Nicolas aralıksız 2 saattir kaçıyordu, arkasına bir çok sürü takılmıştı fakat hepsi Nicolasın başka sürülerin bölgesine girmesiyle, işgalci durumuna düşmüş ve bölge sahibi sürü tarafından saldırıya uğramıştı. Sürgün bölgesi karma karışıktı, Mağaraların önü büyülü yaratık cesetleriyle doluydu, onlarca Büyük Aziz Aleminde olan Büyülü Yaratık ortaya çıkmıştı.
Nicolas 2 saatin ardından ancak Bölgenin sonuna ulaşmayı başarmıştı fakat hala bir saatlik yolu vardı ve Sürgün Bölgesinden çıktıktan sonra yalnız büyülü yaratıkların bölgesine girecekti. Bu bölge Sürülerin veya Sürgün Bölgesi gibi tehlikeli değildi hatta Mağarada ki yaratıklar bazen dışarıda ki insan veya büyülü yaratıkları umursamazdı. Tabi ki kan kokusu almadılarsa ve Nicolas Sülfür Yosunu ile karıştırdığı kanının kokusu bu yakın mağaralardan geçerken kesinlikle yaratıkların dikkatini çekecekti.
Nicolas hızlıydı, hala fazlasıyla Aziz Enerjisi vardı fazla özenli kullanmıyordu ama kontrolü oldukça üstündü. Biraz çabayla Aziz Enerjisini hızlı harcasa bile boşa harcamıyordu.
Başka bir sürünün alanına girdiği anda kan kokusunu almış olan büyülü yaratıklardan birisi karşısına çıkmıştı. 50 metre uzağında olan bir Safir Semender, 3 metre uzunlukta, kısa bacaklı ve parlak bir bedene sahip mavi bedenli bir yaratıktı. Ay yavaş yavaş kaybolurken, gece ay ışığından yoksun kalmaya başlamıştı yine de Safir Semender ışık yayıyordu. Nicolası görmesiyle hızlıca üstüne atıldı.
Nicolas hemen harekete geçti ve hızlıca kaçmaya başladı. Bölgesine girdiği anda bir büyülü yaratıkla ilk defa karşılaşıyordu. Hareket ettikçe daha fazla Safir Semender peşine takılıyordu. Sadece 20 dakika içinde 30 kadar Safir Semender peşindeydi ve bir anda Nicolas tehdidin yoğunlaştığını hissetti. Güçlü bir Aziz Enerjisi bütün alanı sardı, Nicolas titredi. Kafa derisi hızlıca uyuştu...' Nasıl ? ÜSTAT SEVİYE OLABİLİR ?' dedi şaşkınlıkla. Düşündüğü gibi uzakta adeta bir güneş gibi parlayan Safir Semenderi gördü, büyük gözleri bir metreden büyüktü ve devasaydı. O kadar büyüktü ki, Nicolas ona bakarken bütün bedeninin titremesine engel olamadı. Kalbi bir anda soğumuş ve ruhu bile titremişti. Ölümün nefesini hissediyordu.
Bir Üstat Aleminde Safir Semender, burada karşılaşmayı en son umduğu yaratıktı. Semenderler son derece hızlıydı ve aşırı zehirliler di. Yakalaması son derece zordu, avlarını öldürmek için dişlerini geçirmelerine bile gerek yoktu, bedenlerini saran zehirli balçığı onlarına sürmeleri yeterliydi ve bir Üstat Aleminde ki Safir Semender bu balçığı ağzında toplaya bilir ve fırlata bilirdi. Nicolas bütün Aziz Enerjisini ayaklarına gönderdi aynı anda sırtında ki çantayı fırlattı, ağırlık yapan kılıcını fırlattı. Bütün ağırlıklarından kurtuldu, Arbalet bile geride kalmıştı. Eğer biraz bile yavaş olursa Üstat Aleminde ki Safir Semender onu yok ederdi. Kelimenin tam anlamıyla yok ederdi.
Nicolas ağırlıkları atmasıyla daha da hızlanmıştı, eğer Güneş Yılanının 10 kilodan ağır olan başını atma şansı olsa daha iyi olurdu. Dengesini bozuyordu ve hızını azaltıyordu fakat şuan imkansızdı. Sürekli kaçarken ağırlığı azaltmak için yılan başının parçalarını bile kesememişti. Şimdi bunu yapmadığı için ölümüne pişmandı.
Hızının artmasıyla birlikte Üstat Aleminde ki Safir Semenderin tiksindirici bir öğürme sesi çıkarttığını duydu. Gözleri anında büyüdü, başını çevirip Safir Semendere baktığında, pürüzsüz deriye sahip yanaklarının şiştiğini gördü. Nicolas titredi ve gözü Safir Semender deyken koşmaya devam etti. Safir Semender bütün bölgeyi saran tükürme sesini çıkarttığı anda Nicolas hemen sola doğru fırladı. Tek hamlede 10 metre gitmişti fakat yeterli değildi. Hemen başka bir on metre altatmak için harekete geçti ve bedeni ok gibi ileriye atıldı. Aynı anda az önce bulunduğu noktaya bir zehirli balçık kütlesi temas etti. Temas ettiği gibi toprak cızırdamaya başladı, katı toprak ve kaya bir anda sıvılaştı, bu son derece güçlü asidik bir zehirdi. Semenderler bu yıkıcı zehri bir çiçek özü gibi içmeye bayılırdı. Hele ki Üstat Aleminde bir Safir Semenderin zehri ise anında içmeye başlarlardı. Elbette bu zehirle ölen bir av varsa çok daha iyi olurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasy#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...