6.Bölüm - 2 Yıldız (2)

8.5K 679 15
                                    


Nicolas Klandan iki uzun boylu ve kalıplı şövalye eşliğinde çıktı. Üstlerinde sıradan kıyafetler olsa da boylarını saklamanın bir yolu yoktu. Albert ise onların yanında ince bir dal gibi görünüyordu. Nicolas ile aralarında üç adım mesafe vardı, ne fazla yakın ne da çok uzaktılar bununla birlikte Albert hemen Nicolasın yanındaydı. Kahyası olarak aynı zamanda herhangi bir tehlike durumunda eğer fark ederse anında Nicolasın önüne atlayıp kendi siper etmesi gerekiyordu. Eğer efendisi ölürse onun kaderi de ölüm olacaktı. Kahyalık eğitiminde zaten bu sıkıca öğretilmişti. Albert işini ciddiye alıyordu. Nicolası sevmiyor olsa bile eğer onun yanında ölürse, zaten ölecekti bu yüzden onu korursa en azından iyi bir imajı olabilirdi.

Görevine olan saygısı da başka bir etkendi fakat Nicolas kendini iyi saklamıştı. Başında ki siyah kapişol yüzünü gölgeliyordu ve yüzünde ki siyah lekeler onu halktan birisi gibi gösteriyordu. Eğer dikkatli bakılmazsa kimse onu tanıyamazdı bu yüzden endişelenmeye gerek yoktu.

Fei Klanı Şehri, krallıkta ki büyük şehirlerden birisiydi.  Karanlık Okyanusun kıyısında yer alıyordu ve karadan okyanusa karışan bir kaç uzun nehre sahipti. Büyü Dağından çıkan bir kaç kaynak suyu, bir kaç farklı koldan güçlü nehirler oluşturarak Vitu Gölüne ve Karanlık okyanusa akıyordu. Nehirler bir örümcek ağı gibi Fei Klanı topraklarını sarmıştı bu sayede toprakların her santimi son derece verimliydi.

Okyanusa yakın olduğu için, okyanustan gelen sert rüzgarlardan dolayı kış ayları uzun sürüyordu lakin aynı şekilde kıştan sonra hemen topraklar ekilebiliyordu. Bir yıl içinde topraktan üç defa mahsul alınıyordu, her mevsim farklı bir ürün ekiliyordu. Bu Fei Krallığının giderek zenginleşmesine sebep oluyordu aynı zamanda Büyü Dağları zengin madenlere sahipti. Demir, Kalay, Bakır ve altın damarları boldu, bir kaç ufak madenden yakut ve safir gibi değerli madenler bile çıkartılıyordu.

Fei Klanının toprakları kutsanmış gibiydi, her metresi oldukça değerli olmakla birlikte Fei Klanı yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşıyordu. Çoktan kökleşmişti ve halka ve aristokratlara karşı adil davranıyordu. Kış aylarında vergileri neredeyse sıfıra indirmekle kalmıyor aynı zamanda halkın yaşamını desteklemek için hazineden harcamalar yapıyordu. Bununla birlikte kış ayında farklı bir kazanç kapısı ortaya çıkıyordu. Bu da kürk ticaretiydi, büyülü yaratıkların veya vahşi hayvanların kürkü işlenerek satılıyordu.  Kış aylarında Vitu gölünün suları donuyordu ve Fei Klanının getirdiği uzmanlar sayesinde Vitu Gölü kenarında yaşayan halka buz balıkçılığı öğretilmişti.

Böylece kış aylarında sıkıntı yaşamadan hayatta kalıyorlardı. Tabi ki asıl bahsedilmesi gereken konu Fei Klanı ordusunun her yıl yeni askerler çoğunlukta olmak üzere bir kaç bölük askerle Büyü Dağlarındaki Büyülü Yaratıkların sayısını azaltıyor olmasıydı. Bu hem ordu için iyi bir eğitim oluyordu hemde halkın güvenliği sağlanıyordu aynı zamanda Büyü Dağlarının her seferinde daha derinine giren ordu bazı zamanlar mağaraların içinde saklanmış hazineleri buluyordu. En büyük keşif, bu yıl bulunan mağaraydı. Mağaranın içi ağzına kadar altınla doluydu ve Nicolasın kolyesi de bu mağaradan gelmişti.

Ordu hazineyi klana teslim ettikten sonra Hanry cömertçe bütün orduyu ödüllendirmişti hatta ganimetin %10'nu direkt olarak onlara vermişti ve subayların bazılarını terfi ettirmişti. Bu cesaretlendirme sayesinde ordu motive olmuş ve bir sonra ki sefer için daha hevesli hale gelmişti.

Genel olarak durum Fei Klanının lehineydi, iki tarafı suyla kaplıydı ve arkasında zengin madenleri olan dağ bölgesi bulunuyordu. kuzeyinde ve güneyinde kendisinden zayıf güce sahip Alisa Prensliği ve Brian Büyücü Birliği toprakları vardı. Brian Büyücü birliğinin güneyi dağlarla çevriliydi ve ana geçimi dağlardan elde ettiği büyülü canavar nesneleri ve madencilikten geliyordu ayrıca Batı çölüne açılan bir kapıya sahipti ve batı çölünde daha fazla büyülü yaratık olmakla birlikte bir çok farklı ırk ve ufak kabile vardı. Brian Büyücü birliği bu bölgelerden elde ettiği şeyleri altına çevirmek için Fei Klanının topraklarını kullanmak zorundaydı, deniz yolundan gitmek istese bile Fei Klanının kara sularından geçmeden gitmesi çok zordu bu yüzden ticarette Fei Klanına neredeyse bağımlıydı. Fai Krallığı başkentine mallarını ulaştırmak için başka yolu yoktu.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin