45.Bölüm: Zaman Boyut Sunağı (1)

6.4K 580 7
                                    

Nicolas 101 Şifalı bitki tepesini, 100 Orta Ateş Taşını ve Simya kazanını depolama yüzüğüne koyduktan sonra mağaranın derinlerine doğru yürüdü. Bir süre yürüdükten sonra mağarada dikkate değer bir şey bulamamıştı.

Hızlıca mağaradan ayrıldı, mağaranın çevresini saran bitkilerden bir kaç tane aldı ve kıyafetinin içine yerleştirdi.

'Topraktan ayrıldıkları için ölecekler ama Zalim Ökse otu en azından 1 hafta yaratıkları benden uzak tutar.' dedi Nicolas. Ek bir koruma olarak Zalim ökse otunu vücuduna yerleştirdikten sonra mağaradan ayrıldı. Batıya doğru giden yolu takip etti. Safir Semenderin aurası hala üstündeydi ve şimdi Zalim Ökse Otunun zarar veren etkisiyle kutsanmıştı. Artık daha güvendeydi.

2 gün boyunca yürümeye devam etti, bazen Üstat Aleminde yaratıkların auralarını hissediyordu fakat Safir Semenderin Aurası anında böyle durumlarda yükseliyordu ve Üstat Aleminde ki yaratıklar aurayı hissettiği anda varlıklarını gizleyip saklanıyordu. Nicolas 2 gün boyunca yürümüştü bu sırada beklenmeyen bazı faydalar elde etmişti.

Bazı boş mağaralar bulmuş ve içinden bir miktar şifalı bitki toplamıştı. Bir kaç tanesindin hemen önünde bulunan on kilodan daha ağır olan kaya ile birleşik altın cevheri vardı. Nicolas onları tereddüt etmeden depolama yüzüğüne gönderdi. 

Büyü Dağlarının bu bölgesi neredeyse el değmemişti, insanlar buraya çok nadir geliyordu ve genellikle gelen kişiler zaten Büyük Üstat Aleminin zirvesinde veya Dünya Aziz aleminde oluyordu. Bu kişiler için bir kaç kiloluk altın cevheri dolu kayayı almak gereksizdi. Zaten güçleri sayesinde çok zenginlerdi, onların arayışı daha özel hazinelerdi.

Bu sebeple Nicolas yol boyunca, sadece kendi güzergahını takip ederek bir miktar hazine elde etmişti. Büyü Dağlarının taşı, toprağı gerçekten altındı. Eğri kayaların zemininde birleşmiş ufak bir göletten su içti ve birazını yanına almıştı. Bu sayede susuzda değildi. Çantasını fırlattığı için besin haplarından başka yiyeceği yoktu. Yeterli güç sağlamıyor olsalar bile en azından rahatsız hissetmiyordu.

2 Gün süren yolculuğun ardından neredeyse Büyü Dağlarının ortasına yaklaşmıştı fakat mağara merkezde değildi, biraz dış bölgede nispeten gizli bir alanda kalıyordu. Zaten bu sayede uzun yıllar boyunca çok az kişi keşfetmişti ve keşfeden kişilerin neredeyse tamamı ölmüştü.

Nicolas bir tepeden aşağıya baktı, yüksek uçurumun kenarında tek bir kişinin yürüyeceği, arkası uçuruma önü kayalıklara bakan dar bir patika yol vardı. Nicolas biraz tereddüt ettikten sonra iç çekerek patika yola doğru yürüdü. Bu yol mağaraya ulaşa bileceği tek yoldu. Mağarayı keşfeden askerlerden bu yolu duymuştu ve başka bir yol olmadığını da zaten araştırarak öğrenmişti.

Elleri ile taş duvarın tutunacak çıkıntılarını tutup, bedenini kayalıklar yasladı. Bir yengeç gibi yan yan, adım adın dar patikadan uçurumu arkasına alıp geçmeye başladı.

Her adımda ölüm tehlikesi vardı, eğer buradan düşecek olursa Aziz olmayan Nicolas bir yana, bir Dünya Azizi bile ağır yaralanırdı. Nicolasın ise et peltesine dönüşmesi pek muhtemeldi.

Dikkatli ve sabırlı hareket ediyordu, elini attığı her taşın dayanıklı olup olmadığını kontrol ediyordu. Bu patika yolda 20 mil boyunca yürüyecekti, bu dar alanda gidilecek bu yol oldukça fazlaydı ve en ufak dikkatsizlik hayatına mal olabilirdi.

Ayağıyla adım atacağı sonrayı noktayı yokluyor ve biraz güç uygulayarak sağlamlığını test ediyordu. Eğer biraz bile sarsılırsa başka bir nokta arıyordu. Böylece 20 Millik dar patika yolu geçmesi tam 4 gününü aldı, adım adım, santim santim ilerledi. Besin hapı ve biraz su ile yoluna devam etti. Bitkin düşmüştü ve uykusuzdu, kaliteli Aziz Enerjisi olmasa bu kadar dayanması bile imkansızdı.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin