Indria adının söylendiğini duyunca hızlıca arenaya çıktı. Şu an arena bomboştu ve beklemek için gözlerini kapattı. Beş saniye sonra arenadan ayak sesleri geldi.
Indria gözlerini yavaşça açmaya başladı lakin karşısında gördüğü kişi karşısında kalbi titredi. Indria'nın göz bebekleri küçüldü ve kalbini tuttu bu sıcaklık neydi? Buz gibi soğuk kalbi bir anda alev almış gibi sıcaklaşmıştı.
Karşısında ipeksi, beyaz merhem gibi güzel ve pürüzsüz bacaklı, kırmızı giysiler içinde asilliğini yansıtan siyah saç ve siyah gözleri ve tuttuğu uzun, büyük başlı mızrağı taşıyan bir afet vardı. Indria karşısındaki güzelliğe inanmamıştı. Indria hayatı boyunca çok az güzel kız görmüş olmasına rağmen hiçbiri onun kalbini bu kadar titretmemişti.
Indria'nın nefesi kesilmişti, buna karşı mı savaşacaktı? Indria'nın karşısındaki güzellik onu öldürse bile ses etmeyeceği türdendi. Kız sahneye çıktığı an seyirciler şok içinde bağırmaya başladı.
"Bu kim? Çok güzel, böyle bir güzelliğin Beyaz Kaplan şehrinde bilinmemesinin imkanı yok!"
"Doğru söylüyorsun ama hiç duymamıştım böyle bir güzelliği. Acaba yabancı mı?"
"Leya'mı dedi? Leya ismi çok tanıdık geliyor ama hatırlayamadım."
Seyirciler tartışırken Indria'da seyircileri dinlemişti, anlaşılan karşısındaki kişinin kim olduğu hakkında çoğu kişinin fikri yoktu. Indria biraz sevindi çünkü eğer karşısındaki soylu birisi değilse, bir dakika soylu birisi değilse ne olacaktı diye düşünmeye başlamıştı Indria.
Indria'nın kalp atışları şu an çok hızlıydı ve nefes alıp vermesi zorlamıştı. Karşısındaki kişi, yani Leya sanki parlıyordu. Indria daha önce malikanede korumaların dediği şeyi hatırlıyordu.
Sadece aşık olan birisi böyle duyguları yaşıyordu. Indria o zaman AŞK duygusunu mu yaşıyordu? Karşısındakine aşık mı olmuştu.
Indria'nın gördüğü kızlar gerçekten azdı ama çoğu bundan güzeldi denilebilirdi ama Indria neden bir anda buna aşık olmuştu?
Leya hiç konuşmamıştı ve mızrağı kımıldatmamıştı bile. Soğuk ve duygusuz bir şekilde Indria'ya bakıyordu. Sanki karşısındakini hiç önemsemiyor gibiydi. Eğer Indria ve Leya arasındaki farkı söyleseydik Leya'nın gözünde Indria bir inek boku kadar değersiz olurdu. Indria çok heyecanlanmıştı ama karşısındakiyle savaşması gerektiğini biliyordu, hemen ciddi bir ifade aldı.
Ciddi bir ifade takınırken genç adamın sesi Indria'nın bilincinde tekrar çınladı.
"Karşındaki kız basit birisi değil, en azından sen tüm gücünle saldırsan bile onu yenemezsin. Eğer onu yenmek istiyorsan açıklarını bulman lazım. Lakin karşındaki mızrak kullanıcısı olduğu için pek açık bulamazsın, deneyimsizsin zaten."
Indria biraz sinirlendi ve konuşmaya başladı.
"Sen sadece bir tekniksin, nasıl insanın gücünü tartabilirsin? Benim tekniğim olduğun halde bana ustalık taslama!"
Genç adam kahkaha attı ve konuşmaya başladı.
"Evet, gerçekten ben bir tekniğim ve bir insanı anlayamam lakin ben tüm evrende en nadir ve en güçlü teknik sınıfındayım. Bizim en önemli özelliğimiz insana dönüşmemiz. Yani ben senin hayal bile edemeyeceğin kadar savaştım ve o savaşlarda karşımdaki kişi hep insan oldu. Ben o insanlardan çok fazla teknik öğrendim."
Indria daha fazla konuşmadı o sırada yaşlı adam konuşmaya başladı, "Üçten geriye sayacağım sıfır olduğunda başlayın!"
"Üç"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indria
FantasyHayatım boyunca gerçeği aradım ama neyin gerçeğini? Merhamet dileyen acınası bir çok masum insan öldürdüm hem de gözümü kırpmadan. Sayısız canavarın hayatı benim ellerimde son buldu. Peki elime ne geçti? Koca bir hiç, ancak sonunda o gerçeği bulduğu...