Bir çok farklı yönden, güçlü öğrenciler kolezyuma doğru uçuyordu. Kolezyumda ise, herkes nefesini tutmuş şaşkınlıkla gökyüzüne yada Nicolasa bakıyordu. Bunduz Jimu ağır adımlarla, baltasını sürüyerek Nicolasa yaklaşıyordu. Yüzü solgundu, gri sakalları bile beyazlamaya başlamıştı. Ölmek üzere gibiydi fakat hayatı pahasına yürüyordu. Nicolas ise dış dünya ile bağını tamamen kesmiş mavi renkli kılıç niyeti ile yıkanıyordu.
Bilincinde, başka bir görsel ortaya çıkmıştı. Beş yaşlarında bir çocuk bir kulübenin önündeydi, kulübenin yakınında yaşlı bir adam sandalyesinde oturmuştu. İfadesi durgundu, çocuk tahta kılıcını yavaşça kaldırdı, iki eliyle tuttu ve hemen ardından savurdu. İnanılmaz bir güç, 50 metre uzakta ki ormanı boydan boya kesti fakat çocuk durmadı, kılıcını tekrar kaldırdı. Gözlerinin içi güçle parlıyordu, inanılmaz bir baskı tahta kılıçtan çıktı, yer ve gök sarsılmaya başladı.
Yaşlı admaın ifadesi biraz bile değişmemişti fakat sahneyi izleyen Nicolasın ayakları titriyordu.
'CENNET KESEN KILIÇ!' Çocuk ince bir sesle bağırdığı anda kılıcından muazzam bir güç açığa çıktı ve çocuk kılıcını gökyüzüne savurdu. Nicolas sarsıldı, kıç üstü yere düştü, gözleri şaşkınlıkla doluydu.
Kılıçtan çıkan güç gökyüzüne ulaştı ve bir anda havayı kesti, adeta boyut ve zamanı kesip atmış gibiydi. Muazzam bir yarık, boşlukta ortaya çıktı, tamamen siyah renkliydi, adeta bir kumaşın üstüne atılmış kesik gibiydi.
Olağan üstüydü, Nicolas sahneden dışarı atıldığında, son gördüğü şey çocuğun hala başka bir hamle yapmak için hazırlandığı olmuştu.
Nicolasın gözleri açıldığında, Bunduz Jimu sadece 5 metre uzağındaydı, gözlerinin içi tamamen maviydi, muazzam bir güç bedenini sarmıştı. Kılıcı adeta ağır çekimde hareket ediyordu fakat gözlerini açtığı anda yıldırım hızında kılıcı hareket etti.
'CENNET KESEN KILIÇ!' diye kükredi, muazzam bir güç bedeninden taştı ve kara yıldırım, şeytani enerji ve kılıç niyeti bir sarmal halinde bütünleşti. Nicolasın kılıcından muazzam bir güç açığa çıktı. Kolezyum da ki öğrencilerin çoğu sarsıldı ve o anda cücelerin arasından birisi ayağa fırladı.
Bunduz Jimu baskı altında çöktü, ölüm ile burun buruna olduğunu biliyordu, Nicolasın kılıcından fışkıran güç inanılmazdı.
Muazzam bir güç Bunduz Jimuya doğru atıldı ve o anda bir ses duyuldu.
'PARÇALAN!!!' ve aynı anda daha güçlü bir baskı arenaya çöktü. Nicolasın daha yeni açığa çıkarttığı kılıç tekniğine saldırdı. Yay şeklinde ki üç renkli teknik parçalara ayrıldı fakat baskı yapan teknikte yok olmuştu.
Nicolas bir ağız dolusu kan kustu ve geriye savruldu.
'BU!' dedi bir kaç kişi, sesin geldiği yöne baktı. Kapüşonlu bir cücenin figürü herkesin önünde belirdi.
Cüce kapüşonunu çekip yüzünü açığa çıkarttığında, bir çok öğrencinin gözleri korkuyla titredi.
'1. Kaptan Trop Satro!' herkes bu kişin kim olduğunu anlamıştı.
'Şato Birliğinin 1. Kaptanı, birliğin en güçlü 3. üyesi!' dedi bir kaç kişi inanamayarak. Bedeninden yayılan güç Dünya Aziz Zirvesindeydi, muazzam bir güce sahipti, sadece bulunduğu alem değil aynı zamanda mevcut niyet gücü de olağan üstüydü.
Nicolas ise sırt üstü düşmüştü, ağzından hala kan akıyordu lakin gözleri öldürme niyetiyle doluydu.
'AYNI AKADEMİDEN BİR ÖĞRENCİ KARDEŞİNİ NASIL ÖLDÜRMEYE CESARET EDERSİN?' diye bağırdı Trop Satro sert bir şekilde. Nicolas yavaşça doğruldu ve konuşan kişiye baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasia#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...