Indria

Sis Ormanı 4x4

Tünelden çıkan son kişi gözlerini Indria'nın üzerine kilitlemişti,bu kişi siyah saçlar ve siyah bir tene sahipti. Dağ gibi geniş bir sırta sahipti ve kahverengi gözleriyle bir savaşçı hissi veriyordu.

Indria o kişiye fazla dikkat etmemişti. Sadece onun geldiğini görünce ona bakıp anında önüne dönmüştü, lakin ona dikkat etse onun Dema olduğunu anlayacaktı.

Dema, Indria'ya bakarken dudağını yalamıştı, köleler içerisinde ne kadar yakınlaşmalar olmuşsa da Dema asla yakınlaşmadı ve sürekli mesafesini korudu.

Dema şuan Ruh alemi 4. Seviyeydi ve Indria'nın da 4 seviye olduğunu düşünüyordu. Hatta emindi beş yıldan sonra onunla aynı seviyede olması gerekir diye düşünüyordu.

Indria onun üzerine kilitlenen bakışları fark etmemişti, sonuçta hala deneyimsiz birisiydi nasıl fark edebilirdi ki o bakışları ?

Hogg Laren konuşmaya başladı, "Süre doldu hepiniz birinci aşamayı geçtiniz ikinci aşamaya geçebilirsiniz, ikinci aşamaya Sis Ormanı deniliyor, Sis Ormanı size kötü anılarınızı hatırlatıp size zihinsel olarak çok fazla acı çektiriyor. Eğer zihninizi kontrol edip o acıya dayanamazsanız sınavdan elenirsiniz ve de ormanın içinde kalıp ölene kadar acı çekersiniz. Geçmek için gereken ise ormana girdikten sonra ormanın sonuna ulaşabilmek." Dedi sakin ve soğuk bir ses ile Hogg Laren.

Bunu duyduğunda Indria hariç herkesin yüzü biraz kasvetli olmuştu, ikinci aşama gerçekten birinci aşamadan en azından yüz kat daha zordu.

Indria hala içindeki hissin sebebini anlayamamıştı. Orman ona çok garip bir his veriyordu. Indria belki sistendir diye düşündü ve o hissi düşünmeyi bıraktı.

Hogg Laren elini salladı ve ellerindeki mekanlar arası yüzükler kayboldu ve tekrar konuşmaya başladı, "İkinci aşama başladı 6 saatiniz var, başlangıçtan sonuna kadar sadece yürüyerek bir saatte bitirilebilecek bir aşama. Lakin sis için 6 saatiniz var. 6 Saatten sonra sınavda kalacaksınız ve sizi kurtarmak için gelecek görevliler sadece 2 saat sizi arayacak. İki saatten sonra aranmayı bırakılacaksınız ve ölümünüze terkedileceksiniz." Dedi Hogg Laren cehennemden gelmiş bir şeytanın sesini andırıyordu sesi ve insanı ürpertiyordu.

Bunu duyanlar korkmuş olsa da onların yapabileceği bir şey yoktu, riske gireceklerdi. Riske girmediğin sürece zafere gidemezdin sonuçta.

Indria sözleri duyduktan sonra yüz ifadesinde en ufak değişiklik yoktu ve anında ormana doğru hızla ilerlemeye başladı. Bunu gören Dema'nın da gözleri keskinleşti ve Indria'yı takip etti Indria ormana girdiği an.

Yemyeşil ve insana huzur veren orman anında sis içinde kalmıştı, Indria önünü görmekte zorlanıyordu. Dema Indria'nın ormana girdiğini gördükten sonra onun peşinden gitti ama yoğun sis yüzünden onu bulamadı ve düz devam etti.

Indria ise şuan hangi tarafa gittiğini bilmiyordu lakin her adım attığında sis bir kat daha yoğunlaşıyordu.

Ormanın girişinden 30 adımdan sonra Indria'nın önüne bir anda tek kollu bir adam çıkmıştı. Bu Indria'nın ölmüş babasıydı! Indria bir anda onu görünce donup kaldı ve Hogg Laren'in sözlerini hatırladı, lakin onun karşısında duran babası gerçek gibi görünüyordu ve konuşmaya başladı:

"Seni lanetli evlat senin yüzünden öldüm!" Dedi ürpertici bir sesle babası.

Indria bu kelimeyi duyduğu an yere çöktü çünkü şuan zihnini sanki deliyorlarmış gibi bir ağrı girmişti. Bu ağrı tek kelime ile dayanılmazdı. Indria bu yoğun ağrıyı yaşarken üstüne vicdan acısı da çekiyordu.

Sonuçta annesi ile babası sırf onun için ölmüştü. Indria sırf bunun için kibirli insanları öldürmeye yemin etmişti!

Aynı anda