Uzaktan dövüşü izleyen Ha Hwang ve Qi Zhang Ling'in gözlerinde şaşkınlık vardı. Qi Zhang Ling şaşkınlıkla, "Tarihin en eski kitaplarında adı geçen İlahi Vücut olduğunu kanıtlayan duman değil mi o?" dedi. Ha Hwang'ta onaylarcasına kafasını salladı ve bilgece konuşmaya başladı, "Tarihin en eski kitaplarında İlahi Vücudun oldukça fazla özelliği vardı. Ama en belirgin ve kanıtlayıcı özelliği ise her İlahi Vücuda sahip insanın kullandığı yetenekti. O yeteneğin adı Gökleri Kaplayan Yedi Renkti. Bu yeteneğin ilk aşamasında yedi farklı renk aynı anda ortaya çıktığı söylenir. Ancak bu yeteneğin ne işe yaradığı veya ileri aşamalarının ne olduğunu bu gezegendeki iki kişi hariç kimsenin tam olarak bildiğini sanmıyorum. Birincisi bir yıl önce beynime formasyon koyan genç diğeri ise Gerçeği Gören Gözler." dedi ve dövüşü izlemeye devam etti.
Leya'nın ise Indria'ya ne olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu. Hatta Indria'nın bile bir fikri yoktu. Ancak çok güçlendiğini, vücudundaki her hücrenin güçle dolup taştığını hissediyordu. Indria güçlü bir şekilde Leya'ya bakıyordu ve bu bakışın sonucunda Leya hafifte olsa vücudunda bir titreme hissetti.
Indria'nın seviyesini kontrol etmek için ruh gücünü yaydı ve şoke oldu. Indria'nın seviyesi yeryüzü alemi beşinci seviye olmuştu. Yani bir seviye atlamıştı.Leya şaşkın bir şekilde, "Ne tür yüce bir teknik kullanıyorsun?" dedi.
Indria bu soruya cevap vermedi. Çünkü kendiside ona ne olduğunu bilmiyordu. Ancak vücuduna dolup taşan gücü hemen kullanmak istiyordu.Savaşmak istiyordu. Acı çekmek istiyordu! Acı çektirmek istiyordu! Vücuduna kan bulaşmasını istiyordu! Indria bir anda ortadna kayboldu ve Leya'nın hemen üstünde belirdi. Leya'nın kafasına güçlü bir tekme indirdi ve Leya'nın kafası toprağa gömüldü.
Leya'nın ruh gücü bile Indria'nın hızına yetişememişti!.Eski hızından en az iki kat daha hızlıydı! Leya hemen toparlandı ve ayağa kalktı. Indria'ya bakıp mızrağını eline aldı. Sonra heyecanlı bir şekilde, "Benle denk dövüşebilen birisiyle uzun zamandır karşılaşmamıştım!!" dedi ve mızrağıyla ileriye atıldı.
Indria'nın kolları yoktu. ancak İlahi Vücudun yeteneği ortaya çıktıktan sonra sol gözü tekrar açılmıştı. Indria elleri kesilince yere düşen kılıcının önüne gitti ve ayağını kılıcın altına getirdi ve basit bir hareketle kılıcı havaya zıplattı. Kılıcı havaya zıplayınca Indria ağzını açtı ve kılıcı kabzasından ısırmaya başladı. Dn:Bura bana neden tanıdık geldi acaba.Lan senin yüzünden bir gün telif hakkı yiyeceğiz o olacak tamamen kullanma az değiştir lan şu yerleri :)
İndria'nın yaptığı şey Leya'ya çok garip gelmişti.Ancak Indria için çok normaldi. Beş yıl süren eğitiminde sadece kollarıyla değil,ağızıyla da kılıcını kullanmayı öğrenmişti. Bir anda ortadan kaybolup Leya'nın önünde belirdi. Başını çevirerek Leya'nın mızrağıyla çarpıştırdı kılıcını.
Indria sırf kılıcını ağzıyla kullanmak için çenesini eğitmişti. Çene eğitmek çok zordu ve çenesini eğitmek için ağzına onlarca taş doldurduğunu hatırlayınca midesi tekrardan bulandı.Zaten çenesini eğitmeseydi bile bu hareketi yapması sorun olmazdı. Çünkü İlahi Vücudun ilk yeteneği ortaya çıktığında çene gücü iki kat artmıştı. Indria'nın kolları yoktu. Ancak kolları olsaydı kol gücü iki katına çıkacaktı.Tekmelerinin gücününde iki kat arttığı gibi.
Indria mızrakla kılıcını çarpıştırmaya devam ederse kılıcın ağzından kayıp gideceğini anlamıştı. Bunun için bir adım geri çekildi ve ortadan kayboldu. Leya'nın arkasında belirip kılıcını Leya'nın sırtına saplamaya çalıştı.
Leya ise sinirli bir şekilde, "Bunu yapacağını biliyordum!" dedi ve mızrağını döndürüp Indria'nın karnına sapladı. Ancak bunu yapmakta bir saniye geç kalmıştı.O bir saniyelik gecikmedr Indria kılıcını Leya'nın sırtına çoktan saplamıştı bile.
Leya'nın mızrağı Indria'nın karaciğerine gelmişti. Bunun yüzünden Indria kan kustu ve bilincini kaybetti. Bu olunca İlahi Vücudun yeteneği kayboldu. Eğer iyileştirilmezse en fazla bir dakika içerisinde ölecekti.
Indria'nın kılıcı ise Leya'nın nefes borusunu kesip akciğere saplanmıştı. Bunun için Leya nefes alamıyordu. Ağızı kanla dolmuş ve kan kustu. Boğazını tutup nefes almak için çırpınmaya başladı. Bunlar olurken Qi Zhang Ling çoktan Leya'nın önüne gelmişti ve endişeli bir şekilde,"Leya iyi misin Leya!" diyordu.
Ha Hwang'da, Qi Zhang Ling'in arkasında belirdi, ve ikisine bakınca gözlerini kıstı. Gerçeği Gören Gözler bir anda ikisinin önünde belirdi ve tembelce, "Indria kazanınca onu iyileştireceğime söz vermiştim. Ancak anlaşılan o ki kazanan yok. İkiside berabere kaldı. öğrencim Indria'nın ölmesine göz yumamam. Leya gibi yetenekli bir kızında ölmesine izin vermeyeceğim." dedi ve gülümsedi. Ardından Leya ve Indria'nın yanına yürüdü ve ikisine elleriyle dokundu. Bu olunca ikisinin etrafında altın sarısı bir ışık belirdi. Bu altın sarısı ışık belirince Leya'nın Indria'nın vücuduna sapladığı mızrak olduğu yerden çıkmaya başladı aynı şekilde Indra'nın kılıcıda olduğu yerden çıkmaya başlamıştı. Onlar vücuttan çıkınca göz açıp kapayana kadar ikisinin vücudu iyileşmişti.Ancak Indria'nın yüzünde alevli tekmenin yarası durmaktaydı.Gerçeği Gören Gözler ellerini kaldırdı ve ikisine baktı, "Bir gün boyunca uyanmayacaklar." dedi ve Indria'nın zihnine tekrar girdi.
Qi Zhang Ling ise diz çöküp "Teşekkürler yüce efendi." dedi. Gerçeği Gören GÖzler gitmiş olsa da onun teşekkürünü duyacağına emindi.
*
Bir gün sonra.
2016 Watty'i kazanan Uragos içtenlikle tebrik ederim. Hayırlı olsun Orkuş
Dn:Orkuş ne lan.abin yaşında adamlarız.Banada düzgün hitap etmiyorsun.Ustune birde atar yapıyorsun .Orkunla gelip kuracağız kafanı o olacak .Neyse bazı okuyucular kan yok.kan istiyorum diye yorum atmis.Al sana kan,al snaa aksiyon.Bu arada benim panzehiri unutmayın.Siz panzehir yolladikca adam zehirin dozunu artırıyor herhalde.Bu nasıl bir bölümdü lan beynim Dünya çevresini 10 kez döndü.
Yn : Orkuş o orkuş :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indria
FantasyHayatım boyunca gerçeği aradım ama neyin gerçeğini? Merhamet dileyen acınası bir çok masum insan öldürdüm hem de gözümü kırpmadan. Sayısız canavarın hayatı benim ellerimde son buldu. Peki elime ne geçti? Koca bir hiç, ancak sonunda o gerçeği bulduğu...