Enerji 6x11

7.5K 648 55
                                    

Shu Cerad şuan yerde yarı ölü şekilde yatıyordu, ağzından kan gelirken göğsünün yanında kandan bir nehir almaktaydı. Şu an etrafında kan gölü oluşmuştu, solgun bir yüze ve pes etmiş yüz ifadesine sahipti. Gözlerinin derinliklerinden acı çektiği anlaşılıyordu.Ancak bunu dile getirebilecek güce sahip değildi.

Yaşlı Adam bir anda ortadan kayboldu ve Shu Cerad'ın yanında belirdi.Gülümseyerek Shu Cerad'a bakıyordu. Feng Li Kuan onun gülümsemesine anlam verememişti. Yaşlı adam yavaşca ayak dizlerini büktü ve eğildi.

Ellerinde yeşil renge sahip küçük bir hap ortaya çıktı, ellerini Shu Cerad'ın ağzına götürdü ve hapı ağzına koydu. Shu Cerad hapı yuttu ve hapı yuttuktan sonra yüzündeki solgunluk ortadan kayboldu. Yaraları gözle görülebilecek bir hızla iyileşmeye başladı. Otuz saniyelik bir sürede tüm yaraları iyileşmişti.

Tıp hapları gerçekten etkileyici şeylerdi.Lakin her hangi bir zararı olmasaydı kimse ölmezdi değil mi?Tıp haplarınında kullanım sınırı vardı. Bu haplardan günde sadece bir kez yenilebiliyor,kullanılan hapın seviyesi yiyen kişiyle aynı alemde veya daha üst bir alemde olması gerekiyordu. Sonuçta tıp haplarınında seviyesi vardı ve alemlerle aynı adlara sahipti. Shu Cerad yeryüzü aleminde olduğu için en az yeryüzü alemindeki bir hapı yemesi gerekiyordu. Eğer ruh alemindeki bir hapı yeseydi en ufak bir etki etmezdi.

Eğer günde birden fazla tıp hapı yenilirse vücuda yararlı olmak şöyle dursun ciddi zararlar veriyordu. Açılan yaraları iyileştirmek yerine enfeksiyon bulaştırıyor ve kanın daha hızlı akması için yarayı genişletiyordu. Tıp hapları öyle korkunç şeylerdi ki, çoğu suikastte bir tabağa birden fazla tıp hapı koyuluyordu. Ancak tıp hapının etkisinide kaldıran şeyler vardı, eğer enerjin ile tıp hapına karşı koymaya çalışırsan. Sana yarar sağlamazdı,ancak zararda vermezdi.Shu Cerad ise her hangi bir karşılık vermedi. Çünkü bugün yediği ilk tıp hapı oydu.

Shu Cerad yaraları iyileştikten sonra yavaş bir şekilde ayağa kalktı, Feng Li Kuan'a bakarken başını eğdi ve bir elini avuc şekline sokup diğer elini yumruk yaparak. Avuç şekline sokmuş eline vurup, "Tebrik ederim benden daha güçlüsünüz." dedi, sesi kaybetmiş birisine göre çok sakindi. Normalde kaybetmiş bir kişi karşısındakine küfürler savururdu ve ona karşı kin duymaya başlardı.Ancak Shu Cerad hiç bir kin duymamıştı. Hatta öfkelenmemişti bile.Bunun sebebi küçükken çok iyi aile eğitimi almış olmasıydı.

Feng Li Kuan'da başını eğdi ve Shu Cerad'ın hareketlerini taklit etti, "Kesinlikle, sizden daha güçlü değildim. Sadece daha şanslıydım o kadar." dedi ciddi bir şekilde. Normalde kazanmış bir kişi yenilen kişiye karşı kibirli olur ve onu aşağılardı. Dış klan'da ne kadar kibir yasak olsada bazen yenen kişi yenilen kişiyi küçük düşürecek hareketler yapabiliyordu. Mesela Shu Cerad'ın yaptığı saygı hareketine cevap vermemiş olsaydı Feng Li Kuan onu aşağılamış olurdu. Kimse buna karşı çıkamazdı sonuçta güçlülerin yaşadığı bir dünyada yaşıyorlardı. Ancak, Feng Li Kuan onu aşağılamamıs aksine onun saygı hareketine aynı şekilde cevap verip ona saygı duyduğunu göstermişti.

Shu Cerad dışarı vurmamış olsada gözlerinde şaşırdığı belli oluyordu, Feng Li Kuan'ın aynı şekilde ona karşılık vermesini beklemiyordu.

Shu Cerad yaşlı adama döndü ve saygılı bir şekilde , "Efendim, dövüşü yenecek kişilerin arkanıza geçmesini söylediniz. Ancak yenilen kişilere ne olacağını söylemediniz." dedi.

Yaşlı Adam, "Öyle mi, unutmuştum açıkçası" dedikten sonra kahkaha atıp. "Kızlar odasına dönebilirsin yada kenarda dövüşleri seyredebilirsin senin seçimin." dedi.

Shu Cerad saygılı bir şekilde, "Teşekkür ederim cevapladığınız için, dövüşü seyretmemde sakınca olmayacağına sevindim. Dövüşleri seyretmeyi seçiyorum." dedikten sonra kenarlara yürümeye başladı. Kırk metre yürüdükten sonra dönüp seyretmeye başladı.

İkinci sıra Li Ku ve Zehard'ındı Zehard şu an kendisine lanet okuyordu, nasıl olurda sırada Li Ku'nun yanına gelebilecek kadar kötü şansa sahipti.

Li Ku yüz ifadesinde ise çok korkunç bir gülümseme vardı evet gerçekten çok korkunç bir gülümseme bu. Bir hayvanın avına baktığı gibi bakıyordu ve tüm dişleri gözükecek şekilde gülümsüyordu.

Böyle gülümserken yüz kaslarının zorladığı belli oluyordu. Zehard, Li Ku'nun gülümsemesine bakarken korkusu dahada artmıştı.

Ancak pes ederse arkadaşları tarafından korkak diye dalga geçileceğini biliyordu. Bir kız olsada onunda gururu vardı ve gururu onun pes etmesine karşı çıkıyordu.

Yaşlı adam bir anda Li Ku ve Zehard'ın yanında belirdi ve gülümseyerek, " Az öncekilerin dövüştüğü yere gidin." dedi.

Li Ku yaşlı adamın sözlerinden sonra bir anda ortadan kayboldu. Shu Cerad ve Feng Li Kuan'ın dövüştüğü alana geldi. Zehard ona bakarken oda bir anda ortadan kayboldu ve orada belirdi. Ancak Indria ikisine bakarken ikisininde kaybolmadığını anlamıştı. Sadece kendisinden güçsüz olan kişiler onların kaybolduğunu sanıyordu. Indria, Li Ku'dan güçsüz olmasına rağmen onun ne kadar hızlı ilerlediğini görmüştü. Indria'nın gözünde ise Zehard, Li Ku'ya göre çok daha yavaştı ve Indria'nın gözlemlerinden sonra Zerad'ın Yeryüzü alemi üçüncü seviye olduğunu anlamıştı.

Li Ku ve Zehard'ın oraya vardığını gördükten sonra Yaşlı Adam hiç bekleme yapmadan, "Başlayın." dedi.

Ancak bu sözlerden sonra ikiside harekete geçmedi, Zehard ilk hareketi yapmaya korkuyordu. Li Ku ise olduğu yerde dikilmişti ve gülümseyerek Zehard'a bakıyordu. Zehard'a bakarken bir anda ağzını açtı, "Sana aramızdaki güç farkını açıkça göstermek istiyorum." dedi.

Li Ku'nun sözlerinden sonra Zehard savunma pozisyonunu aldı ancak. Li Ku saldırmadı tam tersine olduğu yerde durdu ancak bir anda durduğu yerde çatlaklar oluşmaya başladı. Çatlaklar ortaya çıktıktan sonra Li Ku'nun etrafında şiddetli bir enerji ortaya çıktı. Enerji bir alev topu benzeri gibiydi ve çok yoğundu Zehard ona bakarken gözlerinin derinliklerinde korku ortaya çıktı. "Yeryüzü alemi altıncı seviyemi?" diye bağırdı Zehard. Li Ku onun bağırışmasını aldırış etmedi ve etrafındaki enerji bir anda genişlemeye başladı. Evet çok hızlı şekilde genişlemeye başladı ve enerjinin geçtiği yerlerde çatlaklar oluşmaya başladı.

Zehard hızla genişleyen enerjiye bakarken ağzında , "Pes e" daha cümlesini tamamlayamadan enerji ona ulaşmıştı bile. Enerji ona ulaştığı an Zehard'ı sarmalamaya başladı, Zehard şu an suyu sıkılan bir meyve gibi hissediyordu kendini. Zehard'ın beline doğru ağırlık bastırıyordu ve Zehard enerji karşısında hiç birşey yapamıyordu. Aralarında üç seviye fark vardı nasıl yapabilirdi ki?

Enerji şu an Zehard'ı sıkıyordu ve enerji onu sıkarken konuşamıyordu bile .Ancak gözlerinde yalvardığı okunabiliyordu, Li Ku'ya bakarken göz yaşı dökmeye başlamıştı. Çünkü hayatında hiç bu kadar acı çekmemişti. Enerji sadece onun derisine değil onun iç organlarına bile zarar veriyordu. Zehard en sonunda daha fazla dayanamadı ve bilinci acı yüzünden kapandı. Bu olduğu an Li Ku enerjisini geri çekti. Yaşlı Adam sakin bir şekilde, "Kazanan Li Ku" dedi.

DN: merhaba değerli kitap dostu arkadaşlarım.Yazar kardeşimiz geçen bölüm "yazar indriaya sıra gelene kadar bizi bir kaç bölüm surundurecek" şeklindeki yorumumu yalan durumuna düşürmemiş ve bizi bu bölümde kıvrandırmıştır.Bence bir cezayı haketti.bolumun altına atacağım yoruma cevap olarak ne ceza almasını istiyorsanız yazabilirsiniz en çok tekrarlanan cezayı cektirecegim sayın yazarimiza(!) 😉 ;)

IndriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin