Nicolasın ulaştığı sonuç beklenmedikti. Sonuçta Noe bir nevi komünizmin öncü iken Nicolas oldukça kapitalist hatta biraz faşist bir yöntem uygulamaya karar vermişti. Bunun sebebi Nicolasın önce ki hayatından edindiği deneyimlerdi.
Aristokrasi çok sıkıntı yaratıyordu fakat bunun temel sebebi Aristokrat olmanın gökten düşen bir kutsal elma olduğunu düşüncen Aristokrat hanelerdi.
Oysa ki yeni kurulmuş veya her zaman köklerine sadık olmuş haneler her zaman güçlenmeye ve gelişmeye devam ediyordu.
Genellikle Hane kurucusu Hanede ki en güçlü kişi olurdu yada onun çocuğu fakat sonra ki nesiller giderek zayıflardı. Nihayetinde, Hanenin güvene bileceği tek güç Aristokrasinin gücü oluyordu ve böylece işe yaramaz sülükler haline geliyorlardı.
Diğer yandan Aristokrasinin varlığı düzen için olmazsa olmazdı, kanunların uygulanması ve sistemin işlemesi için varlığı çok önemliydi.
Bir Baronun topraklarında, her şey Barondan sorumluydu, yetiştirilen askerler, vergiler halkın refahı ve mevcut durumu. Eğer Hane bunlara dikkat etmezse Fei Klanı tarafından cezalandırılırdı hatta Aristokrat konumu bile elinden alınırdı. Bu sebeple, ne kadar sülük olursa olsun Aristokrat haneler önemliydi.
Toprağın işlemesini, insanların yaşamasını, ticaretin akmasını ve nizamın korumasını sağlıyorlardı. Faydaları ve zararları vardı ve Nicolas için yeni bir şey yaratmak saçmaydı.
En önemlisi zaten elinde bir sistem mevcuttu ve herkes bu sistemi tanıyordu, sistemi tamamen ortadan kaldırıp yerine yeni bir sistem koymak hem çok zor zordu hemde çok fazla kaynak israfı gerektiriyordu ayrıca bu yeni sistemin eksikleri olacaktı ve en ufak kusurlarında bile saldırıyı Nicolas sistem kurucusu olarak karşılamalıydı.
Diğer yandan Aritsokrasinin kusurlarını ortadan kaldırmak çok daha basitti, bunun için dünyanın en güçlü uzmanı olmaya gerek yoktu. Yapması gereken Aristokratların yerinin sağlamda olmadığını bilmelerini sağlamaktı.
Aristokrat hanenin gücünü ölçecekti ve onlara kurallar getirecekti ayrıca belli bir sıralama yapacaktı. Baron olmak yada ViKont olmak önemliydi fakat sonuçta hepsi kuruculardan sonra bozuluyordu. En zor bozulan haneler Dük Unvanına sahip olan hanelerdi ve bu hanelerinin zor bozulmasının sebebi içte çok fazla rekabet, dışta çok fazla aç gözlü rakip olmasıydı. Genç nesil iyi yetiştirilmezse anında konumları giderdi, dikkat çekici bir noktalardı.
Fakat Nicolasın düşüncesi her Aristokrat hane için uygulana bilirdi.
Şimdilik hala fikrini geliştirme aşamasında olduğu için sadece kaba taslak bir fikir oluşturmuş ve faydalarının, zaraların dan çok daha fazla olduğunu hesaplamıştı.Bu sistemin en büyük zararı Nicolasa göre Aristokrat Haneleri denetleyecek ve kurallarını onlara dayatacak gücün, her zaman güçlü olması gerektiğiydi. Eğer zayıflarlarsa, güçleri yüksek olan haneler anında bu gücü tahtından ederdi. Diğer yandan gücünü muhafaza ederse, Aristokrasi çok güçlü olurdu ve haliyle sahip olduğu topraklarda güçlü olurdu.
Nicolas detayları zaman içinde kararlaştırıp, sistemi nasıl revize edeceğini düşünmeye karar verdi.
Farkında olmadan saatler akıp geçmiş ve şafağa sadece iki saat kalmıştı. Ordu hala uyanıktı, herkes sohbet ediyordu ve Nicolas ondan on adım uzakta olan ve klanda da onu takip eden korumalarına baktı.
'Generali çağırın.' dedi Nicolas sakin bir şekilde. Korumalar anında karşılık verdi, 'Genç Efendi... General emriniz üstüne şehre kazan almaya gitti.' dedi.
Nicolas iç çekti, 'Gelecekte, emir verirken, adamlarından birisini gönder demeyi ihmal etmemeliyim.' dedi. Böyle basit bir iş için General Ivanın kişisel olarak ayrılması onun hatasıydı, sonuçta direkt olarak ona emretmişti ve cümlesi onun gitmesi anlamına geliyordu. Haliyle General Ivan anlam veremese bile emre uymuş ve gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasia#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...