Indria o göreve bakarken sakin bir sesle konuşmaya başladı, "Bu görevi seçmek istiyorum." dedi görev panosundan görevi aldı.
Yaşlı adam konuşmaya başladı, "Kağıda enerjini yavaşça aktar. Görev kağıdında nereye gitmen gerektiğini söyleyen yazılar ortaya çıkacak." Dedi gülümser bir şekilde.
Indria hemen dediğini yaptı. Kağıt yavaşça değişmeye başladı ve bir yer ismi ortaya çıktı. "Kar tanesi şehri yelpaze hanı." Indria kar tanesi şehrini daha önce duymuştu. İmparatorluğun en büyük üçüncü şehriydi.
Dış klanın yüz kilo metre güneyinde kalıyordu ve bu mesafe Indria için çok uzak değildi. Ama o anda Yaşlı Adam konuşmaya başladı, "Klanımız her öğrencisine cömert olmuştur. Bunun için sana bir kaynak canavarı vermemiz lazım." Diye konuştu gülümser bir şekilde.
Elini salladığında elinde küçük bir kırmızı yumurta çıkmıştı . Yumurtanın üzerinde siyah desenler vardı. Yaşlı adam gülümser bir şekilde konuşmaya başladı, "Bu yumurta uyuyan bir Kartalın yumurtası. Gücü sadece Yeryüzü alemi 5. Seviyesinde olsa bile hızı Gökyüzü alemindeki birisine eşit yani seni çok hızlı bir şekilde şehre ulaştırabilir. Bu kartalı kendi evcil canavarın yapabilirsin. Bunun için enerjinin küçük bir kısmını yumurtaya aktar ve ebediyen senin olsun." Diye konuştu Yaşlı Adam gülümser bir şekilde.
Indria buna çok memnun olmuştu. Daha önce Sincabı evcil hayvanı yapamadığı için biraz sinirlenmişti. Indria hemen ellerinde ufak bir enerji topladı. Yumurtaya dokundu ve enerjiyi yumurtaya aktarmaya başladı. Bunu yaptığında kırmızı yumurta parlamaya başladı ve bir Kartalın çığlığı tüm klanda yankılandı.
Lakin bunu umursamadılar çünkü hepsi ne demek olduğunu biliyordu. Yumurta çatlamaya başladı ve bir anda yumurtadan şeffaf bir ruh dışarı çıktı ve yere indi. Lakin ruh yere indiğinde bir anda vücut almaya başladı.
Şuan vücudu siyah renkte olup desenleri kırmızı olan bir kartal ortaya çıkmıştı. Bu kartalın gözleri kan kırmızı rengindeydi ve bir insana bakınca onu korkutacak kadar keskindi bakışları. Vücudu yaklaşık üç metreydi ve geniş bir vücudu vardı. Kabaca beş kişi rahatlıkla bu kartala binebilirdi.
Indria kartala şaşkınlıkla bakarken kartal bir anda keskin gözleriyle Indria'nın gözlerinin içine bakmaya başladı. Indria ne yaptığını anlayamadan bir anda Kartalın arkasında bir ruh belirledi bu kartalın kendisiydi lakin şeffaf hali. Pençeleriyle Indria'nın alnına dokundu Indria bunu görünce ne olduğunu anlayamadı Yaşlı adam konuşmaya başladı, "Paniğe girmene gerek yok sadece efendisinin nasıl biri olduğunu görmek istiyor." Dedi gülümser bir şekilde.
Kartal pençeleriyle Indria'nın alnına dokunduktan sonra Indria bir anda soğuk terler dökmeye başladı. Kartal Indria'nın gözlerinin içine bakarken bir anda gözleri gururla dolmaya başladı ve pençesini çektikten sonra gururla Indria'ya baktı.
Yaşlı adam gülümser bir şekilde konuşmaya başladı , "Anlaşılan seni efendisi olarak nitelikli görmüyor ve bunun için senin o niteliğe ulaşana kadar senle asla konuşmayacak." Dedi gülümser bir şekilde.
Genç adam şuan Indria'nın bilincinde inanmıyormuş gibi kartala bakıyordu ve kendi kendine konuşmaya başladı, "İmkansız tamamen imkansız benim gücümdeki bir teknik bile Indria'nın ruhu karşısında aciz olacak derecede. Lakin böyle bir kartal aciz olmak bir yana kendini üstün gördü. Tamamen İMKANSIZ!" Diye konuştu.
Indria kartalın öyle bakmasını aslında pek umursamadı sebebi ise bunu normal görmesiydi. Çünkü kartal ondan daha güçlüydü kendisinden güçsüz birisini kabul etmemekte haklıydı.
Yaşlı adam tekrar konuşmaya başladı, "Bu kartal güçlü olduğu kadar akıllıdır. Bu imparatorluktaki her yeri, her noktayı tamamen biliyor. Bu imparatorlukta nereye gitmek istiyorsan adını söylemen yeterli." Diye konuştu.
Indria bunu duyunca memnun oldu ve gülümser bir şekilde konuşmaya başladı , "O zaman artık gidebilir miyim?" Diye sordu. Yaşlı adam hemen cevabını verdi , "Tabi ki" Dedi yaşlı adam. Indria bunu duyduktan hemen sonra bir sıçramayla kartalın üzerine çıktı.
Indria kartalın kulağına eğilip, "Kar tanesi şehri yelpaze hanı." Dedi yavaş bir şekilde. Kartal bunu duyunca bir anda büyük kanatlarını hareket ettirmeye başladı ve tek bir çırpışıyla havaya uçtu.
Indria bu hız karşısında biraz şaşırdı. Kartal keskin gözlerle güneye bakmaya başladı ve hızlıca oraya doğru uçmaya başladı. Onun uçma hızını görünce Indria biraz şaşırdı çünkü hızı Flash adımı 7. Seviyesine eşitti ve bu da Indria'yı oldukça şaşırtmıştı.
Bir kaç dakika içerisinde çok büyük bir şehir önlerine çıkmıştı ve Indria bu büyük şehri görünce kendi kendine konuşmaya başladı, " Kar tanesi şehri oldukça büyük." Dedi kendi kendine. Kartal şuan Şehrin üzerinde uçuyorken durmadı ve batıya doğru yönelmeye başladı. Kartal Batıya doğru ilerlerken başını aşağıya doğru tutup inişe geçti. Bir anda büyük bir binanın önüne indi bunu gören insanlar, "Bu kartal ne böyle. Çok güçlü görünüyor kesin soylu birisine aittir." Diye düşünmeye başladılar.
Indria kartalın sırtından bir sıçrayışla yere indi şuan Indria çok yakışıklıydı bunu gören insanlar anında başlarını eğmeye başladı. Bir anda bir insan bağırmaya başladı, "Kraliyet ailesi klanına bağlı birisi var burada!!!" Diye bağırmaya başladı şaşkınlıkla.
Bunu duyan bir çok insan oraya doğru koşmaya geldi ve kaç insan gelmişse başlarını eğdi bunun sebebi Indria'nın dış klana ait olmasıydı. İç ve Dış klan ayırt etmeksizin hepsi saygı görürdü. Ayrıca Dış klandaki kişiler İmparatorluk içindeki turnuvalara ve benzeri şeylere katıldığı için çok saygı görürlerdi.
Indria'nın şuan giydiği giysi ise Dış klana aitti ve bu da herkesin saygı göstermesine sebep olmuştu. Indria bunu duyunca şaşırmaktan alıkoyamadı kendini çünkü daha önce böyle bir şey yaşamamıştı.
Ama orada daha fazla durmadı ve hana girdi. Hana girdikten sonra Indria tekrar şaşırdı çünkü duyduğu kadarıyla hanlar içkicilerle, dilencilerle ve birçok farklı insanlarla dolu olurdu lakin bu handa ise tamamen soylu havası veren insanlar vardı ve Han oldukça lükstü. Indria hana şaşkınlıkla bakarken bir Genç adam ile bir kız ona doğru yürüdü ve erkek konuşmaya başladı.
"Siz benim verdiğim görev için mi buradasınız?" Diye sordu erkek sakin bir sesle.
Indria hemen cevap verdi, "B seviyesi yolcuları korumak için verilmiş olan görev?" Diye sordu.
Genç adam anında konuşmaya başladı, "Evet"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indria
FantasyHayatım boyunca gerçeği aradım ama neyin gerçeğini? Merhamet dileyen acınası bir çok masum insan öldürdüm hem de gözümü kırpmadan. Sayısız canavarın hayatı benim ellerimde son buldu. Peki elime ne geçti? Koca bir hiç, ancak sonunda o gerçeği bulduğu...