'Hala takip ediyorlar.' siyah uzun saçlarını savurarak döndü ve ormanın içine daldı. Yeşil gözleri ormanın içinde güvenli bir yol aradı ve hızlıca karar verip ağaçların sık olduğu bölgeye yöneldi. İnce bedeni sayesinde ufak aralıklardan rahatlıkla geçebiliyordu. Üstünde göğüslerini örten tek parça siyah bir bez vardı. Siyah bir şort giyiyordu, bedeninin yarısı görünür haldeydi, belinde bir kemer ve kemerde asılı sivri bir kaç fırlatma bıçağı vardı.
Ayak tabanını koruyan metal sandalet zemine bastığında sabit kalmasını sağlayan çok sayıda ufak iğne benzeri çiviye sahipti. Siyah saçları beline kadar iniyordu, açık teni, yeşil gözleri ve uzun siyah saçlarıyla ormanda yolu kaybetmiş bir peri gibiydi. Küçük burnu ve dolgun pembe dudakları her erkeğin kalbini yerinden çıkartmak için yeterliydi. Ormanın gölgelik bölgesinde bile adeta etrafına ışık saçıyordu.
Hızla kaçmaya devam ederken öfkeli bir ses duydu. 'O OROSPUYU YAKALAYIN! ' Kız sesi duyunca başını çevirip arkasına baktı, bu ses son derece tanıdıktı çünkü onu kullanmaya çalışan önemli birisine aitti.
İsmi Lea'ydı. Ay Taşı Büyücü Birliğinde doğmuştu, annesi bir fahişeydi ve haliyle babasını hiç tanımadı. Annesi onu 7 yaşında bir köle tüccarına sattı. Sonrası rezalet bir hayattı, köle tüccarı bir kaç yıl sonra meslek değiştirip gladyatör dövüşlerine yöneldi ve elinde ki bütün genç köleleri eğitmesi için bir kaç uzman tuttu. Bu uzmanlar kadın veya erkek ayırmadan hepsini eğitmeye başladı neredeyse her türlü silahı kullanmayı öğrenmişlerdi. Köle tüccarı olan efendisi yetişkin köleler alıp dövüştürürken, çocukken yetiştirmeye başladığı köleleri bir defa bile arenaya çıkartmadı fakat öldürmeyi onlara öğretmişti.
Her ay kendi aralarında dövüşüyorlardı, bir süre sonra Köle Tüccarı çocukların farklı bir kullanımı keşfetti. Onlar köle tüccarının önünü açmak için rakiplerini öldürecekti. Henüz 12 ile 14 yaşında olan çocukları rakiplerini ortadan kaldırmak için kullanmaya başladı.
O zamanlarda bile Lea'nın eşsiz güzelliği göze çarpıyordu, sadece onun elinden bir çok azgın pedofili katledilmişti fakat güzelliği aynı zamanda onun laneti olmuştu. Köle Tüccarının hızlı yükselişi yüksek konumda ki kişilerin dikkatini çekmişti. Bunlardan birisi ise Ay Taşı Büyücü Birliğinin prestijli öğrencilerinden olan Aziz Seviye bir büyücüydü. Lea'yı gördükten sonra kalbi yerinden çıkacak gibi olmuştu ve Lea'yı satmak istemeyen köle tüccarını tehdit etmiş ve altına boğmuştu.
Sadece bir kişi için 1.000 köle parası alan köle tüccarı düşünmeden Lea'yı bu kişiye satmıştı. Satıldığı gün 16 yaşındaydı ve geceye kadar sabredemeyen adamın penisini kestikten sonra Ay Taşı Büyücü Birliğinin topraklarından kaçmıştı. Yıllarca eğitim görmüştü hızlıydı fakat takip edenlerde hızlıydı. 2 ay boyunca kaçmış, dağları geçip ölüm bölgesi olarak bilinen bölgelere girmiş ve eski kaçakçıların güzergahını kullanarak Fei Klanının topraklarına kadar ulaşmıştı lakin hala peşindekiler onu bırakmamıştı.
Her adımı dikkatlice izliyorlardı. Fei Klanı topraklarına girdikten sonra daha güvende olduğunu düşünmüştü fakat güvende değildi. Takip devam ediyordu ve onu yakalarsalar güzelliği bu defa onu kurtaramayacaktı. Haftalarca kaçmaya devam etti, bir kaç saatten fazla dinlenemiyordu. Aziz seviyesinde olduğu için bedeni dayanıklıydı fakat ancak kaçarken ormanda veya yerleşim yerlerinden çaldığı şeyleri yemiş, su ise ancak kaçarken bir kaç dakika içinde içebildiği kadarını içmişti.
Uyku ise ancak geceleri, takip durduğunda bir kaç saat dinlediğinde uyuyabiliyordu. Tam 3 ay boyunca, aralıksız kaçtı ve Fei Klanı Şehrine kadar kaçmaya devam etti. Ormanın derinliklerinde ufak bir patika yolu kaçarken görmüş ve yola paralel bir şekilde kaçmaya devam ediyordu. Fei Klanının topraklarına girecek kadar gözü dönmüş takipçilerini Fei Klanı şehrinde atlata bileceğine inanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasia#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...