Nicolas karşısına dokuz yaşıtı öğrencisini alıp oturdu. İfadesi normaldi, elini bir dizinin üstüne koymuş, diğeriyle çenesini ovuşturuyordu. Hareketleri onu yaşlı bir usta gibi gösterse bile içgüdüsel olarak Ustasını taklit ediyordu.
'Bana Simyanın özünü söyleyecek birisi var mı aranızda ?' Nicolas sakin bir şekilde sordu. Çıraklarından bir tanesi hemen hevesle cevap verdi.
'Usta. Simyanın Özü tutkudur.' dedi. Nicolas küçümseyici bir şekilde 15 yaşında ki çocuğa baktı, alaycı bir şekilde gülümsedi ve 'Tutku mu? Tutku ancak genel evin özü olur. Simya'nın özü paradır! ' dedi Nicolas.
Aynı anda 9 kişi afalladı, özellikle cevap veren çocuğun yüzü bir anda düşmüştü. Hepsi şüpheli gözlerle Nicolasa bakıyordu.
'Simyanın büyük yolu nedir ?' Nicolas bir defa daha sordu. Yine aynı çırak, hevesle karşılık verdi. 'Emek ve Zekadır.' dedi. Nicolas tiz bir kahkaha attı.
'Emek ve Zeka ancak Genel Eve giden müşterinin yoludur. İyi emek vermek ve parasını çaldırmamak... Simyanın büyük yolu paradan geçer.' dedi Nicolas.
Dokuz çırağın yüzü bir defa daha dondu. Onlar Simya Birliğinin en genç Üstadının çırağı oldukları için gurur doluydular. Nicolas ile çok fazla konuşma imkanları olmamıştı ve Nicolas onlara öğrenmeleri için kitaplar vermişti fakat şimdi bizzat eğitim veriyordu ve kitaplarda yazanlardan tamamen farklı şeyleri duyuyorlardı.
Nicolas bu esnada hayal kırıklığı ile bir iç çekti ve gözlerini devirdi. Ardından tek tek 9 çırağına baktı ve söyledi. 'Simyanın yolu da, özü de paradan geçer. Gelişmek istiyorsan altına ihtiyacın var, hap yapmak istiyorsan altına ihtiyacın var, formül edinmek istiyorsan altına ihtiyacın var kısaca Simyacı olmak, Simya Öğrenmek, Simya Uygulamak, Hap Arıtmak ve diğer her şey için Altına ihtiyacın var.' dedi Nicolas.
9 Çırak şaşkınlıkla Nicolasa baktı, Altınlar onlar gibi halktan yeni kopmuş sıradan ailelere mensup kişiler için ağza bile alınmayacak kadar büyük miktardı. Hayatlarında altın bile görmemişlerdi ve şimdi Nicolas onlara altına ihtiyaçları olacağını söylüyordu.
Hepsi derin bir kırgınlık ile başlarını eğdi.
Nicolas onları cesaretlendirmeye çalışmadı, ne öğrendiyse zaten onu öğretiyordu ne fazlası ne de azı. Simya Öğrenmek için, hap yapmak, iksir yapmak için para gerekiyordu. Nicolas önce ki hayatında Simya alanında her şeyi biliyordu fakat yeterli paraya sahip olmamıştı bu sebeple Simya Bilgisi sadece bilgi olarak kalmıştı.
'Bir Simyacının en büyük ihtiyacı paradır. Bu sebeple, paraya sahip olduğunuz sürece, Simyacı olmak için önünüzde neredeyse hiç bir engel kalmaz. Simyacılar birer makine gibidir, altın harcar karşılığında altın kazanırlar.
Fakat bu mesleği öğrenmek sadece altın ile mümkün olsaydı herkes Simyacı olurdu. Simyanın en büyük ihtiyacı paradır fakat Simyacının en büyük özelliği dikkatli olmaktır. Dikkatli olduğu sürece bir simyacının önünde neredeyse hiç bir sınırlama yoktur ne kadar aptal olduğu, ateşi ne kadar kötü kontrol ettiği önemli değildir. Önemli olan şey dikkatli olmaktır, dikkat hapın kalitesini, iksirin içeriğini, kazanın sıcaklığını belirler. Ortaya çıkan hapın veya iksirin seviyesini belirler.' dedi Nicolas.
Nicolasın son cümlesi 9 çırağın ilgisini çekmişti. Nicolas başlangıçta onları şok etmişti fakat şimdi gerçekten mantıklı gelen şeyler söylüyordu.
'Buna bir örnek vermek gerekirse... Farz edelim ki, ateş kontrolü kötü olan bir simyacı var. Bu kişi bir hap arıtmak istiyor. Sizce bu kişi hap arıta bilir mi yoksa arıtamaz mı?' Nicolas sordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasy#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...