Saydam Kılıç 3x7

9.4K 729 70
                                    

Indria o eldivene bakakalmıştı çünkü o eldiven rüzgarı kontrol etmişti! O ne tarafa yumruk atsa rüzgar o tarafa gidiyordu! Indria hala şaşkınken Nukor alaycı bir şekilde konuşmaya başladı.

"Senin gibi bir ezik için bu eldiveni kullandım ama önemli değil, eğer ben değil babam kullanmış olsaydı sen değil, tüm arena yok olurdu!"

Indria ellerinde topladığı tüm enerjiyi tekrar dantianında topladı ve bu sefer aurasını vücudunun tamamını kapladı. Aurasını genişletti, şu an vücudunun etrafındaki elli santimlik her yer aura kaplıydı.

Bunu gören insanlar şaşırdı ve kendi aralarında tartışmaya başladı.

"Daha önce bu seviyede hiç bu kadar fazla enerji görmemiştim, insan mı o?"

"Bende görmedim. Duydum ki vücudunun etrafındaki tüm aurayı otuz santimetre bir yeri kaplamak için ruh aleminin zirvesinde olmalıymışsın."

"Evet bende onu duymuştum ama bu yarım metrelik yeri kaplıyor!"

Indria aurasının yarısını ellerinde topladı ama bunu yaparken terlemeye başlamıştı, enerji kontrolü çok kötüydü. Bunun için haddinden fazla enerji topluyordu. Indria elinde topladığı enerji saydam bir enerji kılıca dönmüştü bu saydam kılıç otuz santim uzunluktaydı.

Indria bunun için enerjisinin yarısını feda etmişti. Eğer başkası bu kılıcı oluştururken Indria'nın harcadığı enerjisinin birazını bile az kullanıp kılıcı tutmaya çalışsaydı enerji baskısı yüzünden muhtemelen elleri parçalanırdı.

Indria daha önce hiç kılıç talimi yapmamıştı. Bunun için aklına gelen ilk silahı aldı, ona göre kılıcın kullanımı diğer silahlara göre daha kolaydı. Indria ellerinde tuttuğu kılıç onun enerjisiyle oluştuğu için kendisiyle bir gibi hissediyordu. Ayrıca ona hiç ağırlık hissettirmiyordu.

Ama Indria için önemli olan kılıcın saldırı gücüydü ve bunu test etmek istiyordu. Tam saldıracağı an Indria bir şeyi fark etti, şu an karşısındaki çocuğu öldürmek istemiyordu. Göz bebekleri bir anda genişledi, onla savaşmak istiyordu! Savaştan zevk alıyordu Indria. Heyecan patlaması yaşadı ve bir anda yerinde fırladı Nukor'a koşmaya başladı.

Indria bir eliyle tuttuğu kılıcı kaldırıp Nukor'a vurmaya çalıştı, Nukor hemen eliyle o saydam kılıcı tutmaya çalıştı. Ama Nukor bir yanlışlık yapmıştı, o kılıcın enerjiyle yapıldığını bir anlık unutmuştu ama hemen tepki verdi ve hızlıca enerjisini ellerine yolladı ama geç kalmıştı. Ellerini hızlıca geri çekmişti ama eli şuan yanık izleri ile doluydu.

Nukor zamanında tepki vermiş olmasaydı eli kopacaktı. Nukor şu an sinir patlaması yaşıyordu. Soysuz birisinin ona zarar vermesi sinirini bozuyordu. Çünkü o Enlil klanının varisiydi! O küçüklükten beri asil ve gül bebek büyütülmüştü ve her zaman en iyi şartlarda yaşamıştı.

Ona her zaman soysuz kişileri ve güçsüz kişileri aşağılamayı öğretilmişti. Karşısındaki kişi güçsüz değildi ama soysuzdu! Nukor'un en sevmediği kişiler soyu belli olmayan kişilerdi!

Nukor şu anda gücünü eldivenlere aktarmaya başlamıştı ve siyah eldivenler griye dönüşmüştü. Bunu yaptığı an seyirciler arasında tartışmalar duyulmuştu.

"Siyahtan griye mi dönüştü, nasıl mümkün olabilir?"

"Gerizekalı, sen Enlil klanının kutsal silahını bilmiyorsun anlaşılan. Enlil klanının kutsal silahının yedi rengi vardır. Ve güçsüzden güçlüye renk sıralaması şöyledir sarı, kırmızı, siyah, gri, yeşil, mor, mavi, Enlil klanı varisi cidden güçlü, bu yaşta gri rengini açtı."

IndriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin