Hanry sessizdi fakat gözlerinin içinde öfke vardı. Bu savaş Fei Klanının yıllardır hazırlandığı bir savaş değildi. Fai Krallığı yıllardır Fei Klanı için işleri zorlaştırıyordu, suikastler düzenliyordu hatta önlerine engeller koyuyordu fakat Fei Klanı asla Fei Krallığına isyan etmeyi düşünmemişti.
Bunun sebebi, Fei Klanının bunu yapamayacak oluşu değildi, sadece yapmalarını engelleyen sebepler vardı. Fei Klanı köklü bir klandı, gizli ve gizli olmayan bir çok uzmana sahiplerdi fakat hepsinden önemlisi bilinen ve bilinmeyen yönleri vardı. Bu bilinmeyen yönler ise Fei Klanını her zaman kısıtlamıştı ta ki Fai Krallığı nihai hamlesini yapana kadar.
Savaş kaçınılmaz olunca, Fei Klanı asla korkmazdı.
Hanry günün devamında raporları dinlemeye devam etti. Her alanda bir çok değişim mevcuttu ve nihayetinde raporlar sonlandığında ifadesi hala sertti.
Tahtından yavaşça kalktı, tam ayrılmak için hazırlanırken kapı açıldı ve bir haberci koşarak odaya girdi.
Hanry Haberciye baktı, kaşları çatılmıştı.
'Neler oluyor ?' Hanry ilgiyle sordu.
'Klan Liderim... Bir Leylek... Haberci Leylek...' haberci nefes nefese söylediği anda Hanry'nin gözleri büyüdü ve 'HABERCİ LEYLEK Mİ?' inanamayarak sordu.
'Evet... Evet Klan Liderim. Haberci Leylek geliyor...' dediği anda tiz bir kuş çığlığı taht odasını doldurdu ve aynı anda uzun gagalı, beyaz renkli leylek odaya girdi. Hanry zaten ayaktaydı fakat daha da dikleşmişti, gözlerinde saygı vardı ve hepsinden önemlisi içi endişeyle doluydu.
Ellerini birleştirdi ve ustasını selamlar gibi eğilerek selam verdi.Sadece bir leylek olsa bile, arkasında büyük bir anlam vardı.
Leylek taht odasını bir ok gibi geçip Tahtın önüne tek hamlede kondu. Uzun ve ince bacaklarını kırmızı halının üstüne koyup, başını kaldırıp küçük gözleri ile Hanry'e baktı.
Gagası hiç hareket etmemiş olsa bile sesi bütün odayı kapladı.
'Klan Lideri ile beni yalnız bırakın.' dedi.
Taht odasında fazla insan yoktu fakat hala 20 den fazla kişi bulunuyordu.
Leyleğin emri ile, herkes duraksadı gözler aynı anda Hanry'e döndü. Hanry sadece başını salladı ve sadece o zaman 20 kişi odadan çıkmak için hamle yaptı.
Leyleğin gagası hafif aralandı, ince bir iç çekiş duyuldu, bu aynı zamanda taktir dolu bir sesti.
20 kişi taht odasından çıktı ve büyük kapı arkalarından kapandı. Hanry saygı ve merakla sordu, 'Usta Leylek, sizi beklemiyordum.' dedi. Sesinde ki endişe fark edile bilirdi.
Usta Leylek küçük gözlerini Hanry'e sabitlemişti ve sakin bir tonda karşılık verdi. Sesi biraz ince olsa bile arkasında büyük bir güç vardı.
'Muhafız Lordu Hanry. Bu savaş Ana Klanı oldukça rahatsız etti.' dedi Leylek.
Hanry duraksadı' Tahmin ettiğim gibi...' dedi kendi kendine sonra yavaşça tekrar tahta oturdu ve elini boynuna atıp kolyesine uzandı.
Kolyesini ortaya çıkartıp Leyleğe gösterdi. Leylek Hanry'nin kolyesine baktı, bir süre sessiz kaldıktan sonra bir rüzgar dalgası bedenini sardı, adeta mini bir kasırga oluşmuş gibiydi. Avizeler titredi, masalarda ki kağıtlar uçuşmaya başladı. Sanki her şey bu ufak kasırgaya çekiliyor gibiydi ve kasırga bir anda yok olduğunda, beyaz kasırganın içinden uzun beyaz kaşlı, 50 yaşlarında görünen orta boylu iyi yüzlü bir adam çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasi#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...