*
Indria ve diğerleri hedef bölgeye yaklaşık yüz metre kala durmuştu. Lenna, "Enerjimizi doldura-" "Korkmak çöp?" Nadyab Lenna'nın sözünü kesmişti. Nadyab'ın bu hareketi Lenna'nın öldürme arzusunu salmasına neden olmuştu ve Lenna'nın bu hareketi üzerinde durdukları ağaç dalının kırılmasına neden oldu. Yere havada süzülen bir tüy gibi indiler.
Nadyab gülümseyerek başını Lenna'ya çevirdi. Onun öldürme arzusundan biraz olsa ektilenmemişti. Lenna'nın gözleri soluklamıştı. Birisinin lafını kesmesine sinir oluyordu. Üstelik lafını kesen kişi, "Çöp" demişti ve bu onu daha çok sinirlendirmişti.
Lenna sağ kolunu kaldırdı ve etrafında garip bir enerji oluştu. Bu enerji elleriyle birleşti ve elleri siyahlaştı. "Gece'nin karanlığı ile birleşen Aziz Lenov'un yumruğu" dedikten sonra Nadyab'a atıldı. Görüntüsü siste ilerleyen bir insanın ki gibi bulanıklaştı. Nadyab hiç bir karşılık vermeyip sadece olduğu yerde durdu ve gülümsedi. Lenna'nın sol yumruğu Nadyab'ın yüzüne ulaşmaya bir saniye kala görüntüsü netleşti. Nadyab gülümsemeyi bıraktı ve etraftaki kuşların oracıkta tüy dökmesine neden olan öldürme arzusunu saldı. Bu güçlü öldürme arzusu Indria'yı bile etkilemişti ve tüyleri diken diken olmuştu. Ancak bu öldürme arzusu Lenna'ya yoğunlaştığı için Lenna oracıkta bilincini kaybetti. Indria'ya fazla etki etmemiş olsada Michi'yede yoğunlaşmıştı ve Michi bilincini kaybetmemek için zor tutmuştu kendini.
*
Indria ve diğerlerinin bulunduğu bölgenin yüz metre ilerisinde küçük bir ahşap ev bulunuyordu. Bu evin dışı tozla kaplanmış olsa bile, içerisi oldukça temizdi. Ahşap evin içerisinde birer masa ve sandalye bulunuyordu. Sandalye'de oturan ellerinde pahalı yüzükler bulunan birisi bulunuyordu. Bu kişinin gözleri ve elleri dışında her yerini kapatan siyah bir peçe vardı. Bu kişi birisine baksa sadece bakışlarıyla onu titretebilirdi. Bir parmağını masadan ses getirecek şekilde vurup, "Misafirlerimiz var anlaşılan." dedi.
Kapının önünde yüzünü gizleyen ama vücudunu açıkta bırakan bir peçeye sahip erkek bulunuyordu. Bu erkeğin kasları bir kaya kadar güçlü görünüyordu. Vücudu ortalama bir insandan çok daha uzundu. Otuz iki diş gülümsedi. Sarı dişleri bir insanın midesini rahatlıkla bulandırabilirdi, "Misafirler kapıda karşılanır. Kapıya geldikleri sürece karşılarız nihaha."
*
Lenna bayıldıktan sonra Nadyab öldürme arzusunu geri çekti. Indria tedirgin bir şekilde, "Kaç kişiyi öldürdünde böyle muazzam korkunç bir auraya sahip oldun." "Yüz insan.." "Yüz mü??" "Bin." Nadyab'ın son cevabı Indria'nın gözlerinin genişlemesine neden oldu, "Bu yaşta yüz bin insan öldürmek?" Indria'nın ses tonunda inanmadığı anlaşılıyordu. Nadyab omuz silkti, "İnanmaman umrumda olmamak."
Michi, Lenna'nın yanına koştu ve onu uyandırmaya çalıştı yüzüne dokunarak, "Lenna uyan Lenna!" Lenna'nın sağ elinin parmakları hafifçe oynadı. Gözleri bir anda açıldı ve başını kaldırdı. Yüzünü tozlar kapladığı için tüm güzelliği kaybolmuştu. Çirkin bir yüz ifadesiyle Nadyab'a bakıyordu. Michi tedirgin bir sesle, "Sol kolun iyimi?" "Bir kaç gün kullanamayacağım, Böyle güçlü bir teknik böyle iptal edilirse. Bir kaç günle kurtulmam mucize." Lenna sinirli bir ses tonuyla karşılık vermişti.
Michi Lenna'nın sözlerini duyunca kaşlarını çattı ve Nadyab'a kaşları çatık bir şekilde baktı. Yavaş adımlarla Nadyab'a yaklaşmaya başladı ellerini sıkarak. Indria, Michi'nin önünde belirdi, "Kendi aranızda kavga etmeye gerek yok. Nadyab o karşılığı vermese şu an ondan çok daha kötü durumda olurdu." "Umrumda değil kardeşimden daha önemli değil!" Michi ellerini oldukça sıktı ve Indria'ya doğru savurdu yumruğunu. Indria kılıcıyla yumruğu durdurdu ancak yumruk enerji ile kaplandığı için sağır edici bir ses duyulmuştu. Etraftaki hayvanlar korku içerisinde kaçmıştı ve onların durduğu yer dışında etraflarında bir kaç metrelik çukur oluşmuştu. Michi şaşkın bir şekilde, "İnanılmaz bir kılıç kullanımı." dedi ve bellerine kadar uzanan saçları boynuna kadar çok düzgün bir şekilde kesilmişti. "Ne zaman arkama geçtin?" "Sen gözünü kırptığında." Indria gülümseyerek karşılık verdi.
Michi bir adım geri çekildi ve kesilen saçlarına baktı, "Bana çok yakışmıştı." üzülerek pofladı, "Tekrar uzar." Indria gülümsedi. Michi Lenna'nın yanına geri döndü. Ancak beyninde yankılanan tek bir kelime vardı, "Dahi!" Indria daha bu yaşta inanılmaz bir kılıç kullanma seviyesine erişmişti. Michi için Indria eşsiz bir dahiydi ve dahiler hiç beklenmedik yerlerde beklenmedik hareketler yaparak düşmanını yenebilme potansiyeline sahiplerdi. Bunun için Michi sakin bir şekilde geri çekilmişti.
Lenna sağ koluyla Michi'den destek alarak ayağa kalktı ve Michi'nin kulağına eğildi, "Senin arkana geçtiğini ben bile bulanık şekilde gördüm, sinirlenmene gerek yok." Michi'de başını eğdi, "Sinirlenmedim, kesinlikle sinirlenmedim. Tek hissettiğim şey heyecan" Lenna bu sözleri duyunca gülümsedi ve Nadyab'a baktı, "Özür dilerim az önceki hareketim için. Dövüş yolunda ilerleyen birisi olarak, "Çöp" kelimesine sinirlenmeme gerekiyordu. Bu olay benim hala deneyimsiz bir genç olduğumu gösterdi." olgun bir şekilde konuştu.
Nadyab kelime olarak karşılık vermemiş olsada gülümsemişti. Bu gülümseme aşağılayıcı olsada, Lenna bunu umursamamıştı. Indria kılıcını hala kılıfına sokmamış haldeyken, "Enerjilerimizi doldurup gideceğiz." emir verir bir ses tonuyla konuşmuştu. Nadyab bir kaşını kaldırdı, "Sen değil grubun lideri olmak.." Indria Nadyab'ın gözlerinin içine bakarak gülümsemeyi bıraktı, "Ben olmasam şu an senin cesedini hayvanlar yiyiyor olurdu." Nadyab sinirli bir ses tonuyla, "Pğl" Indria ne dediğini anlamamıştı bunun için umursamamıştı.
Michi, "Onlara çok yakınız, çok güçlü olmalarını beklemiyorum. Burada enerji doldurursak tehlikeli bi duruma girebiliriz." Indria Michi'ye baktı, "Pek güçlü olmayabilirler mantıklı. Gidelim o zaman."
Indria ileriye zıpladı diğerleride onu takip etti yüz metre'yi tek bir zıplayışla geçmişti Indria. Ancak karşısına hiç beklenmedik bir şey çıkmıştı. Karşılarında ahşap bir ev vardı. Michi Indria'nın yanına geldi, "Doğru yere geldiğimize emin miyiz?" "Evet haritada burası gözüküyor." Indria onayladı..
"İlk ben gideceğim." Indria ağaçtan atladı ve yere indi kılıcıyla her an gelecek bir saldırıya karşı hazırlıklı bir şekilde yürümeye başladı. Indria ahşap evin kapısının önüne geldi ve yavaşça kapıyı açtı. Ancak kapıyı açtığı an ahşap evin içerisinden bir ayak Indria'nın yüzüne tekme savurdu. Indria bu tekmeyi durdurmak için kılıcını kullandı. Ancak kılıcı onun ayağına denk geldiği an. Parçalandı ve tekme Indria'nın yüzüne tam güçte ulaştı Indria bu tekmenin gücü ile ses hızını aşarak geriye uçmaya başladı. Indria geriye uçarken önüne çıktığı her ağaç onun vücuduyla parçalandı ve Indria tek bir tekme ile sekiz kilo metre geriye uçmuştu ve bir dağa çarpmıştı. O dağıda parçalayıp yere düşmüştü yarı ölü şekilde. Sadece yüzüne tekme yemiş olsada tüm vücudu kanlar içerisinde kalmıştı ve kan kusmaya başlamıştı.
YN : Orkun sadece bir kelime söyleyerek bana kurgu hakkında çok güzel ilham verdi gençler :D İlerde hepiniz şok olacaksınız şoook .d :D D: D: D
Dn:Desene hapı yuttuk. :):):)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indria
FantasyHayatım boyunca gerçeği aradım ama neyin gerçeğini? Merhamet dileyen acınası bir çok masum insan öldürdüm hem de gözümü kırpmadan. Sayısız canavarın hayatı benim ellerimde son buldu. Peki elime ne geçti? Koca bir hiç, ancak sonunda o gerçeği bulduğu...