144.Bölüm: Aziz Yıldız Akademisi Seçilmişi (1)

6.3K 564 13
                                    

Nicolas gülümseyerek elçi ve kadim ataya bakıyordu fakat içten içe depresifti.

'Onca hazırlıklı ve plan şimdi ne olacak?' dedi kendi kendisine hala gülümserken iç çekti. 'Mutlak gücün karşısında herhangi bir plan anlamsız. Sadece bir kişi geldi ve Muhafız Klanının 50 üyesini bastırdı. Sadece tek bir adamdı ve başka bir adam gelip, elçiyi bastırdı. Sonra daha güçlü bir kişi çıktı ve onu bastırdı. Sadece güçlü olanın sözleri kanundu... Acaba bir ordu ve şirket kurmak hata mıydı ?' Nicolas ister istemez sorguladı. 

Yetişim dünyasında önce ki hayatında fazla yükselememişti, o dönemde bunun yüksek olduğunu sanıyordu fakat son yaşadıklarından sonra ne kadar aptal olduğunu düşündü. Aslında bunu anlamadığı için kendisine kızdı çünkü şöyle bir geçmişe farklı açıdan bakınca, aslında o zaman ki savaşta onların değersiz piyonlardan başka bir şey olmadığını anladı.

'Dünya Aziz Aleminde olan gençler var, önceki hayatımda bu kişiler neredeydi ? Onlar savaşa katılsaydı on binlerce kişilik orduların ne anlamı olurdu ?' Nicolas kendi kendisine sordu. Gerçekten askerlere ihtiyacı olup olmadığını öğrenmek istedi. Mutlak gücün karşısında ne anlamları vardı ?

1 kişi veya 10.000 kişi Kadim Atanın gözünde aynı anlama geliyordu. Kısaca hiç bir şey, dikkat etmeye bile değmeyen böcekler. 

Her şeye farklı açıdan baktığını, gerçekte yetiştirici olmanın ne anlama gelmediğini fark etmişti. Okuduğu onca kitap bile ona bu bakış açısını kazandırmamıştı, sadece gerçek bir gösteri onu gaflet uykusundan uyandırmıştı. Tedirgin biraz da endişeli hissediyordu, sanki yabancı olduğu bir dünyaya girmiş gibiydi.

Önceki dünyasında her şey daha basitti, hap kullanırsın, seviye atlarsın, ordu kurarsın savaşırsın ve para kazanır, daha fazlasınını kazanmayı hedeflersin fakat şimdi farklı enerji çeşitleri, farklı yetişim kaynakları. Farklı güçler, inanılmaz genç dahiler, inanılmaz büyük güçler bir anda ortaya çıkmıştı.

Buz dağının görünen kısmının bile ancak ufak bir kısmını gördüğünü fark etti. Kuyuda ki bir kurbağa gibi olduğunu hissetti ve düşündükçe daha az güvende olduğunu hissetti.

'Eğer, Kadim Ata gelip, Muhafız Klanı Liderini kovuyorsa, bir başkası da gelip onu ezemez mi ? Ve onu da bir başkası ? Eğer yeterince güçlü olmazsam, hayatım hep başkasının gücü altında olacak.' dedi Nicolas. Çaresiz ve zayıf hissetti, ölümüne ve yaşamına karar vermeye hakkı yoktu, hayatı ona ait olmasına rağmen eğer elder veya elçi olmasa Elder Keton onun hayatını almış olurdu. 

Eğer Kadim Ata ona borç senetlerini vermesini söylese, buna itiraz edebilir miydi ? Etse bile borç senetlerini koruya bilir miydi ?

Açıkça yapamazdı ve bu da onu borç senetlerinden ailesine ve Lea ya getirdi. Bir gün onlar tehdit edilirse, onları koruyacak kadar güçlü olur muydu yoksa onların hayatlarını başkasının gücünün gölgesine mi bırakırdı ? 

Nicolas bütün kalbiyle bunu reddetti, kararlılığı bir defa daha tazelenirken gözlerinde bir ateş parladı. 

'Ne kadar aptalmışım!' dedi kendi kendisine. Gaflet uykusundan adeta tokatlanarak uyandırılmış gibiydi, 'Orduların ve şirketlerin gerçek güç karşısın da biraz bile değeri yok. Hepsi yok edile bilir, hepsi ezile bilir!' Yumruklarını sıktı, aptallığından dolayı kendisine öfke duyuyordu. Kendisini yumruklamak istiyordu, onca zaman çaba harcadığı her şeyin ve memnun olduğu adımların aslında hiç bir anlam ifade etmediğini öğrenmişti. Bu onu ve ailesini korumaya yetecek bir güç değildi. Sadece kendisine güvene bilirdi.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin