Indria köle tüccarını hallettikten sonra köleleri zincirli oldukları evden kurtardı ve onları güvenli bölgeye götürdü. Güvenli bölgede başka çocukların olduğunu görünce, "Nadyab tamamlamış demek, anlaşılan üçüncü bölgeye gitmem lazım." dedi . Indria üçüncü bölgeye doğru ilerlemeye başlamıştı.Üçüncü bölge de ormanın içindeydi.Ağaçtan ağaca atlayarak ilerliyordu. Indria bu sırada, "Usta, Nadyab'la eşit hızda olmamıza rağmen, neden o tekmeyi bana vurduğunda tekmenin geldiğini göremedim?" diye sordu. Gerçeği Gören Gözler, "Bunun cevabını kendin bulmaya ne dersin? Sorgula, neden göremedin? Neden göremedin? Neden o tekme atılırken hiç ses gelmedi? Hepsinden önemlisi neden o tekme atarken hiç bir şey hissetmedin? Sorgula bunları cevabını kendin öğren." öğretici bir şekilde söyledi. Indria ustasının dediklerini düşündü gerçekten ustasının dedikleri gibiydi. Öyle bir tekmenin en azından rüzgarı delmesi gerekiyordu ve buda çok fazla ses çıkmasına neden olan bir olaydı. Ancak en düşük bir ses bile gelmemişti. Indria'nın ilerlerken düşünmesine neden olan bir olaydı bu. Bunu düşünürken önüne bakmadığı için ayağını bastığı ağacın dalı kırılmıştı. Indria basit bir şekilde yere inip etrafına bakındı. Daha sonra ağaca bakıp "Bu ağacı diğerlerinden ayıran bir özellik var." dedi ve dalı kırılan ağacın önüne geldi. Bu ağacın dalları diğer ağaçlardan beş parmak daha kısaydı.Ama gövdesi diğer ağaçlardan on parmak daha genişti. Indria ağacın etrafında gezdi ve ağacın ortasına kazınmış bir ejderha figürü gördü. Bu ejderha sadece bir figür olmasına rağmen insanlara korkutucu bir his veriyordu. Ağzını açmıştı ve ağzının içinde her şeyi delebilecek gibi gözüken keskin dişleri ve derisinin üzerinde insan etini rahatlıkla parçalayabilecek güçte gözüken dikenler vardı. Bu ejderha'nın en dikkat çeken yönü iki ayağının üzerinde durması ve keskin pençelere sahip ellerini ve dikenli kanatlarını iki yana açmış şekilde tasvir edilmiş şekilde yukarı bakıyor olmasıydı. Indria'nın figürden anladığı kadarıyla yukarı bakıp kükrüyordu. Indria bu figüre bakarken kalbinin derinliklerinden gelen korkuyu bastırmaya çalışmaktan kendini alamamıştı. Indria figürden bakışlarını çekmeyi çalıştı ama ne yapıp ettiyse de bu figüre bakmayı bırakamadı.
Bu sırada omzuna bir el dokundu. Indria omzuna dokunan elle irkildi ve hemen başını çevirdi. Arkasındaki kişi ustasıydı ve gözleri kısıp o figüre bakmaktaydı. Indria tedirgin bir sesle, "Usta bu figürde neyin nesi?" diye sordu. Gerçeği Gören Gözler derin bir nefes aldı, "Senin gibi yüce bir canlının böyle güçsüz bir gezegende ve böyle bir ormanda nasıl figürü olabilir..." dedi figüre bakarken sesinde saygı duyduğu rahatlıkla anlaşılabiliyordu. Indria meraklı bir şekilde, "Usta, bu figürdeki canlıda neyin nesi, ejderhamı bu? Ejderha olduğuna emin olmadığım halde beynimde durduk yere ejderha ismi oluştu..." dedi. Gerçeği Gören Gözler başını kaldırdı ve gökyüzüne bakarken, "Indria, benim bu gezegende çok çok güçlü olduğum doğru.. Ancak evrenin geri kalanıyla kıyaslarsan benim çokta güçlü olmadığım rahatlıkla anlaşılabilir. Evrendeki en güçlü teknik türündenim. Ancak bu en güçlülerden olduğum anlamına gelmiyor. Benden çok daha güçlü insanlar ve canlılar var.Ben insan vücuduna sahip olsam da insan değilim. Yani olduğum seviyeden güçlenmem normal canlılardan en az iki kat daha zor.Bunun için oluşturulduğumdan beri sadece bir seviye atlayabildim.Beni oluşturan kişiden bir alem daha düşük seviyedeyim.Ancak gördüğün figür evrenin en güçlü on canlısından birisi. Onun lakabı Ejderha imparator! Benim ustam bile bu canlının önünde diz çökmek zorunda kalıyordu. Her hangi bir enerji zoruyla değil,sadece bakışlarıyla verdiği korkutucu histen dolayı! Ancak anlamadığım bir nokta var. Ejderha İmparatorun nasıl böyle bir yerde figürü olabilir?" dedi ve derin düşüncelere daldı.
Indria figüre bakmayı kesmişti.O figüre bakarken sadece, "Korku" hissediyordu. "Sadece ağaca kazınmış figürü böyle ise karşıma çıksa nasıl hissederim bilemiyorum." diye düşünmeden edemedi. Gerçeği Gören Gözler gözlerini kapattı. Gözlerini açtığında sadece bir saniyeliğine gözleri parladı.Daha sonra Indria'ya baktı, "İlerlemeye devam et hadi." deyip ortadan kayboldu. Indria ustasının nereye gittiğini göremedi, "Zihnindeyim aptal." Gerçeği Gören Gözlerin sesi Indria'nın zihninin derinliklerinde yankılandi. Indria bu sesi duyduktan sonra ilerlemeyi devam etti.Ancak o ejderha figürünü düşünmeyi hiç bırakmadı. Bir dakika sonra Indria bir ağacın üzerinde oturan birisini gördü. Indria bunu görünce pofladı ve onun yanında durdu, "Kaplumbağa olmak hızlı senden." Nadyab aşağılayıcı bir şekilde konuştu. Indria kaba bir şekilde, "Üçüncü bölgeyi halettin mi?" diye sordu. Nadyab onun kaba konuşmasını umursamadı ve kendini beğenmiş bir şekilde, "Elbette." dedi. Indria, "O zaman uyuşturucu baronlarının bölgesine gidelim.Diğer iki kişinin kim olduğunu bilmiyoruz. Ama onlar oraya çoktan varmış olabilir." dedi. Nadyab bunu duyunca gözlerini kıstı, "Dinlemek ben seni kim söylemek?" dedi asabi bir şekilde. Indria kaşlarını çattı, "Nadyab, birinci beni dinlemiyorsun generalın verdiği emirleri dinliyorsun. İkincisi, general ikimizin bu görevi birlikte tamamlamamız gerektiğini söyledi. Artık bunu kabullen" dedi soğuk bakışlarla. "Seni haşareee!" diye bağırdı Nadyab ve ortadan kayboldu. O ortadan kaybolunca Indria'da oradan kayboldu. Ormanın en derin noktalarında büyük bir toz fırtınası çıkmıştı.Bu toz fırtınası Indria ve Nadyab'ın hız konusundaki yarışlarından dolayı ortaya çıkan toz fırtınasıydı.
Uyuşturucu baronu bölgesi köle tüccarı bölgelerine nispeten daha uzaktı. Indria ve Nadyab en yüksek hızlarıyla bile bir saatte yetişebilirlerdi ve ikisi sadece on dakika en yüksek hızlarıyla ilerlemeye devam edebilmekteydiler. Bu çok yorucu bir şeydi.Sonuçta enerji tüketimi oldukça fazlaydı. En yüksek hızda Nadyab birazcık daha hızlıydı. Ancak konu ındria olunca aralarında çok fazla fark yoktu.İndria "Acaba hızını mı saklıyor benden? Böyle kibirli bir insanın hızını saklayacağını sanmıyorum.Acaba gizli bir teknik falan mı kullandı?" diye düşünüyordu. "Enerji tüketimimi arttırıp hızımı biraz daha arttıracağım. Bakalım buna nasıl tepki verecek." dedi ve bir anda hızlanmaya başladı. Enerji tüketimini arttırarak hızını 1.5 kat arttırmıştı. Böylece Nadyab'ın önüne geçmişti. Ancak bunu gören Nadyab Indria'nın ne yaptığını hemen anlamıştı, "Haşare enerji kısmak hızlanmak demek!" dedi ve oda enerjisini kısıp ilerlemeye başladı. Bunu gören Indria, "Benle eşit hızdaymış." dedi ve hızını düşürdü.
*
Üç saat sonra.
Dn:Ebeni eşekler kovalasın baran.Burada mı bırakılır la bölüm.Neyse elimden geldiğince hızlı düzenlemeye çalıştım.ayni zamanda iş yerinde olduğumdan Rica ediyorum ufak hatalarımı gözüme sokmayın.Özellikle domates bu lafım sana.Yeminle salça yaptıracaksın bana:):):):):):)
![](https://img.wattpad.com/cover/57416941-288-k914818.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indria
FantasiaHayatım boyunca gerçeği aradım ama neyin gerçeğini? Merhamet dileyen acınası bir çok masum insan öldürdüm hem de gözümü kırpmadan. Sayısız canavarın hayatı benim ellerimde son buldu. Peki elime ne geçti? Koca bir hiç, ancak sonunda o gerçeği bulduğu...