Nicolas tedirgin ve korku doluydu. Bu mesele basit değildi, burada ölen kişilerin hepsi ondan çok daha güçlüydü. Önce ki hayatında ulaştığı güç bile bu kişilerin yanında komikti, onlar bu kişinin lanetiyle öldüyse, onun kurtulmak için en ufak şansı yoktu.
Yüzüğü taktığı anda zaten tuzağa düşmüştü, reddetip yüzüğü çıkartmak bir seçenek değildi. Kabul edip yapmamaya çalışmak bir seçenek değildi.
'Ben...' dedi Nicolas fakat bilinç onunla konuşmuyordu, sadece söylemesi gerekenleri söylüyordu.
'İlk şartım. Asla Aziz Tanrı olmadan önce sunağa yaklaşmayacaksın...'
Nicolas derin bir nefes aldı ve rahatladı. 'Aziz Tanrı mı ? Bu aleme çıkana kadar zaten doğal yollardan ölmüş olurum...' dedi Nicolas Aziz Tanrı alemi öyle basitçe ağza alınamazdı. Nicolas güvende hissetti.
'İkinci şartım. Aziz Tanrı olduktan sonra, bilincim tekrar ortaya çıkacak ve seni bir güç testine sokacak. Güç testinde gücünü gizlersen ölürsün, eğer gerçek gücünü gösterir ve güç testini geçemezsen sana daha fazla güçlenmen için zaman vereceğim.
Güç testini geçtikten sonra ise Sunağın bağlı olduğu dünyada ki uzmanlarla savaşacaksın. Ölüm ve yaşam senin kaderin, İmparatorluğumun hazineleri ise senin için ödediğim kira bedeli.
Son 10.000 Yıl içinde, şartlarımı kabul eden 2.413 oldu. Bunların 1612 tanesi, Aziz Tanrı olmadan önce öldü ve yüzüklerim bana döndü. Kalan 801 kişi Aziz Tanrı oldu ve Lanetimi kırmaya çalışıp hazineleri mi tamamen kendisine almak isteyen 730 kişi lanetimle öldü.
Kalan 71 kişinin 50 tanesi güç testimi geçemedi ve sonrasında farklı sebepler ve yaşlılıktan öldüler. Son 31 kişi ise sunağa meydan okudu ve Sunağın uzmanları tarafından öldürüldü. Sen 2.414 kişisin. Umarım başarılı olursun.
Yüzüğün kontrolü ve hazine sana ait olacak. İki isteğimi yerine getirdiğin müddetçe özgürce kullana bilirsin fakat unutma. Her şeyin gerçek efendisi benim. Bilincim ve lanetim her zaman seni izliyor olacak...' sesi yok olduktan sonra Nicolas derin bir nefes aldı.
Seref Sagu'nun eşsiz bir uzman olduğunu anlamıştı. Sagu İmparatorluğunu ilk defa duyuyordu fakat yüzüklerde ki hazineleri gördükten sonra ne kadar devasa olduğunu anlamıştı. Yine de yok olmuştu ve onu yok edenler sunağın dünyasından gelen uzmanlardı. Safir Semenderin sözlerinin ne kadar doğru olduğunu Nicolas anlamıştı.
Aziz Tanrıları bile öldürecek kadar güçlü kişilerdi ve 10.000 yıldan bahsediliyordu. Nicolas hayret etmişti, bu rakamlar, bu güç seviyesi onun aklının alabileceği şeyler değildi. Ufkunun çok ötesindeydi yine de Seref Sagu ona zor bir görevle birlikte emrine inanılmaz değere sahip hazineler vermişti ve Nicolas bundan 33 yıl sonra yaşanacak bir çok olayı biliyordu. Bildiği bir çok hazine dolu mağara vardı, Fei Klanı topraklarında sadece bu mağara olsa da başka topraklarda daha farklı hazineler mevcuttu.
Nicolas onları elde edebilirse, gelişimine yeni bir boyut katabilirdi. Üstelik Nihai Aziz Uyanışı yaşamıştı, doğuştan dahiydi ve şimdi zor bir görevle kullanımına bir İmparatorluğun hazineleri sunulmuştu. Eğer bunlara rağmen Aziz Tanrı olamayacaksa, zaten bir çöpten farklı olmazdı.
2.Hayatına hızlı bir giriş yapmıştı ve şimdiden her şeye sahipti. 'Önceden bir şeyleri biliyor olmak büyük avantaj sağlıyor...' dedi alaycı bir şekilde.
Nicolas ayağa kalktı, çekici bir şekilde parlayan Zaman Boyut Sunağına baktı ve 'Bir gün geri döneceğim...' dedi Nicolas kararlı bir şekilde ve yürüyerek iskeleden taş merdivenlere ulaştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/156633054-288-k770283.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasy#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...