Indria ve Nadyab nefes nefese kalmışlardı. Üç saattir aralıksız enerjilerini kullanarak ilerliyolardı. Enerjileri bir kaç dakika sonra bitecekti. Indria ilahi vücuda sahip olduğundan bir saate enerjisini tamamen doldurabilirdi. Ancak bu Nadyab için geçerli değildi, Nadyab en az bir buçuk saatte doldururdu.
Indria'nın bacakları daha fazla bu tempoya dayanamadı ve kendini yere attı.Enerjisi bitmeye yakın olduğu için kolunu kaldıracak güç bulamıyordu kendinde. Şu an kol gücü bir kaç bin kiloydu.Enerji ne kadar azalırsa kol gücüde aynı oranda azalıyordu.
Nadyab aşağılayıcı bir şekilde koşarken, "He he haşere" dedi ve bu kelimeyi söyledikten sonra ayağına bir taş takıldı ve ağız üstü yere düştü. Indria gülecek gücü bulamıyordu kendinde, gözlerini kapatmış ve şu andae sadece uyumak istiyordu. Nadyab şu anda kendini çok aşağılanmış hissediyordu. Başkasıyla dalga geçerken ondan daha kötü duruma düşmek çok aşağılayıcıydı onun için.
"Yerde ölmüş gibi yatan kişi Nadyab değil mi?" bir erkek sesi ağaçların arkasından duyuldu. Indria bunu duyunca gözlerini yavaşça açtı. Sesin duyulmasından bir kaç saniye sonra bir erkek ve bir kız Nadyab'ın önünde belirdi. Erkek dalga geçercesine, "Egolu velede bak sen nasılda yeri öpmüş." Nadyab bu sözlerden sonra ellerini sıktı, "Enerji birikmek öldürmek sen! Michi!" dedi öfkelice.
Michi kiraz renginde beline kadar uzanan ipeksi saçlara ,insanı kendine aşık edebilecek güzellikte armut renginde gözlere, bulut renginde tene ve erkeksi bir yüze sahipti. Çilek renginde kaşları kıvrımlıydı.
Michi'nin yanındaki kız, "Abi şimdi sırası değil.." dedi. Michi sinirli bir şekilde, "Sen sus Lenna." diye bağırdı.
Lenna fındık içi renginde ipeksi saçlara sahipti. Saçlarına insan bakınca tekrar bakmadan duramıyordu. İnsanları kendine hayran bıraktırabilecek, bir kaç metre öteden kendini belli eden fıstık yeşilinde gözlere ve abisinden bir kaç ton daha açık, kar beyazı diye tabir edilebilecek bir tene sahipti. Giysisi bacaklarını uyluk kemiğine kadar gösteriyordu ve incecik, her erkeğin hayalini süsleyen bacaklara sahipti.
Indria o kızı gördükten sonra gözünü daha fazla açık tutamadı ve uykuya daldı. Indria uyuduğunda daha akşam olmamıştı ancak uyandığında ise sabahın ilk ışıkları gökyüzünü kaplamıştı.
Indria uyuduğu yerden bir milim bile ayrılmamış, uzandığı gibi kalkmıştı. Michi ve Lenna'nın bir ağaca kafasını yaslayıp uyuduğunu gördü. Nadyab'ın önüne gitti Nadyab'ın uyuduğunu gördüğünde kılıcını belinden çekti ve Nadyab'a doğru savurdu. Kılıcın çıkardığı ses Nadyab'ın uyanmasına sebeb olmuş, Indria'nın ona doğru kılıç savurduğunu görünce şaşkınlıkla, "Ha?" deyivermişti. Nadyabın sesi Michi ve Lenna'yı uyandırdığından Indria'ya şaşkınlıkla bakmaktaydılar.
Etrafta kanlar uçuşmaya başladı ve tiz bir ses "Ghağ" dedi. Nadyab hızlıca olduğu yerden kalktı ve uzandığı yere baktı. Uzandığı yerde dev bir Kara Mamba kanlar içerisinde kalmıştı. Nadyab korkudan nefes nefese kalmıştı. Indria'nın onu öldüreceğini sanmıştı ama görünen o ki yanılmıştı. Indria'ya şaşkınlıkla bakarken, "Sen kurtarmak hayatımı.." dedi. Indria bir kaç saniye daha geç kalsaydı Kara Mamba zehirli dişlerini Nadyab'ın boynuna batıracaktı. Kara Mamba türündeki yılanlar kendisinden iki seviye yüksek insanları zehirleyecek güçte zehire sahipti. Bu yılanın seviyesi yeryüzü alemi üçüncü seviyeydi ve Nadyab yeryüzü alemi beşinci seviyesinde olan birisiydi.
Michi ve Lenna ayağa kalkmış, Indria ve Nadyaba doğru yürümekteydiler. Indria gelen iki kişiye baktı. Michi erkeksi yürürken Lenna ise bir soylu gibi yürüyordu. Her adımına dikkat edip zariflikle yürüyen kişilerdendi.
Nadyab Michi'yi görünce kafatasında damarlar ortaya çıktı, "Enerji toplamak öldürmek demek!!" dedi ve bir elini yumruk şekline sokup Michiye doğru atıldı. Michide heyecanlı bir şekilde, "Hadi gel!" dedi ve Nadyab'ın yaptığını yaptı. Bir elini yumruk şekline sokup ileri atıldı.
Indria Gerçeği Gören Gözler tekniğinin ilk aşamasını kullandı ve dünya artık ona daha yavaş gelmeye başladı. Michi ve Nadyabın yumruklarının çarpışmasına bir saniye kala Indria ikisinin çarpışacağı noktada ortaya çıktı. Sol elini kaldırdı ve bileğinin üst kısmıyla Nadyabın elinin altıns vurarak ellerini havaya kaldırdı. Diğer eliylede Michi'yi bileğinden tuttu ve kan donduran bir sesle, "Buraya dövüşmeye gelmediniz!!! görev için geldiniz!!!." dedi. Nadyab bunu duyunca hırladı ve ellerini geri çekti öfkeli bir şekilde, "Sen kurtarmak hayatım yok öldürmek seni!" asabice dedi. Lenna ise Indria'ya bakarken, "Etkileyici." dedi. Michi ellerini çekti ve gözlerini kısıp Indria'nın gözlerinin önüne getirdi, "Çok sıkıcısın." dedi ve Lenna'nın yanına yürümeye başladı.
Lenna'nın yanına yürüdükten sonra sağ elini kaldırdı.Baş parmağıyla Lenna'yı gösterek, "Lenna" daha sonra baş parmağını kendine çevirdi, "Michi." dedi. Indria'da, "Indria." dedi. Indria, "Artık göreve devam etmeliyiz.En fazla beş dakikalık mesafe kaldı hadi gidelim." dedi Michi ve Lenna'da onayladı başlarıyla. Nadyab ise homurdandı, ve ilerlemeye başladılar. Bir kaç dakika içerisinde hedeflenen bölgeye geldiler. Hedeflenen bölgede büyük bir konak vardı Bu konak yaklaşık iki yüz metrekarelik bir alanı kaplıyordu ve arka tarafında on metrekarelik küçük bir havuz vardı. Konağın çatısı kalın kiremitlerle kaplanmıştı. Pencerelerinin önünde çiçekler görülmekteydi. Bu kadar büyük bir konakta sadece altı tane pencere vardı ve konağın bir tane girişi vardı. Bahçesi çiçeklerle süslüydü. Ancak bu bahçelerin dışında toprağa bir şey eken erkek çocukları görülmekteydi. Bu erkek çocukların hepsi normal şekilde giyinmiş olsada yüz ifadeleri mutlu değildi. Bu işi istemeyerek yaptıkları belli oluyordu. Hemen arkalarında sade giyimli bir adam onları izliyordu. Konağın etrafında yaklaşık yüz kişi vardı ve etrafa bakıyolardı. Indria, Nadyab,Michi,Lenna hep birlikte, "Gidelim!" dediler.
Dn:Baran senin izlediğin belgeseli s.... Arkadaşlar size bir bilgi.Pitonlarda boa yılanları gibi avını sıkmak suretiyle kemiklerini kıracak öldürürler.Dişleri olmasına rağmen zehirleri yoktur.Bu dişler avı ağzından kaçmasın diye çapa işlevi görür.Lan adamın yn sini bile duzenliyorum.o derece katliam yapıyor yani :) rezil olmamak için değiştirebilir bilin istedim durumu :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indria
FantasyHayatım boyunca gerçeği aradım ama neyin gerçeğini? Merhamet dileyen acınası bir çok masum insan öldürdüm hem de gözümü kırpmadan. Sayısız canavarın hayatı benim ellerimde son buldu. Peki elime ne geçti? Koca bir hiç, ancak sonunda o gerçeği bulduğu...