bir şekilde konuşmuştu Emilia bu cevap karşısında çok sinirlenmişti ve hemen cevap verdi.

"Neden öyle düşünüyorsun? Geleceği görüyorsan bize de söyle! Umudu olanlar her zaman bir ışık bulur lakin umudu olmayanlar senin gibi karanlıkta kalır."

Diye söyleyip kızmıştı Emilia, Dema Emilia'nın söylediği şeyler karşısında biraz gülümsemişti sonra cevap verdi Dema.

"Bir ışık yok. Yeteri kadar güçlendiğimizde bizi korumamı yapacaklar? Saçmalık. O zamana kadar bu günkü gibi bizden kaç kişi ölecek? Hayır, yarın hepimiz sağ kalabilecek m .Şu yeni gelen kız ve erkeği görüyorsun değil mi? Hayatta böyle, senden birisini alır yenisini verir ta seni alana kadar. Siz kızların hepsi böylesiniz bir umut arıyorsunuz çünkü bir umudun olmamasından korkuyorsunuz."

Diye kızmıştı Dema Emilia'ya, Emilia bu cevap karşısında duygulanmıştı ve gözlerinden yaşlar gelmeye başlamıştı.

Kölelerin arasına yeni katılan kız esir Emilia'nın yanına gidip oturdu. Emilia'nın kolundan tuttu ve gülümsemeye başladı.Emilia bu durum karşısında şaşırmıştı.

"Sarı kız haklı, her zaman bir umut vardır. Ama siyah olan, sen bu durumdan asla kurtulamayacaksın çünkü bir umudun yok!"

Yeni gelen köle kızın böyle bir şey yaptığını görünce diğer kölelerde şaşkına uğramıştı. Kızın amacı iyilik miydi yoksa başka birşey miydi anlamamışlardı.

Aaron yeni gelen köle kızı tekrar görünce gözleri açılmaya başlayıp korkmaya başlamıştı. Bunu gören köle kız gülümseyip cevap verdi.

"Kızıllı bu kadar korkmana gerek yok, ben tanıdıkların gibi değilim. Ölüm döşeğinde olmadığım sürece yaşadıklarını yaşatmam kimseye."

Deyip gülmüştü yeni gelen köle kız. Bu cevap Aaron'u biraz tatmin etmişti ama hala korkuyordu ondan. Aaron'nun hareketlerini gören köleler şaşırmıştı. Neden böyle korkuyordu?

Köleler düşündükleri halde cevabı bulamadılar onun için düşünmeyi bıraktılar. Onlar için gereksiz bir şeydi çünkü. Yeni gelen erkek köle ise çoktan uyuya kalmıştı. Hatta horlamaya başlamıştı. Diğer köleler bundan rahatsız olmamıştı ama. Yeni gelen köle kız sinirlenmişti ve erkek olanın yanına geldi.

"Horlamayı kes Ustrel!"

Diyip yeni gelen erkek kölenin kafasına vurmuştu. Erkek köle kafasına aldığı darbe yüzünden uyanmıştı ve kafasını tutarak konuştu.

"Alışmaya başlasan iyi olur Lamia."

Diyip tekrar kafasını yere koyup uyumaya çalışıyordu. Bunu gören köle kız yani Lamia sinirlenmişti ama tekrar vurmamıştı. Hıhlayıp bir köşeye çekilmişti.

Aaron ikisini böyle gördüğünde birden istemsiz bir şekilde rahatlamıştı.

IndriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin