Indria'nın gözlerini kısma sebebi, arkasında hiç kimsenin olmamasıydı. Başını sola ve sağa çevirse de kimseyi görememişti. Tekrar önüne dönünce masanın sağ tarafında bir erkeğin olduğunu gördü. Bu erkeğe bakınca Indria'nın aklında sadece iki kelime belirdi.O kelimeler güçlü, ve cesaretli idi.
Bu erkek yaş olarak çok büyük değildi.Indria'dan sadece iki yaş daha büyüktü. Bu erkeğin saçlarının dibi siyahtı ama uçlara geldikçe morlaşıyordu. Siyahi bir tene ve duygu yoksunu kahverengi gözlere sahipti. Bu erkeğin gözlerine bakan birisi asla bir şey hissetmezdi.Gözleri hiç bir şeyi ifade etmeyecek kadar sakin ve sessizdi. Onun gözünde dünyanın tamamı önemsizmiş gibi bir bakış vardı. Hatta kendisini bile önemsemediği tek bakışla anlaşılabiliyordu. Indria bu erkeğin fiziksel özelliklerine dikkat etti. Boy olarak bir birlerine neredeyse eşitlerdi ama kalıp olarak farklıydı. Indria kalıplı birisi olmasına rağmen karşısındaki erkek çokta kalıplı birisi değildi. Ortalamadan daha düşüktü kalıp olarak.
Üstünde tüm vücudunu kaplayan ve ellerini bile gizleyen beyaz bir fistan gitmekteydi. Indria'nın güçlü olduğunu düşünmesinin sebebi tüm zaman boyunca onun arkasında olupta İndria'nın onu hissedememesi ve arkasını döndüğünde indria'nın bile farkedemediği, hatta hissedemediği bir hızla masanın sağ tarafına geçmesiydi.Cesaretli demesinin sebebini kendisi de bilmiyordu.Karşısındaki kişi ona çok cesaretli birisi gibi görünüyordu.
Indria gözlerini enerjisiyle kapladı ve çocuğun vücudunda yaydığı enerjiyi görmeye çalıştı. Enerjinin rengi insanın kişiliğini yansıtırdı. Indria'nın odaklanmak için gözlerini kıstı ve çocuğun yaydığı enerjiyi hissetmeye çalıştı . Karşısındaki çocuğun bir anda gözlerini Indria'ya çevirmesiyle Indria'nın kulübenin duvarlarını yıkıp savrulması bir oldu. Indria ayakları yerden kesilmiş bir şekilde onlarca metre geriye savrulup yere düştü. Indria'nın düştüğü yer bahçenin kenarıydı ve düştüğü yerde çatlaklar oluşmuştu. Korumaların çoğu Indria'nın başında toplandı ve Indria'ya baktı.Bunu gören kadın general, "Geri çekilin ondan." dedi. Kadının sesinden sonra muhafızlar eski yerlerine geri döndü. Indria başını kaldırdı, ellerini başına götürdü. Şakağının kanadığını anladı. Şakağına çok temiz bir tekme yemişti.Indria savrulurken baş dönmesi yaşamıştı ama yere inince baş dönmesi gitmişti.
Indria, kadın generale baktı. kulübede yıkılan duvarın yanında duruyordu ve o erkekte yanındaydı. Indria onlara hala bakarken o erkek bir anda Indria'nın yanında belirdi. Indria geldiğini o geldikten sadece iki saniye sonra farkedebilmişti. Indria tedirgin bir yüzle o erkeğe baktı.Karşısındaki çocuk dudaklarını hareket ettirdi ve sakin bir sesle, "Ben bilmiyor yeni dil, sen cüzi bir güce sahip olmak. kifayetsiz benim enerjimi görmeye çalışmak. Bir daha yapmak sen ölmek." dedi aşağılar bir şekilde.
Indria karşısındaki çocuğun kadar güçlü olduğunu ilk dakikalarda anlamıştı ama bu kadar kendini beğenmiş birisi olacağını beklemiyordu.
Indria ayağa kalktı ve bir saniyede generalin yanında belirdi.Indria'ya tekme atan erkek generale bakarak, "Haşere gelmesi şart?" diye aşağılayıcı bir ses tonuyla sordu.
General çocuğa bakarak,"Nadyab senle Indria birlikte görevi tamamlayacaksınız." Birlikte kelimesini özellikle vurgulayarak söylemişti.
Bu cümleden sonra Nadyab isimli erkek Indria'ya duygu yoksunu bakışlarıyla bakarak," Seni haşare, sakın bana ayak bağı olma." dedi. Nadyab'ın konuşmasına Indria sinirlenmişti.Ancak cevap vermemişti .Generale bakarak, "Efendim göreve ne zaman başlayacağız?" diye sordu.
General, "Şimdi yola çıkacaksınız, binek hayvanınız varsa kullanmayın.Sınırdan geçtikten sonra gizlice hareket edeceksiniz." dedi ve iki elini cebine soktu, "Alın bunu,bunlar gideceğiniz bölgeyi gösteren mini harita." dedi ve Indria ve Nedyab'a verdi. İkiside mini haritayı aldı.Nedyab Indria'ya baktı, "Benden yavaş olmak sen ölmek." dedi ve ortadan kaybolup yüz metre öteden belirdi ve sınırın olduğu tarafa ilerlemeye başladı.
Indra pofladı ve Flash adımın son seviyesini kullandı ve en hızlı haliyle ortadan kayboldu. Nadyab ilerlerken gülümsedi, "Haşare kaplumbağa olmak." dedi ve kendini beğenmiş bir ifadeyle ilerlemeye başladı.
Nadyab ilerlerken bir anda gözleri fal taşı gibi açıldı.Çünkü Indria ondan çok daha ilerde Nadyab,a bakıyordu. Nadyab onun yanında geçerken, "Sonunda geldin beş saniyedir seni bekliyordum." Indria gülerek söyledi.
Nadyab'ın yüz ifadesi çirkinleşmişti ve hızını arttırmaya başladı. Indria'yla ikisi hız yarışına girmişti..
Normalde sınıra normal bir insan koşarak yirmi dakikada gelirdi başkentten. Çünkü başkent ve sınır yakındı ancak Indria ve Nadyab hız yarışı yaptığı için sadece iki dakikada gelmişti!!
Indria ve Nadyab sınıra geldiklerinde nefes nefese kalmıştılar, Nadyab Indria'ya aşağılayıcı bir ses tonuyla, "Haşare hızlı az." dedi. Indria umursamadı ve sınıra doğru yürüdü askerler onu görünce, "Sizler gizli görev için gelmiş olanlar mısınız?" dedi. Indria başını evet diye sağladı, "Geçebilirsiniz!" dedi ve sınırın kapısı yavaşça açılmaya başladı.
Indria kapıya doğru yürümeye başladı. Nadyab Indria'nın arkasında kaldığı için biraz sinirlendi ve teknik kullanıp Indria'nın önüne geçti. Amacı Indria'dan daha önce kapıya varmaktı.Indria ise onu umursamıyordu kapı tamamen açılınca Indria sınırı ayıran çizginin ötesine adım atmadı bir süre. Önündeki arazilere baktı ve adımını diğer sınıra attı. Doğduğu ve aşağılandığı imparatorluğa geri dönmüştü...
YN : Bölümler çok kısa ancak haftanın neredeyse her günü geliyor bu kadar obur olmayın.
DN:Bence de hatta mümkünse 2 günde bir uzun bölüm olarak yapalım.Bu bolum işim gereği yaklaşık 4 saat aksadı.Düzenlemeyi yeni bitirdim.Pesindende vakit kaybetmeden attık bölümü.Eger 2 günde bir uzun bölüm olayı yapabilirsek bu aksaklıkların minimuma indirgeneceğini düşünüyorum.Ayni zamanda okurken bölümün size kısa gelmesi durumunu da bir nebze ortadan kaldırmış oluruz.Benim düşüncem bu baran yada siz okuyucular ne düşünür,karar size kalmış.:):):):).
İNDRİA: Başımıza taş yağacak.İlk kez düzenleyici atarlanmadi :):):):)
YN : olmaz uzun bölüm yazınca ben sıkılıyorum ve en son hikayeden sıkıldığımda 2 haftada bir 700 kelimelik bölüm atıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Indria
FantasíaHayatım boyunca gerçeği aradım ama neyin gerçeğini? Merhamet dileyen acınası bir çok masum insan öldürdüm hem de gözümü kırpmadan. Sayısız canavarın hayatı benim ellerimde son buldu. Peki elime ne geçti? Koca bir hiç, ancak sonunda o gerçeği bulduğu...