170.Bölüm: Şeytani İllüzyon

5.9K 564 18
                                    

Kız soğuk gözlerle Nicolası, izledi. Elini çenesine neden götürdüğünü anlayamadı fakat buna fazla da önem vermedi. O an tek istediği Nicolası öldürmekti, öldüremeyeceğini bildiği halde onun ölmesini diledi.

Nicolas soğuk bir gülümseme ile kıza baktıktan sonra bir adım geri çekildi ve aynı anda Kızın görüş alanı birden değişti.

Kız titredi, hemen şaşkınlıkla etrafına bakındı. Kırmızı duvar kağıtları olan bir odadaydı. Kırmızı renkli bir yatağın hemen önünde duruyordu, şaşkındı. 'Bu... bu bir illüzyon mu?' dedi ilk tahmini elbette buydu  fakat hemen sonra başını salladı. 'Bu imkansız... Kutsal Enerjim açığa çıktı, ayrıca zihnimi illüzyondan koruyan hazineye sahibim. Kimse beni bir illüzyona sokamaz...' dedi duraksadı ve bir anda kutsal enerjisi kesildi. Gözleri aşkla parladı ve yüzüne büyük bir gülümseme yerleşti.

O esnada, Nicolas yerde ki adamlardan birisini yakaladı, kısa boylu ve çirkin olanı sarstı. Genç adam zaten korkuyla doluydu, Nicolasın onu güçlü bir şekilde kavramasıyla korkudan altına edecekti. 'Sen... ölmek istemiyorsan kıza yaklaş.' dedi. Kızın yüzüne baktı, kutsal enerji kesilmiş, yüzünde aşkla bakan bir ifade ortaya çıkmıştı. Genç adam çaresizdi ve Nicolas onu bıraktığında kıza doğru yürümeye başladı.

O esnada kırmızı odanın, gösterişli kapısı yavaşça açıldı ve odaya son derece yakışıklı bir adam girdi. 'Büyük Kardeş...' dedi kız ve hemen yakışıklı adamın kucağına atladı. Yakışıklı adam gülümsedi fakat gerçekte kız, Nicolasın az önce öne sürdüğü çirkin çocuğun üstüne atlamıştı. Çocuk şaşkındı, ne olduğunu bile anlamamıştı fakat kızın güzelliği olağan üstüydü. Boynuna sarıldığında ve kokusunu içine çektiğinde arzuları kabarmaya başlamıştı.

Bu esnada kız hala yakışıklı adama sarılıyordu, başını göğsüne yaslamıştı ve usulca, nazik bir tonda söyledi.

'Kutsal Enerjimi hissedip beni kurtardın büyük kardeş... Beni gerçekten seviyorsun...' dedi. Yüzü kızardı, başını kaldırıp duygu dolu gözlerle gülümseyen yakışıklı adamın yüzüne baktı. 

Çirkin adam ise titredi genç kızın sözlerini duyunca hiç bir anlam veremedi fakat o kadar sıcak ve samimi geliyordu ki yüzüne dokunma dürtüsüne engel olamadı.

'Kadınımı korumazsam nasıl bir erkek olurdum?' Bu kızın duyduğu şeydi, gözleri bir anda aşkla doldu ve cesur bir hamle yapıp yakışıklı adamın dudaklarına dudaklarını bastırdı.

Çirkin adam şaşkındı, sadece kızın yüzüne hafifçe dokunmuştu fakat bir anda onu öpmesini beklememişti.

İzleyen herkes aptallaşmıştı. 'Neler oluyor ? Bir anda neden bu şekilde davrandı ? Yoksa o adam gerçekten sevgilisi miydi ?'

'Hayır... Bu imkansız, görmediniz mi o zorlandı...'

'Belki, geçmişten tanışıyorlardı... Tesadüf olamaz mı?'

'Saçma... Zorla ona yürümesini söyledi...' dedi başka bir kişi.

'O zaman bunun sebebi nedir ? İllüzyon mu görüyor ?' dedi başka bir kişi.

Bir süre sessizlik oldu. Tecrübeli bir öğrenci düşündükten sonra itiraz etti. 'Bu imkansız, kutsal kilisenin üyeleri, illüzyona karşı güçlü hazineler ile korunur. Genç çocuk ne kadar güçlü olursa olsun, kutsal kilisen bir üyesini asla illüzyona sokamaz.' dedi.

Kalabalık kendi arasında tartışırken, herkes tecrübeli öğrencinin haklı olduğuna inandı. Sahne ne kadar inanılmaz olsa da, ikili arasında geçmişe dayanan bir ilişki olduğunu inandılar.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin