Nal sesleri yeri ve göğü titretiyordu. Nicolas, Dean, Axel ve çetesi, onlarla birlikte Dört Ölüm ve Nicolasın 10 çırağı. İki kişisel koruması, hizmetlileri güçlü atlarla sür'atle gidiyordu.
Yola çıkalı 3 gün olmuştu, at arabası hızlarını düşürdüğü için bir gün daha uzun süre yolculuk etmişlerdi fakat Nicolasın yüzünde belli bir gülümseme vardı.
'Az kaldı...' dedi. Sonunda, uzun zamandır beklediği, büyük bir servet harcayıp hazırladığı ordusunu görecekti. Bu ordu onun krallığının temeli olacaktı, bu ordu ile bütün düşmanlarına diz çöktürecekti. Beklentileri yüksekti, eğer birisi onun kölelerden bir ordu kurduğunu duysaydı karnını tutarak güler ve ona aptal derdi fakat en iyi imkanlarla desteklenmiş köle ordusunun, hırsı, hayata olan öfkesi ve sadakati vardı. En iyi teknikler, en iyi ordu dizilimlerine sahiplerdi. Temelleri en iyi şekilde öğrenmişlerdi ve bu yeni bir deneme değildi.
Nicolasın önce ki hayatında, Savaş Tanrıçası Olivia, Aziz Enerji Geliştirme Sanatı ile, muazzam bir güç ortaya çıkartmıştı.
Nicolasın siyah atı, bir rüzgar gibi ilerliyordu, çoktan grubun kalanı arkasında kalmıştı fakat o sırada hiç bir şeyi umursamadı. Geniş toprak yolu bir çırpıda aşıp, ufak tepenin zirvesine ulaştı ve tepeden, vadiye baktı.
Vadide devasa yerleşim yeri inşa edilmişti ve inşa edilmeye devam ediyordu.
Tahtadan evler, merkezde büyük bir karargah ve nizami şekilde dizilmiş 10.000 kişilik ordu. Hepsinin üstünde tek bir üniforma vardı. Nicolas uzaktan bakında, simetrik bir tablo ile karşılaşmıştı. Yüzünde ki gülümseme genişledi, kalbi hızlanmıştı.
'Bu benim ordum...' dedi Nicolas keyifle.
Yerleşim alanının, batısında yüzlerce tahta ev vardı, uzaktan görünen ufak mağazalar ile birlikte bazı meyhaneler bulunuyordu. Doğusu ise hala inşa halinde ki, yarı bitmiş evlerle doluydu. Yerleşim alanının kuzeyinde, Süvari eğitim alanı vardı, at üstünden ok atma, cirit atma, mızrak ve kılıç kullanma gibi eğitimler için yapılmıştı aynı zamanda at sürüşünü güçlendirmek için bazı engelli parkurlar vardı.
Yerleşim Alanının güneyinde ise, piyadeler için, antrenman alanları, okçuluk alanları, kılıç, mızrak,topuz ve diğer soğuk metallerin eğitim alanları mevcuttu. Merkezde ise her halinden ordunun ana kampının ve rütbelilerin yaşadığı yer olarak görünen büyük bir yapı vardı. Sadece 1 ayda böyle bir yerleşim alanı inşa etmek taktire değerdi fakat hepsinden önemlisi görünen her şey Nicolasındı. Ordu, yerleşim alanları, evler ve diğer her şey tamamen ona aitti.
Nicolas atın dizginlerini çekti ve atı kamçıladı, at bir anda kişneyerek ileriye atıldı ve tepeden aşağıya arkasında toz bırakarak Nicolas hızla indi.
Anına yerleşim alanında ki bir çok kişinin dikkati tepeye dönmüştü, zirveden tek başına arkasında toz bulutu bırakarak, hızla aşağıya inan kişinin üstünde yeşil bir cübbe vardı. Güneş ışığında bir yeşim parçasının gökyüzünden düştüğü ana benzer bir sahne görünüyordu.
Son derece ilahi bir manzaraydı bununla birlikte yerleşim alanında son derece güçlü bir ses duyuldu öyle ki Nicolasa bile ses ulaşmıştı.
'KOMUTAN NİCOLAS FEİ GELİYOR!!!
HAZIR OL!'
Aynı anda vadiyi titreten ayak sesleri duyuldu ve bir anda tek bir hamle ile herkes hazır ola geçti. Nicolasın yüzünde ki gülümseme daha da büyüdü. Kamp alanını koruyan paralı askerler bile hazır ola geçmişti. Nicolas yerleşim alanının girişinden hızla geçti, yerleşim alanına girmesiyle birlikte, sağ ve sol tarafa dizilmiş askerleri gördü.
![](https://img.wattpad.com/cover/156633054-288-k770283.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Фэнтези#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...